Bende diyorum ki Liberalizm maskesi altında özgürlükçülük palavrasına sığınanların trajedisi…Fatih Altaylı yı fazla sevmem ama bugün ki yazısı çok iyi :
Fehmi Koru dün demiş ki, “Liberal, adı üstünde elbette ki yasağa karşı olacak”Yazı, Özkök’e hitaben kaleme alınmış bir Ertuğrul Özkök eleştirisi.Özkök’ün türbana serbestliği savunan aydınlara yönelik yazılarına bir eleştiri.Bu yüzden Fehmi Koru diyor ki, “Liberal elbette yasağa karşı olur”Koru haklı, liberal yasağa karşı olur.Ama bizim liberaller öyle değil.Onlar AK Parti’yi rahatsız eden yasaklara karşılar.Buna mukabil AK Parti’nin getirdiği yasaklarla ilgili çıtları çıkmıyor.AK Parti diyor ki, “Türbana yasak olmaz”Bizim liberaller koro halinde haykırıyor: “Haklılar. Biz dinci değiliz ama özgürlüklerden yanayız yasak olmaz”Sonra aynı AK Parti diyor ki, “Spor kulüplerinde içkiye yasak olur. Belediye tesislerinde içkiye yasak olur. Televizyonlarda türlü yasak olur”Bizim liberaller koro halinde susuyorlar: “Tısssss”Eee, hani adı üstündeydi, liberaller her türlü yasağa karşıydı.Hadi onu geçtik.Liberal dediğin devletten beslenir mi?Beslenmez. Liberal devletin her türlü ekonomik faaliyetine karşı çıkar.Bizim liberallere bu da uymuyor.Çünkü onlar “Pabuçlarımın liberali”Kimi kamu kuruluşuna karikatür satar, meclise kitap satar.Kimi devlet kontrolündeki medyada köşe kapar, program yapar.Kimi kamu kuruluşunda yönetim kurulu üyesi olur.Kimi danışman sıfatıyla kamudan maaş alır.Ne oldu Fehmi Bey, nerede kaldı liberalizm.Benim anladığım bunlar “İktidar liberalleri”“Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler. Eğer iktidarlarsa.”Tabii geçerken bizim liberalleri de “Görmek” şartıyla…NE ZAMAN ADAM OLURUZ?Kemik için kuyruk sallayanlara ne denildiğini unutmadığımız zaman
liberaller cevap verir.Ama ‘liberaller’i AKP’yi desteklemekten caydırmaya yönelik bu stratejinin asıl anlamlı olduğu başka bir yan var: Türkiye’de liberallerin hatırı sayılır bir bir güç haline geldiğini ima ediyor, bir; kendi benzerlerinin eskiden yaptıkları bir büyük hatayı bugünün liberallerinin yapmayacaklarını gösteriyor, iki. Bu hata, tipik olarak, Demokrat Parti’nin bir cunta tarafından devrilip ‘devlet iktidarı’nın anayasal yoldan tahkim edilmesiyle sonuçlanan gelişmelere zamanın liberal eğilimli aydınlarının katkıda bulunmuş olmalarında kendisini göstermektedir.Bugünün liberalleri böyle bir hataya düşmemeye kararlı görünüyorlar. Çünkü biliyorlar ki, sık sık gündeme gelen bu tür kampanyaların asıl hedefi ‘kurulu düzen’in değişmezliğini garanti etmektir. Çünkü biliyorlar ki, demokratik süreçleri tahrip eden her gelişme Türkiye’nin özgürleşme davasına sekte vurur. Yine bugünün liberalleri siyasette yanlışla doğruyu ayırt edebilecek donanıma olduğu kadar, herhangi bir partiyi körü körüne desteklemeyecek kadar olgunluğa da sahiptirler.mustafa erdoğanyinede bunlar solun neden kemalizme yamanmaya çalıştığını açıklayamıyor. benim teorim şu: sol fikir, inanç ve dil olarak halktan o kadar uzak ki, kendisinden daha güçlü olduğunu zannettiği ve kendisinden daha fazla halka uzak olan kemalizme yamanmaya çalışarak ayakta kalmak, “daha ölmedik yane!” demek istiyor.
solcuların neden ulusalcılara ve kemalizme yamandığını gene en iyi onlar anlatır. sebeplerden biride paraymış elbet. gerisini fuat anlatsın.Örneğin türban tartışmalarında ‘sosyalist sol’un nasıl bir kimliksiz politika izlediğini gördük. Kendi içlerinde çeliştiklerini de tabii.Öncelikle ÖDP’nin temel taşlarını oluşturan oda yönetimlerini kutlamak gerekiyor. 222A kod adıyla yapılan darbeci çağrının peşinden evvela Anıtkabir’e, oradan da Ankara’nın caddelerine aktıkları için. Kendilerinden “Olur mu böyle olur mu, kardeş kardeşi vurur mu” marşları bekliyordum. Belki de söylemişlerdir kimbilir. TMMOB’undan, Elektrik Mühendisleri Odası’na, KESK’inden DİSK’e bağlı sendikalara kadar hep oradaydılar. fuat uğur
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
Bende diyorum ki Liberalizm maskesi altında özgürlükçülük palavrasına sığınanların trajedisi…Fatih Altaylı yı fazla sevmem ama bugün ki yazısı çok iyi :
liberaller cevap verir.Ama ‘liberaller’i AKP’yi desteklemekten caydırmaya yönelik bu stratejinin asıl anlamlı olduğu başka bir yan var: Türkiye’de liberallerin hatırı sayılır bir bir güç haline geldiğini ima ediyor, bir; kendi benzerlerinin eskiden yaptıkları bir büyük hatayı bugünün liberallerinin yapmayacaklarını gösteriyor, iki. Bu hata, tipik olarak, Demokrat Parti’nin bir cunta tarafından devrilip ‘devlet iktidarı’nın anayasal yoldan tahkim edilmesiyle sonuçlanan gelişmelere zamanın liberal eğilimli aydınlarının katkıda bulunmuş olmalarında kendisini göstermektedir.Bugünün liberalleri böyle bir hataya düşmemeye kararlı görünüyorlar. Çünkü biliyorlar ki, sık sık gündeme gelen bu tür kampanyaların asıl hedefi ‘kurulu düzen’in değişmezliğini garanti etmektir. Çünkü biliyorlar ki, demokratik süreçleri tahrip eden her gelişme Türkiye’nin özgürleşme davasına sekte vurur. Yine bugünün liberalleri siyasette yanlışla doğruyu ayırt edebilecek donanıma olduğu kadar, herhangi bir partiyi körü körüne desteklemeyecek kadar olgunluğa da sahiptirler. mustafa erdoğanyinede bunlar solun neden kemalizme yamanmaya çalıştığını açıklayamıyor. benim teorim şu: sol fikir, inanç ve dil olarak halktan o kadar uzak ki, kendisinden daha güçlü olduğunu zannettiği ve kendisinden daha fazla halka uzak olan kemalizme yamanmaya çalışarak ayakta kalmak, “daha ölmedik yane!” demek istiyor.
solcuların neden ulusalcılara ve kemalizme yamandığını gene en iyi onlar anlatır. sebeplerden biride paraymış elbet. gerisini fuat anlatsın.Örneğin türban tartışmalarında ‘sosyalist sol’un nasıl bir kimliksiz politika izlediğini gördük. Kendi içlerinde çeliştiklerini de tabii.Öncelikle ÖDP’nin temel taşlarını oluşturan oda yönetimlerini kutlamak gerekiyor. 222A kod adıyla yapılan darbeci çağrının peşinden evvela Anıtkabir’e, oradan da Ankara’nın caddelerine aktıkları için. Kendilerinden “Olur mu böyle olur mu, kardeş kardeşi vurur mu” marşları bekliyordum. Belki de söylemişlerdir kimbilir. TMMOB’undan, Elektrik Mühendisleri Odası’na, KESK’inden DİSK’e bağlı sendikalara kadar hep oradaydılar. fuat uğur