çok etkileyici ve güzel bir yerdir.deyrul zafaran ve deyrul umur ( mor gabriel) mardin’in hazinesidir.papazların eteklerini huşırdatarak yanınızdan geçmesi bile görsel bir şölendir.süryanilerin inanılmaz bir misafirperverlikle sizleri karşıladığı bir çok ibadethane gibi burası da uzun yıllar akılda kalacak bir hatıra olur.çağırın o muhtarları hepsine 200 dönüm arsa verecem mor gabriele dokunmasınlar.ayrıca oha demek istiyorum midyatın çılgınlar gibi turist çeken bir yeridir. altın yumurtlayan tavuk kesilir mi?
mardin içimdeki en büyük uktelerden biridir. geçen hafta oradan dönen bir arkadaşım çektiği resimleri gösterdi. eski mardinde tam yamaçta bir birahane varmış. gün batımında yeni mardinin kızıllığıyla güneşin kızıllığı birleşmiş sanki alev alev yanıyor gibiydi şehir. salonların alt katındaki bakkalları, şekercinin içindeki tuvaleti, yörükleri, daracık labirent gibi sokakları çekmiş. ballandıra ballandıra anlatıyordu. bir kiliseden de bahsetmişti içinde ışığı geçiren taşların olduğu. acaba orası burası mıdır?
orası deyrul zafaran. bahsettiğiniz de güneş tapınağı denilen bölümü.deyrulzafaran harç kullanılmadan taşların iç içe geçirilmesi ile oluşturulmuş tavanı ile de ünlüdür.ayrıca bahsigeçen dava şimdilik şubata ertelendi. muhtarlar kazanırsa ben kahveden arkadaşlarla bir mardin gezisi yapıp döneceğim.
sağol gözüm. kilisenin içinde güneş tapınağı diye bölüm mü var? ben bir bakayım oraya, nasıl yaparlar benden habersiz böyle birşey.ben de daltonlara söyleyeyim de içten yanmalı arkadan üflemeli motorumuzla gidip kafalarına çürük yumurta atalım. çocuklarının önlük yakalarını kopartalım okul çıkışında o mıhtarların.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
evrensel gazetesi de kendisini aşmış.eskiden hep nikaragua’da işçiler ayaklandı diye haber yaparlardı. nerdeeen nereye.
oradaki bir tarihi eser. cami, köprü, saat kulesi hatta; uslu bir çocuk olup ödevlerini düzgün yaparsan, senin heykelin bile olabilir ileride.
çok etkileyici ve güzel bir yerdir.deyrul zafaran ve deyrul umur ( mor gabriel) mardin’in hazinesidir.papazların eteklerini huşırdatarak yanınızdan geçmesi bile görsel bir şölendir.süryanilerin inanılmaz bir misafirperverlikle sizleri karşıladığı bir çok ibadethane gibi burası da uzun yıllar akılda kalacak bir hatıra olur.çağırın o muhtarları hepsine 200 dönüm arsa verecem mor gabriele dokunmasınlar.ayrıca oha demek istiyorum midyatın çılgınlar gibi turist çeken bir yeridir. altın yumurtlayan tavuk kesilir mi?
mardin içimdeki en büyük uktelerden biridir. geçen hafta oradan dönen bir arkadaşım çektiği resimleri gösterdi. eski mardinde tam yamaçta bir birahane varmış. gün batımında yeni mardinin kızıllığıyla güneşin kızıllığı birleşmiş sanki alev alev yanıyor gibiydi şehir. salonların alt katındaki bakkalları, şekercinin içindeki tuvaleti, yörükleri, daracık labirent gibi sokakları çekmiş. ballandıra ballandıra anlatıyordu. bir kiliseden de bahsetmişti içinde ışığı geçiren taşların olduğu. acaba orası burası mıdır?
orası deyrul zafaran. bahsettiğiniz de güneş tapınağı denilen bölümü.deyrulzafaran harç kullanılmadan taşların iç içe geçirilmesi ile oluşturulmuş tavanı ile de ünlüdür.ayrıca bahsigeçen dava şimdilik şubata ertelendi. muhtarlar kazanırsa ben kahveden arkadaşlarla bir mardin gezisi yapıp döneceğim.
sağol gözüm. kilisenin içinde güneş tapınağı diye bölüm mü var? ben bir bakayım oraya, nasıl yaparlar benden habersiz böyle birşey.ben de daltonlara söyleyeyim de içten yanmalı arkadan üflemeli motorumuzla gidip kafalarına çürük yumurta atalım. çocuklarının önlük yakalarını kopartalım okul çıkışında o mıhtarların.