Oturmuş elimde sigara

Oturmuş elimde sigara ile bekliyordum. Sanki biri telefonumu çaldıracakmış gibi. Durdum. Bir yudum aldım. Acı boğazımı yaktı ama olsun dedim.

İspanya da ki eski dostum evleniyordu. Kartı elime geçtiğinde şunları karalamıştı. “ Artık doğru yolu buldum. Devamı sizin”

Bana sadece cevaplamak kalmıştı ve bu daveti hemen kabul ettim. Toparlanmam kısa ve hızlı oldu. Doğru yolu bulan arkadaşıma ilk fırsatta ulaşmak istiyordum. Bir an durup yüklü bir para harcayıp ona tahmin edemediği bir hediye aldım.

Havaalanında beni ince esmer bir genç karşıladı. Gidilmesi gereken yerlere, bana eşlik edeceğini söyledi. İspanya da bulunduğum süre içerisinde sokakların renklerine adeta hayran kaldım. Yanımdaki mevsim dedi ama ben bunu gelişmişliğe bağladım.

Bazı kareler tıpkı filmlerden çıkmış gibi yaşıyor capcanlıydı.

Beni otelime bırakan bu gence biraz para vermek istedim ama beni tersleyerek akşam saat 8 de hazır olmamı istedi.

Otel odalarını neden severim. Bağımlılık yaratmaz. Her an gidebilir, terk edebilirsiniz. Aklıma bu evlilik projesi geldiğinde kendime bir süre aynada baktım. Benimde bir eşim olmuştu. Ama bunu devam ettirememiştim. Ayrılmak evlenmemizden kolay oldu.

Aslında babamın yıllardır söylediği evlilik kurumuna inanmayın sözlerini şimdi dostum için tekrarlıyordum. Aynanın karşısından ayrılırken peki dedim. Peki sen niye bu kurumun içine girdin baba. Sözlerimi kısık ve içten söylemiştim. O duymak istemedi veya her neyse.

Ilık bir duş alıp buzdolabının etkisi ile birkaç kadeh yuvarladım. Saat sekiz e doğru artık düşmanım olan genç gözüktü.

Büyük bahçeden içeri tek ben yalnız girmiştim.

Beyaz elbiseli kadınlar ve onları tamamlayan siyah smokinler……

Gözlerim tüm güzelliklere açıktı. Bir kaç tanıdık surat ile muhabbete daldım. O an ne kadar uzakta olduğumun farkına vardım.

Dedim ben nerelere dalmışımda tüm bunlardan uzak kalmışım.

İyi miydi kötü mü, bunu bilmiyorum ama yapmam gereken o bara uzanıp ince bacaklının arkasına geçmekti. Ama o kadar hızlı dönmüştü ki hareketim yarım kaldı. Bana gülümsemesi elini kaldırması ve benim onunla tüm geceye uzanacak bir konuşmaya dalmam olası değildi. Bu ince bacaklı hoş kadında ne gizliydi. Bunu bilmek için yanından ayrılmıyordum. Bana daha ne kadar burada olduğumu ve yolculuğumu sordu. Kendisine NY a doğru uçacağımı söyledim. Bundan hoşlanmamış gibi yaparak suratını ekşitti. Kadının siyah dar hatlarına baka kalmıştım. Bilekli ayakkabısı bana eskileri hatırlattı.

Biran yalnız kalmamla yanımda oldukça kısa boylu ve gri takım elbiseli bir adam belirdi. Saçları İtalyan mafyasını andırır gibi arkaya taranmıştı. Ben dedi Gece. Bu o kadar doğal söylemişti ki hemen benimsedim. Kendisine nereli olduğunu sordum. O bunu bir soru ile geçiştirdi. Yanımdaki kadının bacaklarından söz etti. Sonra kulağıma fısıltı ile

Siz gerçekten kimsiniz.

Müthiş bir gürültü koptu. Sanki yer sarsılmıştı da gri kişiliksiz adam içine girmişti.

Kadın yanıma gelerek başladı dedi. Ona bu gürültünün sebebini sordum. Anlamadan baktı. Müzik dedi. Şimdi başlıyor.

Kimsenin o gümbürtüyü ve kısa boylu adamı gördüğünü tahmin etmiyorum. Kendi kendime yarattığımı, düşündüğüm bu gizden kurtulmak için siyahlı kadının ellerine dokundum. Büyük bir yaygara koptu ve sevgili dostumu o gece nikah masasında gördüm. Konuşma fırsatımız hiç olmadı. Ama ertesi güne özel bir yemek veriliyordu ve buna davetli olduğumu gösteren bir pusula aldım.

Gecenin ilerleyen saatlerinde bana biraz alkol, hepsinden önemlisi ince bilekli kadın kalmıştı. Onu otelime davet ettim. Sonra bu fikrin açık açık yatmak olduğunu düşündüm. Kadın ayak bileklerini ovuşturarak taksiye bindi.

Yolda hiçbir diyalog olmadı. Ben dışarıyı gözetlerken kim olduğumu ve nereye gittiğimi çözümlüyordum. Bunun bu kadar kolay olamayacağını düşünerek otele vardık.

Kafamda korkunç bir patlama olmuştu ve vücudumun sanki bir kısmı sabıkalı gibi hayatın gerisinde kalıyordu. Tek girdiğim odama bir kadınla girmem elbette hoş karşılanmadı. Ama bu İspanya nın problemiydi.

Duş almak istediğini söyleyerek mavi banyoya daldı. Ben tekrar yalnız başıma kalmıştım ve bu durumdan pek hoşnut değildim. İkinci bir patlama oldu olmadı bunun farkına varamadan gri takım elbiseli adam tekrar belirdi. Ellerimi tutarak

Siz kimsiniz diye sayıklıyordu.

Ona istediği cevabı asla veremedim. O gözden kaybolduğunda banyonun kapısından uzun bir bacak sarktı. Bu oyunu seviyordum ve o iki kulenin benim olması artık an meselesiydi.

Beyaz havluların arasında ince bir beden. Onu sıkıca kavrayarak kendime çektim. Ona sarılırken ayağının birinin havalandığını gördüm. Bu bana güç verdi ve yatağa doğru kaydık.

Sırtımdan soğuk terler boşaldı. Komidinin üzerinde bir bardak su aradım. Siyah çoraplarını arayan kadının götü o an tekrar belirdi. Onu tekrar yatağa çekerek maçın ikinci yarısını başlattım.

Devamı var…