Tuhaf ya…
Bugün gözümün az ilerisinde (5 ila 6 metre) yürüyen hoş bir hanıma arkadan sessizcene yaklaşan kro (veya kıro) insan pandik attı ve kaçmaya başladı. Kadın ne olup bittiğini anlayamamanın verdiği şaşkınlıkla çığlığı bastı. Kopan çığlıkla beraber sokakta yürüyen herkes dönerek veyahut düz durarak kadına baktı. Soranlar oldu vesaire. Ama tilki şahıs çoktan uzaklaşmıştı bile kalabalığın arasında. Ben de sadece ağzım açık bakakaldım. “Aaaa?” diye. Sonra “Yakalayın kaçıyo herif” diye niye bağırmadım acaba diye kendimi sorguladım. Biraz kızdım kendime ama yapacak birşey kalmamıştı maalesef.
Sonra düşündüm. Hayatı boyunca bırakın birlikte olmayı, muhabbet dahi edemeyeceği
-kısaca ulaşamayacağı-
bir insana olan dayanılmaz arzusunu bu şeklide (hayvanatça) içinden atıyor sanırım dedim. Dedim de ne oldu? Hişçbirşey olmadı. Kadın tacize maruz kaldı, adam tatmininin baş döndürücü etkisiyle bir başka maceraya kadar uzaklaştı ortamlardan.
Kınıyorum. Bu Ankara’nın bir kısım “hemşo” tayfası vardır. Böyleler işte. Sadece Ankara’da değil elbet. Heryerde vardır. Bu cinsel açlıklardan kaynaklanan sapkınlıklar ne zaman son bulacak? Çözüm nedir? Bir çok nedene bağlıyorum. Konuşmak tartışmak isteyen olursa başka bir ahkamla açıklarım ama sanırım bu konuda çok konuşulmuştur sitede. Neyse.
Yazık…
yorumlar
bir gün saat 5 gibi hava daha tam kararmamışken kız arkadaşım yolda giderken arkasından gelen ayak seslerini duyuyor.şüphelenip arkasına döndüğü an 50 yaşlarında birisi kız arkadaşımın sol tarafına doğru eğilmiş halde görüyor adamı.Adamın dediği şu : Korkma kızım sadece omzundan koklayıp öpmek istemiştim.
ohaaa yaaaaaaa!!!!
var ya insanı psikopat yapar bu tip insancıklar.orda olsam(!) şerefsizim gebertirdim oracıkta(ki 1-2 defa katlediyordum bir kaç KIROyu)
harbi nefretlik bu insancıklar.
Biraz fazla tepkisel davrandım biliyorum ama birçok kız arkadaşımın başına böyle olaylar geliyor.
Bu tür insancıkların sorunu bence çocukluklarından kaynaklanıyor(freud sağolsun).
Bunların sorunlarını da ancak psikolog halleder.
Gelecekte böyle tiplerin olmaması için insanları küçük yaştan itibaren eğitmek gerekiyor.
Herşeyin başı eğitim sonuçta.
Bunu nasıl yaparlar orasını bilemem pedagog veya psikolog değilim.
öyle işte..
..jurasic park’ta, kurtuluş günündeki dünyayı kurtaran, doktor bi söz diyodu: tecavüz doğanın kuralı diye. o geldi aklıma. ancak o kişinin abaza olması yaptığını haklı kılmaz, kılamaz. tartışılmıştı epey şurda. tek taraflı düşünmemek adına.
…haklı kılmaz.
yaaa nelerle uğraşıyoruz biz kadınlar
sinir sistemimiz felç bir halde ortalıkta geziniyoruz
erkeklerin durumu da çok farklı değil, yanında iki çocuğu olan bir kadın tarafından tacize uğramak da iyi bişey değil
…ben erkeğim. (Hayır, bu salakça değil.)
Barlarda sıkçana tacize uğruyorum. Rahatsız oluyorum aslında. Kız arkadaşım da rahatsız oluyor bu durumdan.
Geçen hafta bir barda (Biberon diye bir yer; yeni açıldı) kızın biri geldi kulağıma bir fazlaca yaklaştı ve kolumu iki göğsünün arasına sıkıştırarak imalı bir biçimde ateş istedi ve konuşmaya çalıştı. Ben rahatsız oldum ve geri çekildim.
Orada bulunan ve kıza yazan şahıslar ise durumu tepdiğimi görünce yanımda duran arkadaşıma ve bana “Salak” diye hitabettiler. =) Güldük… Bana ne; benim olayım farklı…
Hadi işte. Yeni konu. Cinsel tacize uğrayan erkekler…
“bir fazlaca” değil “biraz fazlaca” olacaktı…
Önizleme de yaptıydım ama…
bugün galatasaray lisesinin arkasındaki yeni çarşı caddesinde böyle bir olaya şahit oldum bende.. garip bir hal aldı beni bir kaç dakikalığına da olsa.. üçüncü katdaydım, yapabileceğim hiç bir şey yoktu..
kalakaldım!
önemli bence. Bir gün iş çıkışı İstiklal Caddesi’nde tranvaya takılmış çocuklar, arkadan eteğimin içine ellerini sokup, kaşla göz arasında bir güzel karıştırdılar. Neye uğradığıma bile şaşıramadan uzaklaştı tranvay. Ben tabi çığlık çığlığa bağırıken bana o..puuu diye de bağırdılar. Utandım ama kendim için değil. Böyle çocuklar yetiştirdiğimiz için. Bunlar sokakta mendil satan çocuklardı. Soğuk kış günlerinde her sabah onları gördüğümde acıyıp, neredeyse hergün birine bir atkı verdiğim çocuklardı.
artık ülkemizde büyük sorun. Ahanda en yakın zamandan örnek. Artık international çalışıyoruz abi. İstanbul’ un, Ankara’ nın, Bursa’ nın göbeğinde olanlar yetmiyor bize. Ama böyle iki blog, üç ahkamla çözülecek olayda değil bence.
Her gün bir tacizle muhakkak karşı karşıya geliyorum. Bana, sabahları millet daha da azgın oluyormuş gibi geliyor. her sabah ayakta, kova gibi olan çantamın sivri köşesini koltuk altımdan arkaya doğru sıkışık tutup en emniyetli mesafeyi ayarlıyorum. Ve buna rağmen adam bir sağ yapıyor bir sol yapıyor ki illa yanaşsın.. Berbat bir durum.. işyerine gelene kadar kafamda sürekli onu düşünüyor, kendimce önlemlerimi alıyorum. Sinir sistemim çöküyor gelene kadar.
Kötü Yani…
değil ki bu Ozan, hastalık falan gibi bahsetmişsin, hiç bir cinsel dürtü sapıklık olamaz, buna zoofiliyi de dahil ediyorum, sübyancılığı da.
Ozan diil Onurmuş.
hiç bir cinsel dürtü sapıklık olamaz, diyorsun dostum.
bence yanılıyorsun.
psikolog değilim ama birkaç(!) kitap okudum psikolojiyle ilgili.kuzenim psikolog ve onunla bu konuyu konuştuğumda bu tür saptlantıların bir psikolojik rahatsızlık olduğunu , bunların çoğunun çocukluk sorunlarından kaynaklandığını söyledi.
bir de toplum olarak tabularımız fazla.özellikle cinsel tabular.eğitim düzeyinin düşük olması ve çocuklukta ailenin ilgisizliği,yanlış eğitimi,çevre vs önemli rol oynar gibime geliyor.
sanırım biraz ukalalık yaptım affedin 🙂
ben hipertiroidizm sitesi yapmaya devam edeyim en iyisi.
saygılar sevgiler…
insanları belli sınırlar içinde tutmakla görevli ahlak polisleridir ayrıca yine kanımca :)) Tabu dediklerin sapıklığın sınırını belirleyen şeyler zaten. Günümüzün cinsel sapıklık sınırları bana tamamen orta çağdaki dinsel sapkınlık sınırlarını hatırlatıyor. Tanrı teorileri geliştirmeye çalışan düşünür / din adamları sınırları biraz zorladı mı yakılırdı hani, oysa bugün çok komik geliyor o kurallar. İşte bunun gibi, belki 500 yıl sonra damızlık köpek satın alıp sokakta onlarla ve başka mahlukatla cinsel ilişkiye girebiliyor olacağız, veya herkesi elleyebileceğiz, ya da ellememize gerek kalmayacak kadar özgür bir cinsel yaşantımız olabilecek. Belki tabi.
Aslında bu konuda sana kesinlikle katılıyorum. Ben hep şöyle düşünmüşümdür; insanlar çıplak dolaşsalardı kadın göğsü, nasıl ki erkek göğsü cinsel bir obje değilse, cinsel bir çağrışımı olmayacaktı.
Cinselliğin sınırlarını koyan, bize ilköğretim düzeyindeki kitaplarda öğretildiği gibi başı bozukluğu engelleyen din kuralları.
Ancak hala din ve ahlak kurallarının bu şekilde hüküm sürdüğü toplumlarda, değil ellenmek kimi zaman bakışlar bile taciz edici olabiliyor. Çünkü o insan bakmanın bile yasak olmasının dürtüsüyle yaptığı şeyden aylırı bir zevk alıyor e kafasına fantezileştirip sonra da onu yaşıyor.
E biz de ayakta tecavüze uğruyoruz.
Ben de biraz fazla dallandırıp budaklandırdım sanırm.. Napiim?..
Bence insanlar çıplak dolaşsalardı kadın göğsü, nasıl ki erkek göğsü cinsel bir obje ise, cinsel bir çağrışımı olacaktı.
bir kadının göğüsleri ya da kalçası yaşadığımız toplumda erkekler açısından uyarıcı olabiliyor. Ancak afrikadaki bazı toplumlarda kadınların göğüslerini açıkta bırakması bir sorun yaratmıyor. Halbuki ordaki erkekler de aynı genetik yapıya sahip. doğumdan itibaren eldiven takılsaydı ve gerdek (her neyse ya da) gecesi çıkarılsaydı ilk eminim insanlar tokalaştıkları an orgazm olurlardı.
1- Eğitim
2- Toplum Kültürü
düzelmedikçe bu böyle yaşanacak malesef.
çok doğru bir yaklaşım.. :))
herif yakalansaydı şayet ne olacaktı? medeni bir dille konuşulacak mıydı, yoksa onun tarzına uyacak şekilde fiiliyata mı girişilecekti? merak ederim…
gene memleketi sattınız hepiniz ,
sıra cinsel taciz anılarınıza mı geldi şimdi de ?
hepiniz geç kalıyorsunuz büyüyün memleket elden gidiyorrr…….
Hakikaten ne alakası var?
Benim veya bu blogda ahkam kesenlerin iktisadi, siyasi, politik konulardaki duruşlarının yeri başka. Bu başka…
Konuşmak, tartışmak isteyen varsa onun için ayrı bir blog açılır. Konuşulur.
Not: Kanımca gayet büyük bi insanım…
Bu lafa da çok sinirlendim ayrıca; ama öfkeyle kalkınca zararla oturuyorum…
Offf… Şöyle desem. Ağzınız torba değil maalesef… (Kendi müdahelenize bile gerek kalmadan ben büzerdim zaten…)
Neyse. Yine engel olamadım bu sinir haline.
cinsellik, “insani [hayvani aslında] bir ihtiyaç işte, yemek yemek gibi, su içmek gibi, öğr öğr” şeklinde demeçlerden haberdar olmayan var mı ?
evet cinsellik, ihtiyaç olarak nitelendirilebilir. peki ihtiyacımız olan, cinsel ilişkide bulunmak mı? sonuç almak mı, şöyle diyelim; “istediğiniz orgazm mı, çocuk mu beyim?” her ikisinide kabul edip şuraya bakalım birde [her şuraya link olacak değil ya]. beslenmek gibi bir doğal ihtiyacımız ile eşleştirilen cinsel arzularımız arasındaki fark yada diğer isteklerimizle farkı cinselliğin. hangisi doğal ihtiyaçların, cinsellik kadar haz veriyor ? diğerlerine kıyasla daha az yaşandığından mı çekiciliği ?
çok sorulu bir ahkam oluyor.
hayır hayır, cinsellik o kadar basit değil. freud abimizin bakış açısının lügat’imize soktuğu tabu kavramı öyle pekte hafife alınacak bir olgu hiç değil. eldiven yaklaşımında olduğu gibi, herhangi bir besin maddesi, ayıp olsaydı, mesela domates. yine sokakta yaşar mıydık bu abuklukları. önümüze aniden çıkıp domates ısırıp kaçan birileri olur muydu?
İnsana baktığında göreceğin ilk şey ego’su olacaktır -yazık. elde edemediği –edemeyeceğini düşündüğü- mercedes’e çizik atan, sırf yanındaki kız kendisine güzel göründüğü için herhangi bir karanlığında sokağın, üzerine atlayıp, saldıran, üzerinde ki kumaş ve işçiliği kumaşın, daha pahalı olduğu için zengin piçi olan adama, bu sıfatı takanın, hepsinin sebebi aynı.
belediye otobüsleri, dar koridorlar ve kalabalık bar (disko vs.) türü yerlerde, fiziksel temasın sıklığından istifade ederek, tek taraflı cinsel tatmin elde etmeye çalışanların sayısı artıyor evet. ancak “bana dokunmayan bir yılan varmış, ama sokuyormuş sağda solda, kaç yaşayacağını ben belirlemiyorum evet ama olmasın yaa” diyerek, köşede kasıp durmak olmaz.
bir çizginin yamuk, eğri vs. olduğundan bahsederken çok güzel bir referansımız var, doğru parçası yahut ışın. peki size göre hoş olmayan bir şekilde tatmin aradığı, sizi rahatsız ettiği için sapık olması bir insanın? İyi bir referans mısınız?
meme kapalı olduğu için çekici değil arkadaşlar, çekici olmasının nedeni, kapalılığının çekiciliğinden olduğunun öğretilmesi. ilk insan, (ilk memesini örten kadın) ayıp diye yapmadı bunu, korunma amaçlı yaptı (çalı çırpı batmasın, soğuk işlemesin), kapanan sadece memeside değildi üstelik. tarih öncesi çağlara ait maceralar içeren filmlerdeki kızlarımıza bakıpta paleontolojik bulgular yapılmaz kanımca. yeni doğan çocuğunuza, “kadınlar memelerini, erkeklerde pipilerini, köpekler ısırmasın diye örtüyor”, saçları ise kafalarını saklıyor, kafalar ayıp, vs. vs. derseniz, çocuğunuzun belediye otobüslerinde kafa derilerine sürtme çabasını izleyerek eğlenebilirsiniz. her ne zaman cinsel yetileri ortaya çıkıpta sivilceleri pörtledi, o zaman ayıptır söylemesi sıçtınız. bu sefer erkek çocuğunuza, avucunun içi, kız çocuğunuza ise parmakların ayıp diyerek vaaz vermeniz gerekecek.
sonuç olarak, toplum içerisinde, cinsellik çok önemli bir amaç, bir nirvana gibi tanıtıldıkça, sizlerin normal olarak belirttiği yollar dışında da cinsel tatmin denemelerinin ortaya çıkacağı açık.
bana “erğkekleğrde uğruyor cinsel tavğcizeğğ” demeyiniz, uğruyoruz elbet, otobüste pipimi tutan bir erkek bile oldu. ancak kadının fiziksel nitelikleri ile erkeğinki karşı karşıya koyulduğunda, hangisinin kendisini daha kolay savunacağı açık. bana 4 günde bir olması ile, yurdum kız çocuğua her okula/ işe/ arkadaş’a gidişte, okuldan/ işten/ arkadaştan dönüşte, asansörde, maç izlerken, sinemada, plajda, chat yaparken yani tombi kullanım sıklığında olması cabası. üstelik eller, parmaklar veyahut diğer uzuvların menzili dışında kalan kızlarımıza, “laf atma” tabir ettiğimiz, türkçe sözlü pop müzik yapan, mavi lamba ve masadan sıkılıp, “hepsi seninmi”, “hşşt hşşt sakin ol” kısacası “emerim, gömerim” kategorisinde sözler ile listelere beygir gibi giren sanatçılarımızın, telif hakkı ödenmeden, eserlerinin kullanılması şeklinde de gelişebilen, kimi zaman “ulan dur azıtmayalım belki götürürüğzğ” zihniyetiyle, hafif sözlüğüne dahil “bağyan” kelimesi ile başlayabilen tacizlerimizde var. bazen (bence en acısı) okul kampüsünün kafesinde, kantininde, sınıfında, beyoğlu’nun, alsancak’ın barında, vitrin önünde, gemide (tombi) tanışılınıp, 1 haftalık ilişki sonunda “çıkıyoğruz, bak bu benim sevgilim, çok güzel” dedikten sonra, masumane görünen, kot pantolonun (jeanswear) kıç cebine el sokma şeklindede kendini gösteren cinsel taciz metod’u ise apayrı bir mevzu. (aaa buna kimse kızmıyovğr dimi, kızda istiyo zaten. uzak dur)
pandik mevzusu, cinsel tatmin için değil, eğlence için yapılmıştır. öküz, kıro, hanzo, hayvan(buna çok gülüyorum) diyerek aşağıladığınız kişiler ile yaşamak durumda kaldım uzunca bir zaman oradan biliyorum.
bu link varmıydı ahkamlar arasında bakamadım… oradada bir değindik, bir uzaklaştık bu konudan.
bizim bikaç dogulu arkadaş var.Adamlar iyi hoş ama adamlara birisi KIRo dedimi hemen kızıyorlar(saka olsa bile)
yani KIRO kime deniR?
sadece dogulular mı kırodur?
yoksa hayvanca davranan herkes mi?
…istemediğin kadar çok KIRO var jeyjey. Demek ki ikinci şık daha doğru.
Ben ciplak olsam, herkes ciplak olsa… Memelerini, kalcalarini, kukularini gorsem kadinlarin… Soyle heybetli bir ereksiyon yasasam…
Kac gun surer ki bu?
Eminim 15 gun sonra giyinik birini gordugum zaman tahrik olur, o elbisenin altindakileri dusunurum…
Bence kafada bitiyor hersey…
Bu arada yanlis hatirlamiyorsam, KIRO, Kurtce’de erkek demek.
Kötü bişiidr. Ayıp ayıp 🙂
(MAGANDA) Singapurcada (Güzel) demekmiş. Sngapurludan duymuştum. Bana MAGANDA demiştii. Yaaaaa
Size diyen oldumu?
Olmadı…
Birde konuşuyonuz 😛
nedir bilmem ama lise bitip de üniversiteye girdiğimde 1. sene sonunda, lise formasının ne kadar seksi olduğunu farkettim 🙂
(şu herkesin çıplak dolaşması ile ilgili ahkama bir ektir.)
ama ameximes, yıllardır üzerinde durduğum birçok konuyu vurgulamış. sağolsun.
Şu bir gerçek ki cinsel taciz tek yönlü değil. Her iki cins (hatta 3) karşı tarafı taciz edebiliyor. Sadece erkeklerin kadınları taciz etmesi daha yoğun gerçekleşiyor. Ama onlar sadece kadınlara tacizde bulunmuyorlar ki…
pedimu bi örnek vermiş erkek göğsü ile ilgili. Sanırım onun gibi düşünmeyen kadınlar oldukça fazla. Kadınlar için erojen erkek bölgeleri de var. Bir erkeğin poposu, göğsü ya da başka bir uvzu erojen olabilir kadın için. Bizzat ben bir kaç defa popom yüzünden tacize uğramıştım kadınlar tarafından.
ameximes, ben beğendim yazını ve genel olarak anlattıklarına katılıyorum; ama aklıma takılan bir iki yer var. Zamanın olursa ve lüzum görüp cevaplarsan sevinirim.
-“…bana “erğkekleğrde uğruyor cinsel tavğcizeğğ” demeyiniz,..”
-Niye demeyelim? Bayanların maruz kaldığı durumlarla elbette kıyaslama yapmak değil amaç. Yine de böyle bir şey var… (En azından ben kıyas amacıyla “o varsa bu da var” diye söylemedim) Belki bunu da konuşuruz bu blogda diye düşünmüştüm.
***
-“peki size göre hoş olmayan bir şekilde tatmin aradığı, sizi rahatsız ettiği için sapık olması bir insanın? İyi bir referans mısınız?”
Sanırım ben iyi bir referansım. Çünki olaya maruz kalanlar da dahil olmak üzere, olayı yaşamamış ama sağlıklı değerlendirebilen çok sayıda insan bu durumdan şikayetçidir. Durumdan rahatsız olan insanların oluşturduğu büyük bir kesim de bir referans oluşturmaya yeter. Bastırılmış cinsel açlığın sapkınlıkla dışa vurumunu sapıklık olarak değerlendirmek yanlış mı? Tıbben olmasa bile bir başkasının yaşam alanını kısıtlamak ve özgürlüğüne gem vurmak açısından yapılmış bir davranış olarak da algılarsak sapıklık diyebiliriz. (Tabii suçlu demek daha mantıklı olur.) Neyse? Neden yanlış sonuç olarak sapık demek? Hasta daha mı oturaklı olur acaba?
***
-“pandik mevzusu, cinsel tatmin için değil, eğlence için yapılmıştır. öküz, kıro, hanzo, hayvan(buna çok gülüyorum) diyerek aşağıladığınız kişiler ile yaşamak durumda kaldım uzunca bir zaman oradan biliyorum.”
-Ben durumu eleştirmekte ve mevzubahis kişileri kıro olarak nitelendirmekte hala bir sakınca göremiyorum yazını okuduktan sonra. Eğlence için yapılması da kıro veya benzeri sıfatları haketmedikleri anlamına mı gelir diyorsun peki? Yanlış anlamış olabilirim…
***
Birşey daha var. jeyjey‘den.
-“yani KIRO kime deniR?
sadece dogulular mı kırodur?”
-Yok böyle birşey. Böyle düşünen varsa çok ayıp bir olay. Doğusu batısı yok bu işin bence.
Herkese sevgi ve saygı. İyi gün.
kurban’ın erkek olduğu, cinsel taciz olaylarında, erkek, kendini savunma konusunda zorluk çekmez. “rahatsız oluyorum ama” diyerbilirsiniz ancak, sizin de değindiğiniz çoğunluğa göre, erkeklere yönelik cinsel tacizler sorun değil. çoğu zaman bu tacizler, taciz boyutundan çıkıp, iki taraflı cinsel ilişki boyutuna taşınıyor, inkar etmeyiniz.
ikinci dünya savaşında, almanya’da çoğunluk vardı. yanlış yönetim şekline örnek olarak kullandığımız kimi ülkelerde çoğunluk var. çoğıunluk sigara içiyor. çoğunluk sadece çoğunluktur. referans değil. evet özgürlük kısıtlanıyor ve evet bu sapık’ın kelime anlamı ile eşdeğer değil. suç olabilir.
yahu kıro olmak, eğlenmek için pandik atmak dedimmi ben? benim güldüğüm sıfat, “hayvan” diğerlerinden bahsetmiyorum. gülüyorum çünkü insan’ında hayvan olduğu konusunda tereddütü olanlar komik geliyor bana, gülüyorum evet, anlam kötülenmesi tabir edilen duruma maruz kalmış kelimelerin, asıl anlamları her ne kadar seni, beni betimlesede, hakaret olarak kullanılabiliyor. komik dediğim bu. ayrıca kıro, hanzo vs. gibi kelimeleri örnek vermemin amacı, bir savunma veya mantığa büründürme çabası değil, sadece pandik konusunun, eğlence için yapıldığını nereden bildiğimi söylemek istedim. söylemeseydim eğer, birileri çıkıp “çok eğleniyon sende heralde” diyerek, buraya yazamadığım küfürleri sarfetmeme neden olabilirdi.
pandik’e dönersek, bunun aslında konunun açılmasına neden olmasına rağmen, konuştuğumuz düzlemin aslında bunun dışında olduğunu belirtmek için yazdım onları. tecavüz, sürtme, laf atma vs. cinsel taciz konusu evet ama pandik atıp kaçan adamı, oralarda bir yerde oturup izleyen arkadaşları var, bu bir eğlenme method’u bu kıro tabir ettiklerimiz için. daha farklı olarak, kızların eteklerini açma, apartman zillerine basıp kaçma, taksiye/dolmuş’a ıslık çalıp kaçma gibi daha masumane görünen varyasyonlarıda var.
ek olarak, dövüyorduk bunları biz, bizde böyle tatmin oluyorduk diyenlere daha çok acıyorum ben.
doğulu olmayıpta kıro olarak nitelendirilen adam/kadın olmayışı, doğunun kendisinden değil ona verilenlerden kaynaklanıyor.
…nereden baktığını daha iyi anlıyorum.
-“çoğu zaman bu tacizler, taciz boyutundan çıkıp, iki taraflı cinsel ilişki boyutuna taşınıyor, inkar etmeyiniz.”
-Yok bunu inkar ettiğimi söyleyemem. Zaten söylemedim de daha önce böyle birşey. (Şahsım adına rahatsız olduğumu ve uzaklaştığımı belirttim; ama dediğin olay çok yaşanıyor, bence de doğru söylüyorsun)
***
Bir de şu var. Bu davranış biçimini sergileyenlere hala sapık diyorum. Diyeceğim. Nedeni de şu. Türkçe’yi iyi kullandığıma inanan bir insanım. “Sapık” derken hepimiz farklı şeyler mi anlıyoruz bilemiyorum. Anlam kayması Türkçe’de çok sık karşılaşılan bir durum. Aslında birçok insan da birçok kelimeyi anlamını bilmeden kullanıyor. (Sana değil sözüm, yanlış anlaşılma olmaya…)
Sapık: Tavır ve davranışları doğanın gösterdiği yoldan veya geleneklerden ayrılan, (kimse) gayri tabii, anormal.
Kaynak: TDK Türkçe Sözlük
Anlamı bu işte. Anadolu geleneklerinde (veya herhangi bir gelenekte de olabilir farketmez) pandik atmanın ya da daha geniş alırsak tacizin normal sayıldığını sanmıyorum.
Tavır ve davranışların doğanın gösterdiği yoldan ayrı olması… Geniş bir tanım aslında. Yani cinsel arzular doğaldır elbet; ama tacizi doğal olarak tanımlamak ne denli mümkün bilmiyorum. Tartışılır… Sonuç olarak bence mevzubahis kişi veya kişilere sapık demek abartı veya yanlış değil kaldı ki aşağılama hiç değil.
Not: İstenildi mi çok güzel diyaloglar kurulabildiğimizi görüyorum. Ne güzel…
Sevgi ve saygıyla…
çünkü bu tanıma göre herkesin yaptığının dışında yapılan her hareket sapık yapıyor insanı. Bizim yaratıcı insanlar, büyük sanatçılar ve düşünürler yetiştiremememizin sebebi de bu işte. Herkes aynı şekilde hareket etmek zorunda, TDK bile uyarmış bu konuda, aman sapık olmayın diye. Yuf olsun.
Bi de demek istediğimi tekrar söyleyeyim: herhangi bir cinsel dürtü (TDK anlamıyla değil) sapıklık değildir, ancak karşısındaki insanı ya da canlıyı rahatsız ettiğinde suç teşkil eder (ki o da tartışılır).
etmek ya da etmemek yalnızca bir yönü, bir diğer yönü de kişinin iradesi dışında (çoğu kez) onda bütün yaşantısı boyunca ya da yaşantısnın bir bölümünde taşımak zorunda kalacağı bir yük bırakmak şeklinde tezahür eder. örneğin cinayet ve cinsel dürtü çok kez biraraya gelir insan seviştiği diğer gövdeyi öldürmek isteyebilir, onun canlılığını sonlandırmak çok uyarıcı olabilir bunu yalnızca cinsel bir dürtü olmasından ötürü serbest bırakmak için ne denebilir?
bir diğer örnek de şu ki: duyma özürlülere ders veren birisini tanımıştım bir ara ve öğrencilerinden birisine ( o sırada 10 yaşında olan duyma özürlü bir erkek çocuk) evinin yanındaki inşaatta çalışan işçilerden birisi, inşaat alanında tecavüz etmişti, o çocuk karşında canlı ve acı içinde dururken senin dediğin türden laflar doğrusu çok da onaylanabilir değil ingilizanahtarı (çocuğun o sırada bu fiilden zevk aldığını varsaysak bile), sözü geçen çocuğun yıllarca terapi görmesini gerektirecek bir davranışı sırf cinsel dürtü olduğu için hoşgörmeye çok da insanın vicdanı elvermiyor.
Doğal dürtü ile suç arasındaki çizgi o. Adamın bunu yapmak istemesi sapıklık değildir, yapması suçtur benim demek istediğim. Ayrıca bu eylem misal antik Roma’da suç da değildi, sapıklık da değildi, şu andaki değer yargılarımıza göre böyle. Çocuğun bundan bu kadar etkilenecek olmasının nedeni de değer yargılarımız. Belki saçma olacak ama örnekleme açısından söylüyorum, farklı bir kültürel yapıda (başka bir gezegen diyelim) o çocuk bundan zevk alabilrdi, ya da kendi rızasıyla bunu yapabilirdi, belki bu gurur verici bir şey bile olabilirdi.
geçirdiği için herhangi bir fiili, kimse kimseyi suçlayamaz, eğer şuçlanacak olsa suç işlememiş çok az kimse bulunurdu. benim dediğim ise çok daha basit bişey “herhangibirkişinin herhangibirdiğerkişiye onun iradesi ve bilinçli isteği dışında iz bırakmaya hakkı yoktur”.
roma’daki durumu ayrıca tartışmak gerek, şiddete dayalı cinsel hazların ortam bulduğu kültürler genelde kölelik kurumunu da barındıran yaşama biçimleridir. cinsel fiillerde cariylerle, kölelerle (ki bu günümüzde dünyada kiralık kişiler anlamına gelir) düzüşmek psikolojik olarak hazverici, uyarıcı özellikler taşır. bunu anlamak içinde çok uzaklara gitmeye gerek yok, bundan 100-150 yıl önce avrupada amerikada olan vakalar bunlar, halende araplar arasında devam etmekte. burdaki yoğun haz köle sahibi için değil köle için geçerlidir.
bu işlerin piri (ki bikaç yüz sayfada herşeyi hem teknik olarak hem de diğer bakımlardan anlatıp bitirmiştir kendisi), de sade çok eski değildir. ve o zamandan bu zamana çok şey eklenememiştir de sade’ın yazdıklarına. teknik olarak yalnızca elektrik vardır o bikaç yüz sayfada olmayan, diğerleri (araç kullanmaksızın bedenle yapılan ve psikolojik olanlar) ise eksilmiştir. bu da gösterir ki orası çok verimli bir saha değil ancak uygulama yapınca bikaç sarhoş yıl geçer, hepsi de budur.
Sade ile ilgili paragrafı anlayamasam da.
Cinsel istekleri kendisininkinden farklı olan insanların dışlanması, linç edilmesi vahşice geliyor bana, rahatsızlığım budur.
cinsel istekler nedeniyle dışlamak geri kalmış zihin örneği gibi geliyor bana da.
de sade’ın tam yaşadığı tarihi bilmiyorum ama çok uzak değil en fazla bikaç yüzyıllık bir adam. yazdıklarında da her türlü sapıklık tabir edilebilecek durumdan sözediyor, bu durumları detaylı olarak anlatıyor, hemen hemen tüm cinsel ve işkence tekniklerini anlatıyor, nerdeyse ansiklopedi gibi bişey.
okuması sıkıcıdır ancak ansiklopedik kullanımda verimli olabiliyor, “önce oku sonra dene” şeklinde formüle edilebilir ama zaman içinde o bile sıkıcı olur. önermem pek yani:)
vakt-i zamanında başıma gelmiş bir olayla başlayayım :
Gece saat 11 Çankaya’dan Keçiörene gidiyorum otobosla.Kızın birini rahatsız eden bir adam var 40 yaşlarında . Kız kaçar adam kovalar. Ben de otruyordum kalktım kıza yer verdim göz kırparak o da teşekkür ederim dedi ürkek gözlerle. Sonra ben adamın arkasına geçtim ama bişi yapmadım.:)) Eleman bana dalıyordu az daha çok sinirlendi. He he ama kız sağ salim evine gitti.Adam 40-45 yaşında muhtemelen evli ve evinde çocukları da var..ama işte olay bu…Şu an oturdugum mahallede bir transseksüel kısaca ibne pazarı var ki sormayın gitsin..müdavimleri kimler mi gene o 40-45 yaş civarındaki amcalar…gece eve geç gelmek çok tehlikeli buralarda … yani bu 40-45 yaş civarında bir doyumsuzluk sorunu var..
pedimu bacım 🙂 demiş ki : bunların nedeni dini olgular felan…ya ne alaka ? din insanlara gidin sapıklık yapın mı diyor ki ? bu sapıklık olayı daha çok başkalarına saygı duymamakla alakalı , biraz da manyaklıkla…dindarım diye geçinen de yapar , ateistim diyen de yapabilir..ayrıca insan doyumsuzdur ne kadar görürse görsin hiçbirşey değişnmez ister in ister..yine ister..ben daha hiç abi daha önce 25 kişiyle birlikte oldum ama artık bıraktım hiç canım istemiyor diyen adam duymadım … bırakmış olsa ve yapmıyor olsa da canı istiyor yine de…
heee bu arada
ayrıca kadınlar da taciz ediyor hatta bir kısım kızlar yanında erkek arkadaşları varken yenisini arıyorlar gözleriyle ; hareketleriyle…kesiyorlar değişik triplere giriyorlar …abuk sorularla konuşmaya çalışıyorlar..
zaten bu aralar türk gençliğinin sonunun bu uçkur belasından geleceğini düşünüyorum ya neyse !
tdk ya katılamıyorum bende. biliyorsun organ naklide doğada olan bir şey değil, keza telefon ile konuşmak’ta öyle. doğa bile iyi bir referans olamıyor görüldüğü gibi, doğadan kopan dünyamızda. gelenek dersen aynen, çünkü her toplum kendine has gelenekler barındırır, öyleyle farklı geleneklerde, farklı sıfatlar alabilir kişiler. çokküçük çocuklar ile ilişkiye girmek, hemn her toplumda dışlanıyor ama, eşcinsel ilişkiler kimi toplumlarda -artık, doğal kabul ediliyor, bu insanlar evleniyor vs.
şöyle denebilir, sapık,kelime alamı olarak, her nekadar kesinlik taşımasada, biz, bahsi geçen bu duruma sapıklık, bu kişilerede sapık diyebiliriz.
şimdi şunu sormak istiyorum. sapıklık tabir ettiğimiz durumlardan herhangi biri, örneğin otobüstekiler. “iki tafında isteği olmadan gelişen..” şeklinde bir tanım var. adamımız(sapık) otobüste sapıklık yaparken, kadınımız (kurban)’ın hoşuna gidiyor ve durum farklılaşmaya başlıyor. o zaman sapığımız artık sapık olmuyormu ?
burada işin cılkını çıkartma çabasında değilim, sadece terim’imizde bir hata var veya biz terim’i doğru bilmiyoruz diyorum. anlam’ı geçmişte verilmiş (doğaya uymayan vs.) terimler, zamanla anlamlılıklarını yitirebiliyorlar görüyorsun. ek olarak sapık denmesi beni rahatsız etmiyor, “gatkol” gibi bir kelimede üretilse sorun olmaz, tam bu adam/ kadınları anlatan.
doğal olanın ne olduğuna karar verebilmek zor. referans deyip duruyorum ya, kuvvetli bir referansımızın olmayışı, işleri zorlaştırıyor. geçmişte belki görece daha kolaydı herşey, ama şimdi o kadar da değil. düşünsenize, pandik atmanın saat sormak kadar doğal karşılandığı bir dünyayı. bu duruma sapıklık deyişinizden dolayı “geri kafalı” ilan edilebilirsiniz o an.
kendi yıllarınızdaki duruma, birde şimdiki ilköğretim okullarına bakın lütfen. cinsellik içeren mevzuların yada en azından bize çağrıştıryor gibi gelenlerin, ne denli doğal kabul edildiğine şahit olun.
aşağılama değil demişsin ya. bence hiç bir sıfat aşağılama olamaz zaten.
ingilizanahtarı demiş; “sanatçılar.. ”
bende bu taraf’ından bahsediyorum biraz konunun. picasso sapıkmıydı yani? duchamp sapık mı? chopin sapık mıydı?
şu tacavüz konusu geçmiş. diyorum ki, tecavüz’e uğrayanda bir iz kalmassa, memnun olmasa bile, rahatsız olmamışsa bu durumdan,tecavüzcü sapık olmayacak mı?
yada bizim hoş kabul etmemiz yada etmememizmi belirler cinselliğin sınırlarını.
banderas;
kadınlarda yapıyor, erkeklerde yapıyor, kısmı -na açıklık getirebildiğimizi sanıyordum.
chopin’in mazohist olmasını, kendini kırbaçlatmasını sapıklık olarak kabül edebilir miyiz?
bilemem tabii, ama bir deneyin isterseniz, sonuçlarına göre karar verin. dediğim, kendinizi kırbaçlayıp zevk alın ve sorun insanlara “ben sapıkmıyım?” diye.
sanırım dünyaya eşi benzeri eserler bırakmazsanız, sapık olduğunuzu ileri sürebilirler…
üreme dışında yapılan herşey cinsel sapkınlığa girer
göründüğü kadarıyla yazdığım yanlış anlaşılmış, daha açık olarak yeniden yazarsam, chopin’in sado-mazo eğilimleri vardı ve özellikle kendini kırbaçlatmaktan zevk alırdı.
ps: daha geniş bir zamanda ilgili linkleri de yollarım
karşılıklı zevk alınarak yapılan hiçbir eylem sapkınlık değildir bence ; çook ta eğlenceli ama tabii ‘karşılıklı’kelimesi çook önemli
ders: kelime analizi.
sapık
sap-ık
sap: fiil kök, (sapmak)
-ık:: fiilden isim yapmaya yarayan, yapım eki.
sapmak: bir doğrultudan, diğerine geçmek.
sapık: sapma eylemini gerçekleştirmiş olan. sapmış olan.
normal olan insanların kendilerine acı vermemesi ise, doğrultumuz bu ise ve sonradan kendimize acı vermeye başlarsak “sapık” oluyoruz.
şimdi sorayım.
eğer f.f.chopin doğumundan itibaren (en baştan) kendine acı vermekten zevk almışsa, yani doğrultusu hep bu olduysa, sapmışmıdır? hayır.
evet çirkeflik yapıyorum, ama ciddi olarak bakarsan konuya, chopin, picasso, duchamp gibi isimleri vermemin sebebi, bu insanların zaten bizim (aslında sizin) normallerimize uymuyor oluşu. ama gel görki bu adamlar tarihin hiç bir döneminde, sokakta kızlara pandik atıp, otobüslerde sürtmediler. evet normal değillerdi ama, birer anormal olarak, dünyaya normallerin asla kazandırmayacağı şeyler sundular. ve adam’ın bir çıkıp, “dünya yuvarlak!” dediğinde sapık, deli sıfatlarını alabiliyordu, şimdi ise aynı sıfat’ı pandikçiye veriyorsun.
afferim sana, derin araştırmalar sonucu bulmuşsun, neyiş “chopin kendini kırbaçlıyormuş” peki güzel.
iş yaptım diye çıkıp, bilmeyen insanlara (hakaret falan değil bu bilmeme lafı, bilmeyenlerde vardır muhakkak anlamında) “hey bakın chopin kendini kırbaçlıyordu” demek yanlış, ayıp, terbiyesizlik. eğer bahsedeceksen o insan’dan, kendini kırbaçlamaktan başka neler yaptığınıda anlatmandır yerinde olan.
evet sinirlendim.
sapmanın ve sapık’ın etimolojisini ve mevzunun linguistik analizini sonraya bırakarak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki; “chopin kendini kırbaçlatıyordu” mealinde bir cümle yazlımasının bir nedeni de (ki göründüğü kadarıyla bu nokta gözden kaçmış), zaman zaman insanın örnek verirken verdiği örneğe ilişkin eksik bilgisinin sonuçlarını göstermektir. sapık tabir edilebilecek daha bir çok örnek bulmak mümkün ve bu örneklerin çoğu da chopin’den daha çarpıcıdır.
bu noktada chopin’in büyüklüğü, insanlığa katkısı vs konumuz değildir. sokakta pandik atanların insanlığa katkısı tartışmaya açık bir konudur, ne tür bir katkıları olduğunun tarafınızdan varsayıldığını bilmek isterim.
normallik mevzusu tartışmaya açıktır, ne normal ne değildir bunu belirlemek o kadar kolay değildir, tartışmak için tarafınızdan önerilen tanımdan başlayabiliriz.
PS: insanın sevdiği müzisyenin mazohist olmasının bu kadar sinirlenecek nesi var anlayamadım
aneximenes
chopin’in mazohist olmasını, kendini kırbaçlatmasını sapıklık olarak kabül edebilir miyiz?
şeklindeki bir ahkamdan;
“chopin diyorsun ama, bak işte sapık o, adam değil, hadee!”
“soruyosun birde sapıkmı diye, sapık işte. şimdi napıcan bakalım?”
şeklinde bir anlam çıkartmamın başlıca nedenleri,
aneximenes, başlığı ve ahkam’ın kendisi(yazım hatası olduğunu nereden bilebilirdim, hafif.org içerisinde, nicklere yapılan veya nicklerden türetilen espriler çokça, ben bile yaptım bu salaklığı zamanında, bu kadar rahatsız olmama rağmen).
sonrasında ise, son ahkamınızda, açıkça belli oluyor ki, “bilmeden konuşma güzelim” türünde bir havada var. etimoloji, linguistik analiz tümceleri ile, “bak biz biliyoruz” havasının yaratılması, üzücü oldu benim için. verdiğim örnekle aramdaki bilgi bağı üzerine tespitiniz, size aristo’dan yadigar sanırım, hatalı açıkçası. (aristo da sapık mıydı yoksa ?)
chopin’in -size göre- sapıklığı konumuz olabiliyorken, katkılarının -yine size göre- konumuz olmayışının nedenini merak ediyorum çünkü, -size göre- sapık olan pandikçilerin katkılarının konumuz olacağını ve her nedense onların katkıları olduğunu düşündüğümü söylüyorsunuz.
çok sevimli ps’niz den başlamak istiyorum. ben chopin’in veya bir başkasının kendine acı vermesinden rahatsız oluyor değilim. saygıdeğer yüce sapık bucowski’nin de dediği gibi; iki erkeğin düzüşmesine karşı değilim, yeter ki onlardan bir ben olmayayım.
ancak sevişenlerden birine saygı duyuyorsam ve birileri kalkıp, onun hakkında yorum yaparken (yada bilgi verirken) hakaret etmeye çalışıyor ve insanlara karşı onu kötülüyorsa (belki de bana öyle geldi) bundan rahatsız olurum.
ben chopin, beethoven, pagannini, rachmanninoff, petrucci, hüsnü şenlendirici, bucowski vs. vs. hakkında bahsederken, asla normal olduklarını söylemedim. genellikle, “deli”, “insan değil” vs. türünden tanımlar kullandım. ama hiç bir zaman “abi şimdi deli ama, diğer delilerle aynı kefeye konmaz” diyen birine “ee peki kıçını parmaklıyor oluşunu delilik kabul edemez miyiz öhöm” şeklinde yılışmadım. yılışsaydım sinirlenenlere hak verirdim.
şimdi asymptot, eğer sapıklık konusunu inceleyecek, toplum bilim hakkında bazı sonuçlar elde etmeye yada en azından, biraz ufkumuzu genişletmeye çalışacaksak, toplum bilim, bilim olduğundan, bilimsel yöntem bize iyi gelebilir. bilimsel yöntemin tüm gereklerini yerine getirme şansımız yok ise eğer -ki öylede görünüyor, elimizden geleni koymayabiliriz ardımıza. fakat, elimizden gelen, sadece işi kızıştırmak seviyesinde ise susadabiliriz. evet etimolojik dehamı kullandım, çünkü ortaokul eğitiminde bana verdiler bunu ve sapık derken ne dediğimi bilebilmek adına büyük bir araştırma yapıp bu sonuca vardım.
kendini kırbaçlama, belkide gerçekten çok zevkli bir olay ve her deneyen zevk alacak bundan, ancak bize “sapıklık lan bu” şeklinde öğretildiğinden her zevk alana sapık diyoruz. chopin için “14 numaralı psikolojik bozukluğa yakalanmış” yada “simisimitikilipik” şeklinde bir tanı koyulması sorun değil, ancak, sokakta kadın avlayan adamla aynı kefeye konulması sorun. sokakta pandik atanla, kadın’ı kesip kanını içtikten sonra tecavüz edenin aynı kefeye konması da sorun. terimlerimiz yetmiyor efenim, o nedenle uzun uzun anlatmak zorunda kalabiliyoruz bazı şeyleri.
chopin’in mazohist olmasını, kendini kırbaçlatmasını sapıklık olarak kabül edebilir miyiz?
bu soru cümlesinde chopin’e sapık deniyor mu? herhangi bir yargı belirtilmiş mi? soru cümlesi “sapıklık mıdır?” bile demiyor öyle kabül edilebilir mi diye soruyor. yani bir başka okuma yöntemine göre şu da anlaşılabilir: sorulan durum açıklığa kavuşsun ondan sonra tartışılsın (ki bu daha olumlu bir tutumdur).
etimoloji vs ile ilgili duruma da dikkat edilirse (copy-paste’leniyor bu bölüm ilgili ahkamnızdan)
ders: kelime analizi.
sapık
sap-ık
sap: fiil kök, (sapmak)
-ık:: fiilden isim yapmaya yarayan, yapım eki.
görüldüğü üzere “ders” diye başlanmış tarafınızdan demek ki, (yine sizden copy paste yaparak devam edersek) “bilmeden konuşma güzelim” türünde bir havada var.
not: hepimiz bisürü başka hata yaptığımız gibi yazım hataları da yapabiliriz. nickinizin yanlış yazılması özür dilememi gerektiren bir kusurdur. (ancak dil dersi verirken yazım hatası yapmak için ne buyrulur, bilmek isterim. not’tan önceki cümledeki “havada” kelimesine dikkat)
bir de kadınların erkeklere tacizi çok rahatsız edici gelmez diye düşünüyorum ; yani ne biliim kadınlar daha ince daha naif en fazla bir erkeği nasıl ve ne kadar taciz edebiliriz ki?ama erkekler tacizde sınır tanımıyorlar maalesef ve daha kabalar…(blog böyle başlamıştı konuya da konuya bir döneyim dedim)
Sade’ın kim olduğunu biliyorum, o son paragraftaki cümlenle ne anlatmak istediğini anlamadığımı kastetmiştim. Sanatçı mevzuuna gelince, burada sapıklıkla sanatçının bağlantısı şundan ibarettir: Sapık toplumca kabul edilenin dışına çıkandır tanımı toplumumuzun insanları standartlaşmaya ittiğini hatta buna mecbur bıraktığını göstermekte. Çok küçük yaşlardan itibaren diğerlerinden değişik davrananlar dışlanmakta ve alay edilmekte, bu yüzden bir çok potansiyel dahi kahvede oturup tesbih çevirmek ve “ulan Baliç kaçar mı lan o gol” dizelerini uzun yıllar tekrarlayacak bir hayat düzeni ve kişisel yapı kurmak zorunda kalmaktadırlar. Oysa biraz daha hoşgörülü toplumlara baktığımızda sokaklarda insanların bize çok gülünç gelecek kıyafetlerle dolaştıklarını, ya da bir meydana çıkıp düşüncelerini, ne kadar aptalca da olsa, rahatlıkla söyleyebildiklerini görüyoruz. Bu şekilde yetiştiğimiz için yaratıcı fikirleri beynimizde direkt olarak elemeye başlıyoruz. Bir süre sonra da sadece sıradan fikirleri düşünür hale geliyoruz. Oysa pandik atabilsek rahatlıkla belki de çok farklı olacak her şey.
Sana katılmıyorum. Tacizde bulunan bayan, tacizde bulunduğu kişi için çok çekici, güzel vs. olabilir. Ama karşısındaki kişiyi incitmediği anlamına gelmez.
Ayrıca, taciz edilmek belirli durumlarda insanların hoşuna da gider. Mesela, lise çağında mini etekle gezen bir genç kıza, laf atıldığında kızımız tepki gösterir. Daha sonra ise çevresine bu olayı anlatır(Benzer bir olayla ilgili bayağı yazmıştık burda). Anlatırken, bu olay onun için gurur kaynağıdır, çünkü beğenilmiştir, onore olmuştur. Biri, ona “senden mini etek giyme” dediği zaman küplere biner. Bir süre sonra, kendi de, beğendiği erkeklere laf atmaya başlayabilir….
Chopin’in mazohist olmasını, kendini kırbaçlatmasını sapıklık olarak kabul edebilir miyiz?
Eğer mazohizm sapıklıksa Chopin de sapıktır başka mazohistler de. Değilse de değildir. Yani burada Chopin ve diğer bazı sanatçılar ayrıca tartışılabilir.
TDK sapıklık tanımının iki referansı var:
1.doğa
2.gelenekler
Birincisinde kendi mantığı içinde pek bir sorun yok: Kişi doğallığından sapmışsa sapıktır.
İkincisini epeyce tartışabiliriz. Ben pandik atma hususunda kendi düşüncemi söyleyeyim: Evet, sokak ortasında başka bir insana pandik atmak sapıklıktır. Hiç kimsenin benim iradem dışında benim vücudum üzerinde tasarrufta bulunma hakkı yoktur. Pandik atmak cinsel tacizi aşarak eylemi mekanik işe dönüştürür. Sözel saldırılara ise taciz diyebiliriz. Sonuçta yine kişi iradesi dışında yapılan bir eylemdir.
ha, bende bi seferinde tacize ugratildim motorsikletli iki bayan darafindan.
Olay soyle gelisti, enistemle 25 km lik bir dag krosu yapmaya gittiydik. Enistem profesyonel sporcu oldugu icin de basti depari ben de 15 km den sonra tukendim ve yavas tempo geri doniim dedim. Yalniz basima gidiyorum ben dag yolunda [asfaltliydi] yurur adim. Tam o esnada yanimdan motorsikletli iki adet bayan gecti ve bana “Seni yerim bak, ham hum” diye bagiraraktan uzaklastilar… Tabii ben istifimi bozmadan yurumeye devam ettim, bir saat sonra da yine ayni sahislar gittikleri yerden doner vaziyette yine yanimdan gecerek bana sozlu tacizde bulundular!!! Davaciyim hakim beeeey!!!!
Şevki Yılmaz
Yarma’nın başlığını görünce bu aklıma geldi.
(Belki bilmeyen vardır. Amca “komplo” demek istiyor.)
asymptot: chopin’e sapık denip denmeyeceğini, psychedelic açıklamış. bu tür bir yargıya kolaylıkla varabileceğini (hepimizin varabileceğini) biliyoruz (hepimiz biliyoruz, burada ironi falan yok samimiyim) ve sen bu şekilde bir soru sorduğunda, daha öncede açıkladığım gibi, senin direkt olarak, chopin’e dolayısıyla bana iğnelemede bulunduğun fikrine kapıldım. sonuç olarak, kişinin kendine acı vermesi, literatürde sapıklık olarak nitelendiriliyorsa eğer, sapık denebilir pek tabii. kelimenin anlattığı, ona yüklenen anlamlar önemli değil benim için, amaç önemli daha çok.
psychedelic pandik atmak sapıklıktır demiş ama, sürekli söylediğimiz gibi “neye göre, kime göre” aslına bakarsanız, psychedelic’in tanımına göre
Hiç kimsenin benim iradem dışında benim vücudum üzerinde tasarrufta bulunma hakkı yoktur.
biraz garip. kendine acı verenler, bunu kendi iradeleri ile yapıyorlar, o zaman bu sapıklık olmayacaktır. senin tanımın psychedelic, “suç” kelimesini tanımlıyor bence. senin iraden (senin özgürlüğün) ezildiğinde bir başkası tarafından, suç kabul edilir ve eğer sınırları içerisinde bulunduğun devlet’in kanunlarında da suç olarak gösterilmişse, kanuni yönlerden cezai yaptırım uygulanabilir. ancak kimsenin, beni, ben kendimi kırbaçlıyorum, kendime faça atıyorum yada ne bileyim, benzeri zararlar veriyorum diye suçlamaya hakkı yoktur. ve eğer bunları yaptığım için sapık ilan edilip, cezalandırılırsam ve aynı hücreye konarsam pandikçiler ile, bu insanlık suçu olur bu sefer.
anlatmaya çalıştığım (ta en başından beri) sapıklık, suç, anormallik, delilik gibi tanımların, çokta geniş olmadığı, olmaması gerektiği. bunları sınıflara ayırırsak eğer, o zaman daha anlaşılır bir ortasm oluşabilir.
yazım hatasına gelince, üzgünüm demekten başka çarem yok sanırım, açıkçası okulda öğrendiğim bir şey değil dil bilgisi (bir kaç tanım dışında) konuşmadaki vurgularıma dikkat ederek ve okuduklarımı örnek alarak geliştirdim (geliştirmek denmez aslında) dilbilgimi. o nedenle yazdıklarıma her ne kadar, önizleme yapsamda, harf ve noktalama hataları dışında ki hatalarımı gözden kaçırabiliyorum. ancak yinede, anlaşılması zor, okunaksız, karasız yada kırıcı metinler eklediğimi sanmıyorum. özür dilerim tekar.
mor t-shirt’üm sebebiyle 2 kız taradından sözle tacize uğramıştım. İkisi de benden bayaa iriydi. Korkmuştum açıkçası 🙂