aynı köyde büyüyen suat ve nurcan, herkesin gıpta ettiği, birbirini çok seven bir çifttir. evlilik kararı aldıktan sonra bu aşka bir cin musallat olur ve olaylar gelişir.filmi seyredenlerin genel kanısı, beklenen korku duygusunu vermediği ve çok gürültülülü olduğu şeklinde.bu arada da türkler korku filminden korkar mı, korkmaz mı geyiği başladı. korkarız veya korkmayız onu bilemem. ancak aklınıza gelen en ciddi konuyu bile sulandırmakta üstümüze yoktur. türkler korkar mı, korkmaz mı geyiğine de aşağıdaki paragraf uyar.aids’in çok gündemde olduğu ve evlilik dışı ilişkilerde prezervatif kullanılmasının ısrarla telkin edildiği sıralardaki bir olayı hatırladım. adam meslekten bir hanımla pazarlık yaparken muhabir yanına gelir. aralarında aids ve prezervatif ile ilgili geçen konuşmanın son cümlesi. ne aidsi… ne prezervatifi… bize bir şey olmaz…şahıs ölümün ta kendisiyle yüz yüze, umurunda değil.korku filmi yapımcılarının işi zor.
yorumlar
Doğrusu bu “Atın ölümü arpadan olsun”
Sanki aklıma Uğur Dündarla açılan yolculağa kadın kılığı ile giren Savaş Ay geliyor… Adama sulananlar bir de “Aids” olduğuna vakıf yukarıdaki kelamı söylüyorlardı…:)
başarısız korku filmleri komedi kategorisine alınsın kampanyası
Türkler korku filmi yapmasın kardeşim! Bizim cinlerimiz medya maymunu olmuş durumdadır, ruhlarımız lise çocukları tarafından çağırılıp masa başında dalga geçilmiştir. Bizim şeytanlarımıza pabuçları ters giydirilmiştir ve mezarlarımızda kızlarla sevişilmiştir. Biz boşuna korku filmi yapmayalım. Bu tembellik, kendimizi beğenmişlik, işgüzarlık ve ukalalıklarımızla bizi cinler değil gerçekler bile korkutamaz. Irkımızda var.