Sözlü iletişimde sözcükleri ne ile kodlayacağımızı düşünmemize gerek yok :)Çünkü:
Türk Kodlama Sistemi, ilgili kurum ve kuruluşların görüşleri alınarak TDK İmla Kılavuzu Çalışma Grubu tarafından 8 Ocak 2004 günü belirlenmiş ve TSE tarafından Nisan 2005/TS 13148 numaralı belge ile ölçünlü (standart) hâle getirilmiştir.
yorumlar
Bir Türk Dili ve Edebiyatı bölümü öğrencisi olarak her zaman TDK’nın çalışmalarını savunmuş ve onlara saygı göstermiş biriyim. Ama bu hakikaten de çok komikti. Çok teşekkürler. O kadar tdk.org’u didik didik etmişsem de bunla hiç karşılaşmadım. Son kez şunu söylemek istiyorum: Çarkıfelek programına konuk olan Kahtalı Mıçı “Zongundak’ın Zo’su” dediğinde kırıp geçirmişti ortalığı 🙂
kanunda neden öyle belirtilmiş ki 😉
biz kodlamayı bilmiyormuş muyuz?ben polatlı yerine palu desem olmazmıymış!
Bir şeylerin bir “standardının” olması kötü veya “ayıplanacak” ya da “dalga geçilecek” bir şey değildir. Asıl dalga geçilmesi veya ayıplanması gereken memleketteki “standartsızlık” olması gerekirken buradaki yorumlara gerçekten “şaşırıyorum”. Anlamıyorum gerçekten, yani bir şeyin bir standardı belirlendiği zaman bu her nedense sürekli bir “sınır” olarak algılanıyor, oysaki yok öyle bir şey. Standart en temel özellikleri belirtir herhangi bir sınırı değilki…Ayrıca telsiz görüşmelerinde genelde ses karşı tarafa bozularak ulaşır, buna hava ve coğrafi engeller neden olur. o tür durumlarda bazen konuşmalar bölük pörçük yarım yamalak duyulur. işte kodlama sistemindeki bu kelimelerin özellikle “bu kelimeler” olarak seçilmesinin sebebi bunların birbirlerinden “ayırd edilebilecek” kadar farklı olmasından kaynaklanır.Bu arada, bahsi geçen kanun 1353 sayılı “Türk harflerinin kabul ve tatbiki adlı 01.11.1928 tarihinde kabul edilen kanundur. Bu kanunda Türk Alfabesinin özellikleri ve kullanım alanı ile ilgili tanımlamalar yapılmıştır.
Bilgi için teşekkürlersigarayı bırakmakdiş beyazlatmasauna eşofmantatil bulgeciktiricim