Jessie Nelson‘un yönetmenliğini yaptığı 2001 çıkışlı sinema filmi “I Am Sam“, 20 Milyon Dolar gibi bir bütçeyle tamamlandı. İki Oscarlı Amerikan aktör Sean Penn, üç defa Oscar’a aday gösterilen aktris Michelle Pfeiffer, iki Oscarlı aktris Dianne Wiest, Dakota Fanning, Loretta Devine, Richard Schiff ve Laura Dern‘in rol aldığı yapım ‘En İyi Erkek Oyuncu’ dalında Oscar adayı oldu. Eğer “Forrest Gump“dan hoşlandıysanız, bu filmi de tavsiye ederim.Sam, küçük kızı Lucy ile yaşayan bir babadır. Ancak, Starbucks’ta (Amerika’dan ülkemiz de dahil tüm dünyaya hızla yayılan self-servis çalışan kahve içme yerleri. Bugün büyük ve kalabalık semtlerimizde en az iki Starbucks Mağazası bulunmakta.) çalışan Sam, orta yaşlı bir adam olmasına rağmen içinde çok farklıdır. 8 yaşındaki bir çocuğun zekasına sahip olan Sam, 7 yaşındaki küçük kızı Lucy’e baabalıktan çok, arkadaşlık etmektedir. Doğar doğmaz annesi tarafından kucağına bırakılan Lucy’e bakmakla yükümlü olan Sam, Starbucks’taki görevinde terfi etmek için uğraşırken bir yandan da küçük Lucy’e sürpriz doğumgünü partisi düzenlemektedir. Parti esnasında yaşanan arbedede kafası karışan Sam, küçük kızını uyarmak isterken biraz sert davranır ve zaten uzunca bir süredir Çocuk Esirgeme Kurumu görevlileriyle başı belada olan küçük olgun adam, bu tavrıyla resmi olarak kanıt vermiş olur ve Lucy’i kaybeder.
Lucy’nin elinden alınmasıyla deliye dönen Sam, kızını geri almak için dava açmaya hazırlanır ve kendine sağlam bir avukat arar. Dişli bir avukat olan Rita Harrison Williams’dan davasına bakmasını isteyen Sam, pek farkında olmasa da direkt reddedilmiştir. Fakat biraz şans, biraz da doğal nedenlerle Rita’nın kabul ettiği davayla birlikte umutlanan Sam, kendini değiştiremeyeceğinin farkında olsa da küçük Lucy için yapacaklarının sınırı yoktur.