bildirgec.org

qrio

raz | 29 December 2003 13:35

sony qrio’yu ne zaman piyasaya sürecek veya qrio‘ya oyuncak demek doğru mu bilemiyorum ama şayet aibo gibi (ki son modeli ers220A humanoid olmaması ve koşamaması dışında qrionun bütün özelliklerine sahip) gün içinde öğrendiklerini (ve kişiliğini) memory sticklere save edecek ve bizim de bu memory sticklere istediğimiz gibi müdahale edebilmemiz için aiboda yaptıkları gibi programlar sunulacaksa ilk robotik tiyatronun kurulması hiç zor olmayacaktır (gerçi aibolarla da böyle bir tiyatro kurulabilir ama oh romeo romeo diye bağıran bir robo köpek görmek pek ilginç gelmiyor bana)

vahşi bir atın yelelerinde savrulmuş gibi…

the_darkside_ofthe_mind | 29 December 2003 04:16

kim bilir belki tekrar geliriz… aklımızın koridorlarında gezerken, kirli musluk boruları gibi, üste-alta döşenmiş yol boyunca.., pas tutmuş, çürümüş, ve incinmiş ruhlarımızı temizlemekle meşgûl oluruz…

kim bilir belki yine hissederiz… dünya, rüzgâr, aşk, güneş… vahşi bir atın yelelerinde savrulmuş gibi… belki yine hissederiz… can sıkıntısında yorgunluğu… arkamıza alıp güneşimizi, yüzümüzü ısıtmaya çalışırız üşüyen ellerimizle!…

kim bilir belki yine bakarız… belki yine bakarız, görünmeyen herşeye… bahsederiz, görünmeyenden kendimize… perdenin arkasında kral çırılçıplak..,dans eder cariyeler… vahşi ve kıvrak!

bir ben var benden içeru

lizardKing | 29 December 2003 01:41

dün gazetede bi yazı okuduktan sonra aklıma geldi; acaba türkiye’de (hatta belki bu alanı dünya olarak da belirtebiliriz) tamamen kendi olan bir insan var mı? ilk başta tabii ki vardır diye düşünülüyor ama insan hiç mi kendi düşünce tarzına uymayan bişeyi yapmaz, hiç mi birilerinin kontrolü altında kalıp yapmak istemediği bişeyi yapmak zorunda kalmaz? çoğu kişilik toplum ve aile baskısı altında ezilip kalmıyor mu? kaç kişi sevdiği işi yapıyor merak ediyorum.

bunlar olayı geniş düşündüğümüzde ortaya çıkan şeyler; daha basit örneklere inersek; anlık olaylara bakarsak herkesin oynadığını görebiliriz sanırım. bu durumdan çıkardığım sonuç bana çok korkunç geliyor. sanırım herkes çift kişilikli. hatta daha çok kişilikli belki de… her duruma her ortama bu kadar kolay nasıl uyum gösterebiliyoruz yoksa değil mi?

vitaminsiz iman

coder | 29 December 2003 00:13

“düzenli alınan besinlerde çeşitlilik, tırnaklarınızda oluşan beyazlıklar şeklinde nükseden vitaminsizliğinizin tedavisinde öncelikli bir gerekliliktir” dedi doktor. evet doğru. bugün tırnak renkleri, yarın gıdaklama. ayın başlarında keyif yapıp, geri kalan zamanlarda “yendiğinde karın doyuran en büyük tek hücrelerden biri=tavuk yumurtası”na talim eden gençliğin fikirsel eğilimleri de beslenmelerinden etkilenebiliyo zannımca. boyuma bakmadan, insanların bi işi yapmaya karar verme süreçlerini lineer olarak ifade etmeyi deniyorum. tecrübeler, huylar, mantık, vs.vs. bunların hepsinin etkisiyle ortaya, bir işi yapıp yapmamaya yönelik bi baskı çıkıyo. fakat bu baskılar ne olursa olsun, yine de son bi karar verme merkezi var ki, bu merkez kesinlikle deterministik olarak simule edilemez. ben bu merkeze ruh demeye cesaret ediorm. Casino.net, “tesadüfilikten” emin olmak için Geiger-Müller Tüpü Detektörü kullaniomuş. ama ben evrimci kafa olsaydım randomizasyon kontrolü için “hormon kutusu” benzeri bi uygulama yapardım heralde. yolun sonunu bilip gitmemek? tümdengelim ayarlı iman. direk olmasa da zekayı ölçen yarışmalardan derece alanlar, ağlayarak hediye parasıyla Tanrı’sı yolunda mı harcama yapsa? hernevi attraksionlarda sınırları aşmamak birincil minnet bilinci göstergesi. göz açıp kapayıncaya kadar bile “id”ime bırakma beni ya rab…

yılbaşı atraksiyonları

| 28 December 2003 23:18

Üç gün sonra yeni bi yıla giricez. sokaklar, dükkanlar, evler süslenmiş, ağaçlar ve ışıklarla dekore edilmiş. noel babanın yolu gözlenmeye başlamış bile… Yeni bi yıla girmek neden bu kadar önemli? millet eğlenmek için bahane mi arıyo? hiç yeni bi yıla girerken kırmızı don giymenin faydasını gören oldu mu? gece yarısından sabaha kadar eğlenip, “4,3,2,1 woooouuuwww” yapmanın zevki nedir? bilmiyorum nedense benim içimden hiç de kalkıp eğlenmek gelmiyo. ertesi günün geride kalan bir yıldan pek de farklı olmayacağını düşünüyorum ve kendimi gaza getirme konusunda hiç iyi değilimdir. zaten benim çevremde pek öle kutlama, parti, noel ağacı ve hindi olayı yok ama olsaydı bile ben katılmazdım. ayrıca ben şu son bi kaç seneye kadar yılbaşı olayının ülkemizde bu kadar yoğun karşılandığını hatırlamıyorum. iyice özenti bi millet olduk. Neise, yine de yılbaşından ve de önümüzdeki yıldan bişi bekleyenlerin eğlencesini bozmayalım, umarım bekledikleriniz gerçekleşir. ben o gece erken yatmayı düşünüyorum…

anahtar – II

eceligelenfare | 28 December 2003 23:07

Tık tık tık. tıkır tıkır tıkır..

Bu klavyede amma ses çıkarıyor..

Tık tık tık. tıkır tıkır tıkır..

Gurrrrr… Buda ne ? Karnım acıkmış.

Ne yesem ? Paralarda suyunu çekmiş yine. Evde kimsede yok. Yemek yapmalı. Mutfağa üretim amaçlı girmeyeli çok olmuştu. Dolapta bir yumurta var. I-ıh yetmez. Tost yapsam.? Papatya ekmekle de tost olmaz. Çaydanlığı ocağa koyayım ben gelene kadar ısınır kaynar bende çayı demlerim.

Telefon alırken hediyesi olan montumu giyeyim. Son kez aynaya bakış. Markette ruhumun diğer eşiyle karşılaşabilirim ne olur ne olmaz. Saçlar berbat iki dakika için jölelerle de uğraşamam. Nerde benim berem ? Hah tamam artık, çıkabilirim.

sonunda..

haaartlak | 28 December 2003 22:45

cinin foyasıBir zamanlar Hafif de görüp acaip tırstığımız cin resminin foyasını çıkarmışlar.. Gözümüz aydın..

cerro terro buzdan kaya

me7ar-hafif | 28 December 2003 20:44

gerı dondum 1 hafta olmustu pc yı acmayalı unutmusum yazmayı galba nısanda hayallerın umut oldugu umut dun zırve oldugu bı ay olacak olmasından sıkıldı gelsede ne olacaksa olsa (dınlelen sarkı depeche mode:sıbelıng dehset ustu) hadı adıos amıgos maradona (heavens clsd dnw mecces absolute. well ıts helajuhaaaaaaaaa day:)))) cya

fifah

gameover | 28 December 2003 20:14

hafif naptılar canım sana böyle? millet birbirine laf sokmak için gelir olmuş buralara. yazık…