Merhaba,Yaz yazmak mı zor, soru sormak mı ?Zor ile sor arasındaki çağrışım sor’un zor olduğunu,bilinenlerin değil bilinmeyenlerin yorduğunu duyuruyor.Ancak soru 5 N + 1 K klasik kategorisinden ibaret değil..soru genel olarak bilinenlerden çıkarılan bilinmeyen olarak tanımlanabilir.Gerek sorunun yanıtını gerekse savın kanıtını aramak bizi anlatımın ve öykünün bir düş’esinde hapseder. Bu köşede düşlük krallık da olsa zaman içinde bir kölelikten ve ecelle kesileceğin günü beklemekten farklı değil…Dilin tellerinde soruların meyvesini derlemek ve düşüncenin liflerinde savların kökenini eklemek suretiyle yapılacak yolculuğun yıllarında ilerlemek elbette önemli..ancak bu son-uçları değerli kılan ön-uçların kalıcılığıdır.Yoksa yolculuk, yılların yelleri olarak saçmalıkla dağılır.İşte ol’un iki ucu an ve ak;ol.an.ak’ları ve yeteneklerialıcılığımızın sınavı ve yarışı olarakdil örtüsünü açmamızıve düşünce örgüsünü delmemizi bekler.Tüm soruları (+) da topladım ve yorumladım.Sıra artı düğümünü çözmeye geldi…Yani düşmanım olan zamanı geçmeye ve yenmeye…analitik (+) düzlem ekseni”Fİ amedimmümeddede”kesesine çevrilmeden ön-ce yüzüm yönleri ve yanları ayırarak ilerlemeli…o beni kesmeden sen onu kesmeli..ve gizemi sürmeli is-iş-iz’imizin.Arama bitmemeli ve umut tükenmemeli…Sağlıcakla kalın.