“hymen” dikimine tevessül eden biri vicdanını nerede yamatacak? ya delik deşik olmuş ruhunu?..sadakatin tamirini kim, nerede yapıyor?namusu “zar”da arayanlara tıbbın hizmeti, vicdanın hezimeti!”zar”arın neresinden dönülürse kardır!karşılıklı güven tesis edilememişse, tüm iç organlarını rektifiye ettirsen ne yazar!afferin bu sahtekarlığı üreten ve sürdüren zihniyete!hoş, kendini sevdiği erkeğe ilk gece bırakan da kalmadı ya… “ön balayı” gibi bir ucube moda son günlerde… neredeler? ön balayına çıktılar da… ön, orta, ileri balayı… modernlik de bir başka canım!erkeğin özgürce, hesapsız karşı cinsle beraberliğine şapka çıkartılıp hoş görülürken, aynı tavrı sergileyen bayanane diyoruz? o ile başlarız u ile bitiririz. n ile başlar k ile de bitirebiliriz. yani; ne kadar rencide edici, galiz laf varsa sıralarız. el kiriyse, kadın da yıkar ve çıkar.yaratılışından ötürüdür, kadın sadece cinsel zevk/tatmin için bir erkekle beraber olmak istemez. istisnalar vardır ve giderek çoğalmaktadır “istisna”lar!duygusal derinliği olmadan tanımadığı ya da çok az tanıdığı bir erkeğin bedeninde erimek rahatsız edici gelir kadına.ille de duygusal bir tat/geçmiş, şefkat katmanı da olan bir yaşanmışlık arar.ama erkek, dişi sinek görse eli uçkuruna gider… kadın olsun da çamurdan/plastikten olsun…”coitus” son noktasıdır beraberliğin. ama bu temas namus kavramıyla eşitlenemez. namusu bacak arasında arayanya da orada olduğuna inanan ve kendi namusu da bacaklarının arasında sallanan erkeklerin tıbbi madrabazlıklarla kandırılması da hipokrat açısından müstehaktır doğrusu!insanlar arasında, seven ve sevilenler arasında yaşanan bu derin mi derin güven uçurumu buna benzer sahtekarlıkları üretip duracaktır maalesef.o güzel insanlar, o güzel atlara binerlerken ne çok şey götürmüşler yanlarında…