Son zamanlar çokça duyduğum sözler arasına giren bu:”yuh falan olmak,oha falan yani vb.”sözler belliki kelime zaafiyeti içine düşmüş bir neslin yegane kurtarıcıları.Derse biraz geç gelen arkadaşıma öğretmen:- neden geç geldiniz kızımkız:- ya hocam şey yaniöğretmen:-tamam kızım geç.Bu erozyonun altında nasıl kalmamalı.Sayın hocam bu uydurma dil belasını argoyla karşılaştırarak “Argo, kanundan kaçanların dili. Uydurma dil, tarihten kaçanların… Argo, korkunun ördüğü duvar; uydurma dil şuursuzluğun. Biri günahları gizleyen peçe, öteki irfanı boğan kement. Argo, yaralı bir vicdanın sesi; uydurma dil, hafızasını kaybeden bir neslin. Argo, her ülkenin; uydurma dil, ülkesizlerin.” ve yine başka bir yazısında “Kamus, bir milletin hafızası, yani kendisi; heyecanıyla, hassasiyetiyle, şuuruyla. Kamusa uzanan el namusa uzanmıştır.”
Aramızda oldukça namussuz var anlaşılan.Kitabı mukaddeste yehova onların dillerini ayırın der.sonra onlar arasında bir karışıklık vuku bulur ve oraya babil adı verilir.babil yani karışıklık.Dil üzerine yazılmış o kadar kitap var peki bu: artarak üzerimize gelen bu yozlaşma niye ?