hani Sosyal devlet nerede? her isteyen okumamalıymış, ilkokula da gitmesinler okuma yazma bile öğrenmesinler. eski bir maarif vekilinin sözü geldi aklıma, ” okullar olmasa maarifi gül gibi yönetirdik”.
erkekler için kısa askerlik, kızlar için memuriyete girişte diploma lazım olmasa üniversitelerin nüfusu önümüzdeki dönem yarıya düşer. yarın bir kanun çıksın, devlet kurumlarına girişte diplomaya bakılmayacak, standart sınav uygulanacak densin üniversiteler yarı yarıya boşalır. askerliği de her türk vatandaşı istisnasız 10 ay yapacak deyin, erkekler hemen genç yaşlarında bir iş tutarak üniversite denen saçmalığı bırakırlar. gerçi kızların çoğu gene sabahlara kadar inekler ama kafası çalışan direk devlete kapağı atar, ömür boyu maaş garantili kolay iş. oh ne ala memleket.adam bemewe, mersedesle üniversite kapısına geliyor, 300 ytl ödüyor. öbürü dağ köyünden kalkıp geliyor, o da aynı parayı ödüyor. devlet üniversite okumak isteyipte ihtiyacı olan ve isteyen herkese durumuna göre sonradan geri ödenmek üzere veya karşılıksız versin kredisini, mezun olduktan sonra kazanıp ödesin. hiç olmazsa para deveran ederek arkadan gelecekler için kaynak olur.bu adam yol yordam biliyor gibi ama malum icraat lazım. konuşmayla olmaz bu şişler kebaplar. yelle şu ateşi başkan, görelim bakalım icraatın neymiş.
ne röportajı yaw, verdiğin linkte hürriyette 3 satırlık haber var. orada da öğrenci soru soruyor adam cevap veriyor. verdiğin linki okumuyomusun ne yapıyosun?bu adam bana kaldıysa işi zor, istifa etsin kurtulsun.
buna röpörtaj denmiyor mu, gene sağda solda kelimelere çekiyorsun, se n okumadın mı? (ben okurken aldığım harç ve öğrenim kredisini ne zorlukla geri ödedim ), sen o zamanlar ödediğin harç parasına isyan etmiyor muydun?
Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan önceki gün Ulusal Öğrenci Konseyi’nin açılışına katıldı. Toplantı sonrasında bir öğrenci YÖK Başkanı’na “Herkes üniversite mezunu olmalı mı?” diye sordu.burdan benim anladığım toplantı sonrası soru cevap kısmıdır, röportaj değil.ben istanbul üni.de okurken harç kredisi almıştım, marmarada okurken çalışarak ödedim, öyle kurtuldum.aslında söylemek istediğim şey senin söylediğinin çaresi olabilir. devlet senin adına üniversiteye direk verdiği parayı enflasyon artı yüzde 2 faiz veya faizsiz olarak sana verseydi, geri ödeme şartlarınıda esnek tutsaydı belki o kadar zorlanmazdın. belki elinde istediğin üniversitenin istediğin bölümüne yetecek kadar para olduğu için gerçekten istediğin üniversitede istediğin bölümü okuyabilecektin.an itibari ile türkiyede ücretsiz eğitim diye birşey yok. devlet öğrencinin adına okula para veriyor, sübvanse ediyor. böyle olduğu için eğitim sisteminde yolsuzluklar devasa boyutlara ulaşmakta. öğrencilerde köle gibi eğitime tabi tutuluyorlar. şu anda caaanım türkiyam ikinci dalganın sanayi köleleri yetiştirme mantığıyla eğitime yön veriyor. elalem üçüncü dalganın eğitim sistemine yavaş yavaş geçiyor, bunun sıkıntılarını yaşıyor, biz daha bu dandik sistemi düzeltmekle uğraşıyoruz.bu şekilde yapılan kitle eğitimi sisteminin iflası apaçık ortada. bir yanda milyonlarca iş kalifiye personel bekler, öbür yanda milyonlarca işsiz rahat ve hayat boyu garantili iş bekler. bu eğitim işide böyle giderse, sosyal güvenlik sistemine benzeyecek.
@OguzKagan35 İyi niyetinden şüphem yok, Ancak bunlar %2 değil %60 faizle geri aldılar, öğrencileri hacizlerle tehdit ederek, hem de AKP hükümeti döneminde kaç senedir enflasyon %10 ların altında diyorlarken, düşündünmü enflasyon %8 açıklanır, devlet faizi %40 larda gezer ( faiz haram değil miydi)devlet borçlarına neden %40 faiz alıyorlar. Ve benim kanaatim bunların esas amacı ülkemiz insanının cahil kalması, böylece koyun gibi güdülebilmesi; bu tür haberleri ilk duyduğumda aklıma gelen tek şey şu olur :Ülkemin islamcı burjuvazisinin çocukları veya damat edilecek zeki insanlarımızın çok güzel okullarda yetişmesi eğitim alması ( bunu eskiden sebataycı burjuva yapıyordu , islamcılarda taklit ediyorlar. Açıklayım şimdi büyük firmalara bakalım üst düzey yerlere gelmiş insanlar kolej mezunlarıi yurtdışında okumuşlar, ingilizce biliyorlar. Benden farkları ne ben Türkiye’de okudum, ortahalli bir öğretmenin çocuğuyum ingilizcem olamadı , aynı adamla aynı gün mülakata gidiyorum, onu yönetici kadrosunda başlatıyorlar beni Depo sorumlusu olarak, 1 ay dayanabildim ve gerçekten kurumsal bir şirkete girdim ve hakkımla yükseliyorum, ha ne oldu diyeceksiniz Müdür yardımcısı yaptıkları herif gerizekalının teki idi…) geri kalan halkımın ya yalakalanarak ya da sadakalarla idare edileceği bir devir. Bu arada Türkiye de burjuvalaştıkça bazılarının hiç beklemediği bir şey olabilir, yeşil devrim beklenirken, Patrona isyanları çıkabilir, Lale devride çabucak biter.Düşünün gelecekte eğitilmiş insan faktörü en önemli şey olacak. Bununda en etkili olacağı ülke Hindistan…Çin mal üretimine , Hindistan Bilgi teknolojisi üretimine hazırlıyor kendini, Şu an Hindistan da okuma yazma oranı bile düşükken 100 lerce üniversite açılıyor ve mezunlar vermeye devam ediyor, Şu an bilgi teknolojilerinde neredeyse 1 numaralar ve gelecektede artacak. Ha bu arada bu ülkede eğitimin ücretsiz olduğu bilgisini vermeme gerek var mı!!
şu mersedes bemeve olayın anlamadım. bir çocuk dağ köyünden geliyor, diğeri de etiler’den mersedes ile geliyor. birisi parası olmasına rağmen 300 ytl, diğeri de parası olmamasına rağmen 300ytl ödüyor. ceteris paribus, eğitimi paralı hale getirdiğimizde, parası olan çocuğa zaten 20-30 milyar koymadığı için çıkarıp veriyor aynı şekilde takılmaya ya da okumaya devam ediyor. mezun oluyor. diğer dağ köyünden gelen arkadaşımız ise 22-23 yaşında hayata hayata otomatikman 20-30 milyar borçla başlıyor. böylece hem eğitimde eşitliği sağlıyoruz, hem eğitime kalite geliyor, hem de istihdamı doğru yönetiyoruz. gerçekten harika bir sistemmiş.bu ülkede bir grup insan için şimdi ve bundan sonra “okumak” tek kurtuluş yolu. bu yola alternatif üretmedikçe çıkıp, “üniversite mühim midir?” “eğitim pahalı bir şeydir” demek boru boru atmaktan başka bir şey değildir. bu son 30 senedir reform adı altında yapılan temel hakların, özel haklar haline getirilmesinin bir parçasıdır. önce sağlık, sonra eğitim yavaş yavaş sosyal güvenlik. paran kadar yaşanın ifadesidir. hadi iktidar ya da bu işten faydası olan bunu savunur da eğitimini öğretimini harç kredisiyle vs… ile yapan bu zorlukları yaşayan birisi nasıl objektiflik arkasına gizlenip böyle konuşur anlayamıyorum.bu arada , yıllardır üniversiteleri zapturapt altına alan, bilimselliği, akademisyenliği memuriyetle bir tutan, iktidarların maşası, egemen gücün kalkanı olan, siyasetin bütün ayak oyunlarına sahne olan bir kurumdan bahsediyoruz. bu saatten sonra militaristi de gelse, neoliberali de farketmez. yök ciddi olarak normalleşmiştir. yukarıdaki konuşmalardan da zaten bu belli oluyor. bu kurumun kendisine muhalefet ortadan kalkmıştır, en tutucu karşıtları bile şimdi ele geçirdikleri bu kaleye bayrak dikmeye çalışıyorlar.bu yök ateşini yellemeye gerek yok. daha ne iktidarlar var sırada. birisi olmazsa diğeri yeller.
şimdi uzun uzun yazacaktım, neyseki emre özetlemişParalı üniversite tartışmasını çok önemsiyorum. Çünkü bu konu aynı zamanda, halkın içine itildiği ” devletçi ” ideolojiyi ve ” popülist zihniyeti ” de apaçık gösteriyor.Tabii bir de haysiyet fukaraları var. Onları ilgilendiren gerçek değil, 3 kuruşluk siyasetleri:”Paralı üniversite” konusunu kim dile getirdi? YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan … Hocayı oraya atayan kim?.. AKP içinden çıkan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül … O halde, ” YÖK Başkanı ne derse, ne önerirse karşı çıkmak gerekir! “Hayalimdeki modeli genel hatlarıyla ortaya koyduktan sonra eleştirileri ele almak istiyorum:1) Tüm devlet üniversiteleri paralı olacak… 2) İsteyen herkes burs alacak; öğrenci para vermeden, hatta harç dahi ödemeden okuyacak… 3) Ödeme mezuniyet sonrası yapılacak… 4) İş bulamayanların, işsiz kalanların ya da belli bir ücretin altında kazananların borcu ertelenecek…Modele çeşitli ayrıntılar eklenebilir. Mesela: ” 30 yaşından önce ödeme yapılmayacak ” gibi…Herkesin bir vatandaşlık numarasına sahip olduğu şu bilgisayar çağında öğretim borcunu takip etmek kolaydır.Gelelim bu fikre karşı çıkanların savlarına.- ” Üniversiteler ticarethane değildir “… Tam bir saçmalık. Bilgi bedava değil ki! Bilgiyi saklamak ve yaymak için hocasından kütüphanesine tonla para harcanmıyor mu? Bunun karşılığını vermek, niye üniversiteyi ticarethane yapsın?- ” Böyle bir durumda çocukların yüzde 90’ı eğitim hakkından yararlanamaz “… Sığ bir popülizm. Öğrenciler okurken para ödemeyecek.- ” Türkiye’de yoksulluk diz boyu. Bu vahşi kapitalizmin önerisidir “… İşte bir saptırma daha! Bugün üniversiteler nasıl finanse ediliyor? Halktan toplanan vergiyle değil mi? Söyleyin bakalım: ” Kendime ” iyi bir gelecek sağlamak amacıyla devam ettiğim üniversite eğitimimi, niye ” başkaları ” ödüyor?- ” Üniversite eğitimi devletin görevidir “… Hayır, değildir! Devletin görevi, 11-12 yıllık “zorunlu temel eğitimi” herkese sağlamaktır. Üniversiteye gitmek ise zorunlu değildir, bir ” tercihtir “. Üniversite kurmak devletin “görevi” değil, toplumu kalkındırmak amacıyla güttüğü bir politikadır.- “Paralı sistem sınıf ayrımı yaratır”… Sizin dediğiniz ” peşin ödeme ” durumunda geçerli olur. O zaman gerçekten de yoksul gençler okuyamaz. Ama ” ötelenmiş ve uzun vadeye yayılmış taksitli sistemde ” o ayrım olmaz.- “Üniversite okumuş insanların uzun vadede topluma katacaklarının bir kısmını niye toplum finanse etmesin? En basitinden üniversite okuyanlar uzun vadede daha çok para kazanacakları için, daha fazla vergi ödeyecekler. ” Bir okurumuz böyle diyor. Fikir ilk bakışta makul ama bizim tartışmamıza uymuyor. Çünkü “gelir” ve onun “vergilendirilmesi” ayrı bir konu. İlkokul mezunu olup tonla para kazanandan, üniversitede okumadı diye, daha az vergi almıyoruz. Ya da mühendisin vergisi daha fazla değil ki!EMRE AKÖZ
şunuda ekleyelim içimizde kalacağına aleme çıksın. şahsen üniversitenin paralı, parasız, kredili, borçlu filan okunması beni çok enterese etmiyor. bu yaştan sonra kalkıp üni. kapısına gidecek değilim. vahşiliberal manyaklardan hiç değilim. isteğim, bundan sonra okuyacak olanlar istedikleri yerde istedikleri şartta okusunlardır. ilk, orta, lise eğitimi düzgün ve planlı olmayan bir memlekette üniversite ücretsiz olsa ne yazar? bugünkü durum ortada.bütün eğitim sistemini ihtiyaca yönelik tekrardan elden geçirip sanayi toplumundan ziyade bilgi toplumuna yönelik olarak dizayn etseler gelecek nesiller adına daha faydalı olur. yoksa bugün bütün öğrencilere kredi verseler okutsalarda bişi değişmez, herkesi kelimenin gerçek manasıyla ücretsiz okutsalarda bişi değişmez.üçüncü dalga bütün haşmetiyle geliyor, bu defa dalgayı vaktinde yakalayıp sörfün tadını çıkarabilsek bare.
keşke uzun uzun yazsaydınız da emre aköz’ün müthiş hayal gücüne maruz kalmasaydık.gelen eleştirileri politik bir manevrayla, dinci-laik düzlemine çekiyor önce. bir de millete popülist yaftasını koyuyor şakkadanak. inceden servet düşmanlığı gibi duran sorularına rağmen emre bey, herkesin vatandaşlık numarasının olduğu şu bilgisayar çağında, kişilerinin mal varlıklarını tespit edip zengin olandan daha fazla eğitim katkı payı istemeyi düşünmüyor. bu durumda eşitlik ilkesini işletmiyor müthiş imajinasyonu, parası olmayanı eşitliyor zengine. sonra vadelere yayıyor. bonus’a 24 ay vade yapıyor. bilmem kaç sene de ötelemeli. neticede ticarethaneler böyle dönüyor artık. nakit ödeme ise çok kapitalist bir şey. takside bölelim ki eşitlik sağlansın. işsizlik problemi ve vergi sorunları ise konu dışı. onlara sonra bakıcağız. laik-antilaik düzlemi bulabilirsek oraya sokuşturacağız.neticede eğitime başka bir model getirme şansımız yok. sadece para verirsek olur. biz bütün dünyanın yaptıklarını yapmazsak bir eğitim sistemi yaratamayız. diğer konularda bütün dünyanı yaptıklarını yapıyor muyuz peki?bilgi bedava değildir. ama üretirsen değildir. kendi üretmediğin bilgiyi kime satacaksın. sony parasına sunny mi satacaksın. bunlar plaza söylemleridir. bu şekilde üniversite ticarethaneye, hastaneler kesimhaneye döner.hangi birini söyleyeyim bilmiyorum ki. yazmaktan sıkıldım. sizden ricam lütfen bu tip hükümet sözcüsü tadındaki adamlardan vazgeçin. eğer üniversiteyle bir işiniz yoksa ve konu sizi ilgilendirmiyor ve ilgilendirmeyecekse yorum da yazmayın. nasıl üniversiteye gitmek zorunlu değilse, ilgilenmediğiniz bir konu da konuşmak da zorunlu değildir. dalganızla beraber size iyi yolculuklar. emre’ye de selamlar.
açıklamanın yapıldığı günün gazetelerine bir göz atalım bakalım, kimden itiraz gelmiş? öğretim üyeleri sendikasından, öğretmenler sendikasından. çünkü eğitim sistemi bu şekilde değişirse en büyük zararı görecek olanlar öğrenciler değil, öğretim üyeleridir. sisteme paranın girmesi, öğrencilere seçme şansı tanınması, dersine girmeyen, asistanını sokan, mesleğinin gerektirdiği asgari vasıflara dahi sahip olmayan, kerameti kendinden menkul yüzlerce öğretim üyesini rahatsız ediyor.aynı şey hastanelerdede meydana gelmişti. hastaneler paralı olsun dendiğinde de en büyük tepki hastalardan değil, doktorlardan gelmişti.başkan üniversiteler paralı olsun mealinde birşeyler söyleyince aklını peynir ekmekle yemiş sosyal(ist) devlet sempatizanları, dünyada cennet yaratma idealiyle yola çıkmış sosyalizmin kendi yarattığı cehennemde boğulmasına aldırmadan, türlü türlü bahanelerle günahlardan sıyrılıp suçlu arama peşindeler . bu adamlar, “hak”lardan dem vurup “eğitim”in herkesin hakkı olduğunu dolayısıyla da parasız olması gerektiğini iddia ederler ama içlerinden bir tanesinin bile “bütün ekmekler herkese parasız olsun” “sosyal devlet vatandaşını doyurmak zorundadır” dediğini duymadım. oysa konu “hak” olsaydı, eğitimden önce “hak” olan bir sürü şey var.son olarak iç savaş çıkarmak istiyorsan yanlış yerdesin.
o kadar lakırdı ettim. bir sürü soru sordum. bir tanesine bile cevap alamadım. hep farklı yerlere çekilen laflar var. çene suyuna çorba.bu sefer de ajansmedya tadında basın incelemeleri gelmiş. şimdi sendika olmalarını bir tarafa bırakalım bir sürü seviyedeki eğitim çalışanının olduğu bir kurum var. size göre bunların hepsi işe yaramaz, bilgisiz, değersiz. ve hepsi işinden gücünden olacağı kendilerine gerek kalmayacağı için ayaklanmış. bunu söylerken biraz insan düşünmez mi be kardeşim? biraz izan lazım. ayıptır. hastanelerin halini de görüyoruz. konuyla ilgili haberleri incelerken, aynı gün gazetelerdeki hastane sefaletlerini görmediniz sanırım. bu konuya fazla odaklanmanızdan olabilir belki de at gözlüğündendir. size tavsiyem emre aköz-zaman.com-haber7 üçgeninden çıkıp başka şeyleri de takip etmenizdir. takılıp kaldığınız bir iki köşe yazarından kafanız kaldırıp hakla ilgili neler söylenmiş görünüz. ama görmek istemeyene bir şey gösterilemez diğer taraftan da. en azından size sorduğum sorlara bir cevap veriniz. laf atıp kaçmak ya da genellemek yerine doğrudan bana konuşabilirsiniz. ama gözünüz seveyim emre’yi karşıtırmayın. biraz daha özgün bir şeyler bekliyoruz.gerillalık ile ilgil bir dip not koymak lazım yeri gelmişken. son dönemde siz ve diğer bir iki eküriniz ciddi bir gerillalık faaliyeti sürdürüyorunuz. izliyorum. hükümet ile ilgili verilen her mim’in her haberin altında varsınız. tabi bu politik çalışma olarak takdire şayan bir durum ama bu korku endişe nedendir anlamadım. bu siteden bir cacık olmaz merak etmeyin.
tamilcim, gerillacım, burası tamilistan deel, bende ingiliz piçkurularının tamilistan sömürgesi genel valisi deelim. boşuna gerilla baskınları düzenliyosun yane. hem bu işler böle gerillacılık oynayarak olmaz, düzenli ordu şart. eğer imkanın yoksa söle bi el atarız. ben, kendim, şahsen, bizzat karargah ve karargah destek bölüğünde askerlik yaptım, kebap yane. savaş zamanı 250, barış zamanı 150 kişilik birliğimiz var idi. hemide parasız askerlik yapıyoduk, duydumki bazı gaafiller paralı eğitim istiyomuş. sen çanını sıkma, ben onları teker teker halederim hemencecik.aslında güzel noktaya ayağını bastın, dur hemen kaldırma. öle 1-2 eküri filan deel, 100 kişilik ekip kurdum, interinetin altını üstüne getiriyom sabahtan akşama, akşamdan sabaha. her vuruşa bi kuruş alıyom amma ekiptekileri asgari ücretten hemide sigortasız çalıştırıyom. ekip olarak günlük 1 milyoncuk harf yazsalar 10bin ytl cebimde. aqp ( avanta kömür partisi) sağolsun, nassı ossa para çok, banada veriyo işte bişiler. öle böle değil annıcaan, ekiptekilere yazık oluyo ama iş iştir. paranın dibine vurucam.
herhalde bugün konuyla ilgili bir şey çıkmadı gazetelerde. link olmayınca tabi haliyle yine laf salatası gelmiş menüde. ama yine de güzel. neticede mevzuda geyik bir nokta bulunca ne güzel yazmışsınız. kafayı çalıştırmışsınız. ezber yapmamışsınız. kendi kelamınız olmuş en azından. buna da şükür.ben sözümü geri alıyorum. siz yine emre’den ve diğer zevattan gönderin. hiç olmazsa orijinal bir şeyler okuruz. sizde artık ordu mu kurarsınız, donanma mı yakarsınız bilemiyorum.ne demişler; durmak yok, geyiğe devam! hadi bakalım.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
hani Sosyal devlet nerede? her isteyen okumamalıymış, ilkokula da gitmesinler okuma yazma bile öğrenmesinler. eski bir maarif vekilinin sözü geldi aklıma, ” okullar olmasa maarifi gül gibi yönetirdik”.
erkekler için kısa askerlik, kızlar için memuriyete girişte diploma lazım olmasa üniversitelerin nüfusu önümüzdeki dönem yarıya düşer. yarın bir kanun çıksın, devlet kurumlarına girişte diplomaya bakılmayacak, standart sınav uygulanacak densin üniversiteler yarı yarıya boşalır. askerliği de her türk vatandaşı istisnasız 10 ay yapacak deyin, erkekler hemen genç yaşlarında bir iş tutarak üniversite denen saçmalığı bırakırlar. gerçi kızların çoğu gene sabahlara kadar inekler ama kafası çalışan direk devlete kapağı atar, ömür boyu maaş garantili kolay iş. oh ne ala memleket.adam bemewe, mersedesle üniversite kapısına geliyor, 300 ytl ödüyor. öbürü dağ köyünden kalkıp geliyor, o da aynı parayı ödüyor. devlet üniversite okumak isteyipte ihtiyacı olan ve isteyen herkese durumuna göre sonradan geri ödenmek üzere veya karşılıksız versin kredisini, mezun olduktan sonra kazanıp ödesin. hiç olmazsa para deveran ederek arkadan gelecekler için kaynak olur.bu adam yol yordam biliyor gibi ama malum icraat lazım. konuşmayla olmaz bu şişler kebaplar. yelle şu ateşi başkan, görelim bakalım icraatın neymiş.
Bu saçma röpörtajı haklı çıkarmaya çalışıyorsun ya daha ne diyeyim, ne diyeyim!!!
ne röportajı yaw, verdiğin linkte hürriyette 3 satırlık haber var. orada da öğrenci soru soruyor adam cevap veriyor. verdiğin linki okumuyomusun ne yapıyosun?bu adam bana kaldıysa işi zor, istifa etsin kurtulsun.
Ooooof of ….. Buraya tonlarca cümle sıralardım ama “Herkesin üniversite mezunu olma çabasına anlam veremiyorum” bu cümle karşısında nutkum tutuldu.
buna röpörtaj denmiyor mu, gene sağda solda kelimelere çekiyorsun, se n okumadın mı? (ben okurken aldığım harç ve öğrenim kredisini ne zorlukla geri ödedim ), sen o zamanlar ödediğin harç parasına isyan etmiyor muydun?
Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan önceki gün Ulusal Öğrenci Konseyi’nin açılışına katıldı. Toplantı sonrasında bir öğrenci YÖK Başkanı’na “Herkes üniversite mezunu olmalı mı?” diye sordu.burdan benim anladığım toplantı sonrası soru cevap kısmıdır, röportaj değil.ben istanbul üni.de okurken harç kredisi almıştım, marmarada okurken çalışarak ödedim, öyle kurtuldum.aslında söylemek istediğim şey senin söylediğinin çaresi olabilir. devlet senin adına üniversiteye direk verdiği parayı enflasyon artı yüzde 2 faiz veya faizsiz olarak sana verseydi, geri ödeme şartlarınıda esnek tutsaydı belki o kadar zorlanmazdın. belki elinde istediğin üniversitenin istediğin bölümüne yetecek kadar para olduğu için gerçekten istediğin üniversitede istediğin bölümü okuyabilecektin.an itibari ile türkiyede ücretsiz eğitim diye birşey yok. devlet öğrencinin adına okula para veriyor, sübvanse ediyor. böyle olduğu için eğitim sisteminde yolsuzluklar devasa boyutlara ulaşmakta. öğrencilerde köle gibi eğitime tabi tutuluyorlar. şu anda caaanım türkiyam ikinci dalganın sanayi köleleri yetiştirme mantığıyla eğitime yön veriyor. elalem üçüncü dalganın eğitim sistemine yavaş yavaş geçiyor, bunun sıkıntılarını yaşıyor, biz daha bu dandik sistemi düzeltmekle uğraşıyoruz.bu şekilde yapılan kitle eğitimi sisteminin iflası apaçık ortada. bir yanda milyonlarca iş kalifiye personel bekler, öbür yanda milyonlarca işsiz rahat ve hayat boyu garantili iş bekler. bu eğitim işide böyle giderse, sosyal güvenlik sistemine benzeyecek.
@OguzKagan35 İyi niyetinden şüphem yok, Ancak bunlar %2 değil %60 faizle geri aldılar, öğrencileri hacizlerle tehdit ederek, hem de AKP hükümeti döneminde kaç senedir enflasyon %10 ların altında diyorlarken, düşündünmü enflasyon %8 açıklanır, devlet faizi %40 larda gezer ( faiz haram değil miydi)devlet borçlarına neden %40 faiz alıyorlar. Ve benim kanaatim bunların esas amacı ülkemiz insanının cahil kalması, böylece koyun gibi güdülebilmesi; bu tür haberleri ilk duyduğumda aklıma gelen tek şey şu olur :Ülkemin islamcı burjuvazisinin çocukları veya damat edilecek zeki insanlarımızın çok güzel okullarda yetişmesi eğitim alması ( bunu eskiden sebataycı burjuva yapıyordu , islamcılarda taklit ediyorlar. Açıklayım şimdi büyük firmalara bakalım üst düzey yerlere gelmiş insanlar kolej mezunlarıi yurtdışında okumuşlar, ingilizce biliyorlar. Benden farkları ne ben Türkiye’de okudum, ortahalli bir öğretmenin çocuğuyum ingilizcem olamadı , aynı adamla aynı gün mülakata gidiyorum, onu yönetici kadrosunda başlatıyorlar beni Depo sorumlusu olarak, 1 ay dayanabildim ve gerçekten kurumsal bir şirkete girdim ve hakkımla yükseliyorum, ha ne oldu diyeceksiniz Müdür yardımcısı yaptıkları herif gerizekalının teki idi…) geri kalan halkımın ya yalakalanarak ya da sadakalarla idare edileceği bir devir. Bu arada Türkiye de burjuvalaştıkça bazılarının hiç beklemediği bir şey olabilir, yeşil devrim beklenirken, Patrona isyanları çıkabilir, Lale devride çabucak biter.Düşünün gelecekte eğitilmiş insan faktörü en önemli şey olacak. Bununda en etkili olacağı ülke Hindistan…Çin mal üretimine , Hindistan Bilgi teknolojisi üretimine hazırlıyor kendini, Şu an Hindistan da okuma yazma oranı bile düşükken 100 lerce üniversite açılıyor ve mezunlar vermeye devam ediyor, Şu an bilgi teknolojilerinde neredeyse 1 numaralar ve gelecektede artacak. Ha bu arada bu ülkede eğitimin ücretsiz olduğu bilgisini vermeme gerek var mı!!
Bu arada unuttum, ben uzun dönem Hakkari dağlarında askerlik yaparken vatandaş Burdur da bedelli yapmış…
yillarca; militarist yök baskanlarini gordukten sonra boyle neo-liberal yök baskani gorunce bunye kaldirmiyor, ortasini bulacak miyiz bakalim. Kadayifin uzerine kuru fasulye gitmez.
şu mersedes bemeve olayın anlamadım. bir çocuk dağ köyünden geliyor, diğeri de etiler’den mersedes ile geliyor. birisi parası olmasına rağmen 300 ytl, diğeri de parası olmamasına rağmen 300ytl ödüyor. ceteris paribus, eğitimi paralı hale getirdiğimizde, parası olan çocuğa zaten 20-30 milyar koymadığı için çıkarıp veriyor aynı şekilde takılmaya ya da okumaya devam ediyor. mezun oluyor. diğer dağ köyünden gelen arkadaşımız ise 22-23 yaşında hayata hayata otomatikman 20-30 milyar borçla başlıyor. böylece hem eğitimde eşitliği sağlıyoruz, hem eğitime kalite geliyor, hem de istihdamı doğru yönetiyoruz. gerçekten harika bir sistemmiş.bu ülkede bir grup insan için şimdi ve bundan sonra “okumak” tek kurtuluş yolu. bu yola alternatif üretmedikçe çıkıp, “üniversite mühim midir?” “eğitim pahalı bir şeydir” demek boru boru atmaktan başka bir şey değildir. bu son 30 senedir reform adı altında yapılan temel hakların, özel haklar haline getirilmesinin bir parçasıdır. önce sağlık, sonra eğitim yavaş yavaş sosyal güvenlik. paran kadar yaşanın ifadesidir. hadi iktidar ya da bu işten faydası olan bunu savunur da eğitimini öğretimini harç kredisiyle vs… ile yapan bu zorlukları yaşayan birisi nasıl objektiflik arkasına gizlenip böyle konuşur anlayamıyorum.bu arada , yıllardır üniversiteleri zapturapt altına alan, bilimselliği, akademisyenliği memuriyetle bir tutan, iktidarların maşası, egemen gücün kalkanı olan, siyasetin bütün ayak oyunlarına sahne olan bir kurumdan bahsediyoruz. bu saatten sonra militaristi de gelse, neoliberali de farketmez. yök ciddi olarak normalleşmiştir. yukarıdaki konuşmalardan da zaten bu belli oluyor. bu kurumun kendisine muhalefet ortadan kalkmıştır, en tutucu karşıtları bile şimdi ele geçirdikleri bu kaleye bayrak dikmeye çalışıyorlar.bu yök ateşini yellemeye gerek yok. daha ne iktidarlar var sırada. birisi olmazsa diğeri yeller.
şimdi uzun uzun yazacaktım, neyseki emre özetlemişParalı üniversite tartışmasını çok önemsiyorum. Çünkü bu konu aynı zamanda, halkın içine itildiği ” devletçi ” ideolojiyi ve ” popülist zihniyeti ” de apaçık gösteriyor.Tabii bir de haysiyet fukaraları var. Onları ilgilendiren gerçek değil, 3 kuruşluk siyasetleri:”Paralı üniversite” konusunu kim dile getirdi? YÖK Başkanı Prof. Yusuf Ziya Özcan … Hocayı oraya atayan kim?.. AKP içinden çıkan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül … O halde, ” YÖK Başkanı ne derse, ne önerirse karşı çıkmak gerekir! “Hayalimdeki modeli genel hatlarıyla ortaya koyduktan sonra eleştirileri ele almak istiyorum:1) Tüm devlet üniversiteleri paralı olacak… 2) İsteyen herkes burs alacak; öğrenci para vermeden, hatta harç dahi ödemeden okuyacak… 3) Ödeme mezuniyet sonrası yapılacak… 4) İş bulamayanların, işsiz kalanların ya da belli bir ücretin altında kazananların borcu ertelenecek…Modele çeşitli ayrıntılar eklenebilir. Mesela: ” 30 yaşından önce ödeme yapılmayacak ” gibi…Herkesin bir vatandaşlık numarasına sahip olduğu şu bilgisayar çağında öğretim borcunu takip etmek kolaydır.Gelelim bu fikre karşı çıkanların savlarına.- ” Üniversiteler ticarethane değildir “… Tam bir saçmalık. Bilgi bedava değil ki! Bilgiyi saklamak ve yaymak için hocasından kütüphanesine tonla para harcanmıyor mu? Bunun karşılığını vermek, niye üniversiteyi ticarethane yapsın?- ” Böyle bir durumda çocukların yüzde 90’ı eğitim hakkından yararlanamaz “… Sığ bir popülizm. Öğrenciler okurken para ödemeyecek.- ” Türkiye’de yoksulluk diz boyu. Bu vahşi kapitalizmin önerisidir “… İşte bir saptırma daha! Bugün üniversiteler nasıl finanse ediliyor? Halktan toplanan vergiyle değil mi? Söyleyin bakalım: ” Kendime ” iyi bir gelecek sağlamak amacıyla devam ettiğim üniversite eğitimimi, niye ” başkaları ” ödüyor?- ” Üniversite eğitimi devletin görevidir “… Hayır, değildir! Devletin görevi, 11-12 yıllık “zorunlu temel eğitimi” herkese sağlamaktır. Üniversiteye gitmek ise zorunlu değildir, bir ” tercihtir “. Üniversite kurmak devletin “görevi” değil, toplumu kalkındırmak amacıyla güttüğü bir politikadır.- “Paralı sistem sınıf ayrımı yaratır”… Sizin dediğiniz ” peşin ödeme ” durumunda geçerli olur. O zaman gerçekten de yoksul gençler okuyamaz. Ama ” ötelenmiş ve uzun vadeye yayılmış taksitli sistemde ” o ayrım olmaz.- “Üniversite okumuş insanların uzun vadede topluma katacaklarının bir kısmını niye toplum finanse etmesin? En basitinden üniversite okuyanlar uzun vadede daha çok para kazanacakları için, daha fazla vergi ödeyecekler. ” Bir okurumuz böyle diyor. Fikir ilk bakışta makul ama bizim tartışmamıza uymuyor. Çünkü “gelir” ve onun “vergilendirilmesi” ayrı bir konu. İlkokul mezunu olup tonla para kazanandan, üniversitede okumadı diye, daha az vergi almıyoruz. Ya da mühendisin vergisi daha fazla değil ki!EMRE AKÖZ
şunuda ekleyelim içimizde kalacağına aleme çıksın. şahsen üniversitenin paralı, parasız, kredili, borçlu filan okunması beni çok enterese etmiyor. bu yaştan sonra kalkıp üni. kapısına gidecek değilim. vahşiliberal manyaklardan hiç değilim. isteğim, bundan sonra okuyacak olanlar istedikleri yerde istedikleri şartta okusunlardır. ilk, orta, lise eğitimi düzgün ve planlı olmayan bir memlekette üniversite ücretsiz olsa ne yazar? bugünkü durum ortada.bütün eğitim sistemini ihtiyaca yönelik tekrardan elden geçirip sanayi toplumundan ziyade bilgi toplumuna yönelik olarak dizayn etseler gelecek nesiller adına daha faydalı olur. yoksa bugün bütün öğrencilere kredi verseler okutsalarda bişi değişmez, herkesi kelimenin gerçek manasıyla ücretsiz okutsalarda bişi değişmez.üçüncü dalga bütün haşmetiyle geliyor, bu defa dalgayı vaktinde yakalayıp sörfün tadını çıkarabilsek bare.
keşke uzun uzun yazsaydınız da emre aköz’ün müthiş hayal gücüne maruz kalmasaydık.gelen eleştirileri politik bir manevrayla, dinci-laik düzlemine çekiyor önce. bir de millete popülist yaftasını koyuyor şakkadanak. inceden servet düşmanlığı gibi duran sorularına rağmen emre bey, herkesin vatandaşlık numarasının olduğu şu bilgisayar çağında, kişilerinin mal varlıklarını tespit edip zengin olandan daha fazla eğitim katkı payı istemeyi düşünmüyor. bu durumda eşitlik ilkesini işletmiyor müthiş imajinasyonu, parası olmayanı eşitliyor zengine. sonra vadelere yayıyor. bonus’a 24 ay vade yapıyor. bilmem kaç sene de ötelemeli. neticede ticarethaneler böyle dönüyor artık. nakit ödeme ise çok kapitalist bir şey. takside bölelim ki eşitlik sağlansın. işsizlik problemi ve vergi sorunları ise konu dışı. onlara sonra bakıcağız. laik-antilaik düzlemi bulabilirsek oraya sokuşturacağız.neticede eğitime başka bir model getirme şansımız yok. sadece para verirsek olur. biz bütün dünyanın yaptıklarını yapmazsak bir eğitim sistemi yaratamayız. diğer konularda bütün dünyanı yaptıklarını yapıyor muyuz peki?bilgi bedava değildir. ama üretirsen değildir. kendi üretmediğin bilgiyi kime satacaksın. sony parasına sunny mi satacaksın. bunlar plaza söylemleridir. bu şekilde üniversite ticarethaneye, hastaneler kesimhaneye döner.hangi birini söyleyeyim bilmiyorum ki. yazmaktan sıkıldım. sizden ricam lütfen bu tip hükümet sözcüsü tadındaki adamlardan vazgeçin. eğer üniversiteyle bir işiniz yoksa ve konu sizi ilgilendirmiyor ve ilgilendirmeyecekse yorum da yazmayın. nasıl üniversiteye gitmek zorunlu değilse, ilgilenmediğiniz bir konu da konuşmak da zorunlu değildir. dalganızla beraber size iyi yolculuklar. emre’ye de selamlar.
açıklamanın yapıldığı günün gazetelerine bir göz atalım bakalım, kimden itiraz gelmiş? öğretim üyeleri sendikasından, öğretmenler sendikasından. çünkü eğitim sistemi bu şekilde değişirse en büyük zararı görecek olanlar öğrenciler değil, öğretim üyeleridir. sisteme paranın girmesi, öğrencilere seçme şansı tanınması, dersine girmeyen, asistanını sokan, mesleğinin gerektirdiği asgari vasıflara dahi sahip olmayan, kerameti kendinden menkul yüzlerce öğretim üyesini rahatsız ediyor.aynı şey hastanelerdede meydana gelmişti. hastaneler paralı olsun dendiğinde de en büyük tepki hastalardan değil, doktorlardan gelmişti.başkan üniversiteler paralı olsun mealinde birşeyler söyleyince aklını peynir ekmekle yemiş sosyal(ist) devlet sempatizanları, dünyada cennet yaratma idealiyle yola çıkmış sosyalizmin kendi yarattığı cehennemde boğulmasına aldırmadan, türlü türlü bahanelerle günahlardan sıyrılıp suçlu arama peşindeler . bu adamlar, “hak”lardan dem vurup “eğitim”in herkesin hakkı olduğunu dolayısıyla da parasız olması gerektiğini iddia ederler ama içlerinden bir tanesinin bile “bütün ekmekler herkese parasız olsun” “sosyal devlet vatandaşını doyurmak zorundadır” dediğini duymadım. oysa konu “hak” olsaydı, eğitimden önce “hak” olan bir sürü şey var.son olarak iç savaş çıkarmak istiyorsan yanlış yerdesin.
o kadar lakırdı ettim. bir sürü soru sordum. bir tanesine bile cevap alamadım. hep farklı yerlere çekilen laflar var. çene suyuna çorba.bu sefer de ajansmedya tadında basın incelemeleri gelmiş. şimdi sendika olmalarını bir tarafa bırakalım bir sürü seviyedeki eğitim çalışanının olduğu bir kurum var. size göre bunların hepsi işe yaramaz, bilgisiz, değersiz. ve hepsi işinden gücünden olacağı kendilerine gerek kalmayacağı için ayaklanmış. bunu söylerken biraz insan düşünmez mi be kardeşim? biraz izan lazım. ayıptır. hastanelerin halini de görüyoruz. konuyla ilgili haberleri incelerken, aynı gün gazetelerdeki hastane sefaletlerini görmediniz sanırım. bu konuya fazla odaklanmanızdan olabilir belki de at gözlüğündendir. size tavsiyem emre aköz-zaman.com-haber7 üçgeninden çıkıp başka şeyleri de takip etmenizdir. takılıp kaldığınız bir iki köşe yazarından kafanız kaldırıp hakla ilgili neler söylenmiş görünüz. ama görmek istemeyene bir şey gösterilemez diğer taraftan da. en azından size sorduğum sorlara bir cevap veriniz. laf atıp kaçmak ya da genellemek yerine doğrudan bana konuşabilirsiniz. ama gözünüz seveyim emre’yi karşıtırmayın. biraz daha özgün bir şeyler bekliyoruz.gerillalık ile ilgil bir dip not koymak lazım yeri gelmişken. son dönemde siz ve diğer bir iki eküriniz ciddi bir gerillalık faaliyeti sürdürüyorunuz. izliyorum. hükümet ile ilgili verilen her mim’in her haberin altında varsınız. tabi bu politik çalışma olarak takdire şayan bir durum ama bu korku endişe nedendir anlamadım. bu siteden bir cacık olmaz merak etmeyin.
tamilcim, gerillacım, burası tamilistan deel, bende ingiliz piçkurularının tamilistan sömürgesi genel valisi deelim. boşuna gerilla baskınları düzenliyosun yane. hem bu işler böle gerillacılık oynayarak olmaz, düzenli ordu şart. eğer imkanın yoksa söle bi el atarız. ben, kendim, şahsen, bizzat karargah ve karargah destek bölüğünde askerlik yaptım, kebap yane. savaş zamanı 250, barış zamanı 150 kişilik birliğimiz var idi. hemide parasız askerlik yapıyoduk, duydumki bazı gaafiller paralı eğitim istiyomuş. sen çanını sıkma, ben onları teker teker halederim hemencecik.aslında güzel noktaya ayağını bastın, dur hemen kaldırma. öle 1-2 eküri filan deel, 100 kişilik ekip kurdum, interinetin altını üstüne getiriyom sabahtan akşama, akşamdan sabaha. her vuruşa bi kuruş alıyom amma ekiptekileri asgari ücretten hemide sigortasız çalıştırıyom. ekip olarak günlük 1 milyoncuk harf yazsalar 10bin ytl cebimde. aqp ( avanta kömür partisi) sağolsun, nassı ossa para çok, banada veriyo işte bişiler. öle böle değil annıcaan, ekiptekilere yazık oluyo ama iş iştir. paranın dibine vurucam.
herhalde bugün konuyla ilgili bir şey çıkmadı gazetelerde. link olmayınca tabi haliyle yine laf salatası gelmiş menüde. ama yine de güzel. neticede mevzuda geyik bir nokta bulunca ne güzel yazmışsınız. kafayı çalıştırmışsınız. ezber yapmamışsınız. kendi kelamınız olmuş en azından. buna da şükür.ben sözümü geri alıyorum. siz yine emre’den ve diğer zevattan gönderin. hiç olmazsa orijinal bir şeyler okuruz. sizde artık ordu mu kurarsınız, donanma mı yakarsınız bilemiyorum.ne demişler; durmak yok, geyiğe devam! hadi bakalım.
geyik foreverviva la geyik