Sonuna kadar katılıyorum.Yobazlığın sadece dinle alakalı olduğunu düşünmüyorum.Saplantılı, ayrımcı ve sabit fikirli, at gözlüklü kimselerin, sorgulama ve düşünme becerileri olmayanların gerçek yobazlar sınıfına daha net birer örnek temsil ettiklerini görüyoruz.Bu kimseler, kendi yaşantılarının zaaflarının dışındakini asla kabullenemez, bilmedikleri denizlerde karaya vurduklarında dahi, yüzdüklerini sanırlar.Ama insan hakları ve kişisel hak ve özgürlükler konusunda ahkam kesmeyi de çok iyi becerirler.
aaa olur mu hiiiiiiiçYobaz mı biz mi a aa!!Bu ülkede hala başı kapalılara “beyni örtülü” muamelesi yapıp kendi yobazlıklarını aşikar eden çok muhterem insanlar nefes alıyor ve peydah olmaya devam edecekler.Böyle bir meseleyi bile saptırıp şimşekleri hep aynı husumete çekebilen insanlar varken diğer konularda hayli hayli yobazlık yaparlar..
“Vatan toprağı kutsaldır, uğruna can feda”diyen de, evladının şehit oluşuyla o gururu yaşayan da hep Anadolumuzun o türbanlı, başı kapalı diye aşağıladıklarının doğurduğu evlatlar.O şehit cenazelerine bakıyorum da, içim kan ağlıyor.Paşa çocuğunu sınırda askerlik yaparken gören var mı?Bu ülkede şekilcilikleriyle ön plana çıkıp, askerliğini kısa dönem yapanlarsa, Atatürk’ün ve nice şehitin emanet ettiği bugünün Türk Genci.
@dejavu88 ve @pharmacid;haklısınız arkadaşlar. gerçekten yobazlık veya her türlü gericilik, insanın hangi dinden veya milletten olduğuyla ilgili değil, hangi düşünce tarzını benimsediğiyle ilgili galiba…
Görünen köyden ziyade; beyin içeren kafalar, rehber istemez.Hala şekilci hala insanların inanç özgürlüklerinin, hak olanın tartışıldığı bir ülkede, demokrasi var demek bana ilkel geliyor.Çağ atlamayı bırak, bizi geriye götüren yegane şeyin, atgözlüklerimiz olduğunu düşünüyorum.
severim yobazları accayip inatçıdırlar, nuh der peygamber demezler. afferimm onlara öyle devam etsinler.Her mesleğin, her ideolojinin yobazı olur. Mesela fen yobazı, devrim yobazı, evrim yobazı, siyaset yobazı, laiklik yobazı gibi çeşitli yobazlar vardır.1- Cahil yobaz: Din ve dünya bilgilerinden mahrum olanlardır. Bunlar, bölücülük yaptıkları gibi, din düşmanlarına çabuk aldanıp, zararlı yollara kolayca sürüklenebilir. Osmanlı tarihini kana boyayan Patrona Halil, Kabakçı Mustafa, mehdiyim diyen Celâli gibi kimseler bu yobazlardandır.2- Fen yobazı: Gençlerin imanlarını bozmak, bunları dinden, İslamiyet’ten ayırmak için, uydurdukları şeyleri fen bilgisi, tıb bilgisi, ilericilik olarak anlatıp, “Din kitapları bu bilgilere uymadığı için yanlıştır, bunların gösterdiği yolda yaşamak gericiliktir” derler.3- Devrim yobazı: Devrim deyimi, Batı dillerindeki revolution deyiminin çift anlamını taşımakta ve hem dönüşme, hem de zorla değiştirme, [ihtilâl] anlamlarındadır. Diyalektik maddeciliğe göre, evrim ve devrim birbirine kökten bağlıdır. Devrim, evrimin zorunlu sonucudur. Devrimci yobazlara göre, bütün dünya, dinden uzaklaşarak mutlaka komünist olacaktır.4- Evrim yobazı: Kimi ilk insanın bir hücreden, kimi maymundan, son olarak da ayıdan geldiğini ileri sürenler çıktı. Bilimsel olarak, bunların yanlışlığı ispat edildiği halde, kabul etmez, kendi yanlış görüşünde körü körüne inat edip, maymun soyu olduğunda ısrar eder.5- Siyaset yobazı: Kendisi iktidarda olmadığı müddetçe, diğer partilerin hepsi demokrasi düşmanıdır, ülke ise baştanbaşa sefalet ve karanlık içindedir. Muhalifleri iyi bir şey yapsa da desteklemez. Onun vazifesi iyiye köstek olmaktır. Seçimi kaybetse de, zafer yine onundur.6- Laiklik yobazı: Önce laiklik nedir? Laikliğin ne olduğunu yetkili bir ağızdan, Anayasa hukuku profesörü Ali Fuat Başgil’den öğrenelim:Ord.Prof. Başgil diyor ki(Laiklik, Batı hukukunda, din ile devletin ayrılması, devletin din, dinin de devlet işlerine karışmaması, dinin manevi hayatın nizamı olarak hüküm sürmesidir. Laikliğe bağlı olarak üç türlü devlet sistemi vardır:1- Laik olan devlet sisteminde: Din ve devlet birbirinden ayrılır ve biri diğerine karşı muhtar (autonome) bir vaziyet alır. Devlet din bezirgânlığı yapmadığı gibi, din düşmanı da kesilmez. Böylece laiklik en iyi bir itidâl ve muvazene sistemidir. Din hürriyeti, ancak laik bir devlette gün görüp yaşayabilir.2- Dine bağlı devlet sisteminde: Bu sistemde, bir zamanlar Batı’da olduğu gibi, din görevlileri memurlaşır, birtakım hurafe ve taassuba kapılabilir.3- Devlete bağlı din sisteminde: Diyanet siyasete kurban edilir. İktidar, din adamlarına hakim olur. Dini kurumları onlar kurup, onlar kapatır. Maaşını, mükafat ve cezasını onlar verir. Din adamları memurlaştırılarak emir kulu haline sokulur. Hiçbir muhtariyet ve salahiyeti kalmaz. Dinsizlik, din ve din adamları ile alay etmek moda haline gelir.)Laiklik birinci maddede bildirildiği gibidir. Fakat laiklik yobazları, üçüncü maddedeki sistemi uygulamaya çalışırlar. laiklik yobazları laikliğe düşmanlık etmektedir.
Türkiye de bütün tatışmaların mecrasını belirleyen, bu ve benzeri tüm kelime oyunlarını toplumun tüm katmanlarına yayan psikolojik harp olayının tüm gerekliliklerini yerine getiren Türk’e ve İslam’a karşı bir güruh var… Bu fitneci güruh hâlâ ayakta, fakat son demlerini yaşıyor inşa..
Askerin yemin törenine alınmıyor hala o evladı doğuran.Sırf başı türbanlı diye.Solun bir asaleti olurdu eskiden.Şimdi sadece ülkeyle beraber mideleri de bulandırıyor.
Doğru olabilir.Ama nice arkadaşım sırf türbanlı diye bileğinin hakkıyla girdiği, onca sene ana babasının dişinden tırnağından arttırdığıyla, meslek edinip vatanlarına hizmet etme hayaline tutunmuşken, okudukları okuldan uzaklaştırıldılar.Kimi doktor olup hayat kurtaracaktı, kimi Türkiye adını ulusal platformlara anlımızda gururumuz olarak taşıyacaktı belki de.Ben türbanlı değilim.İslami tarzda bir hayatım da yok.Ama ben de olsam çıkarmazdım türbanımı.İnandığı değerlere saygı duymayan, onlara beyinsiz hatta vatan haini muamelesi yapan bir ülkede meslek edindiklerinde verdikleri hizmetin kıymetini bilecek adam yoksa, kendi vatanları, devleti onları bağrına basamıyorsa, ne yapsın, nereye vatan desin bu insanlar?
Evet haklısınız… Son 20 yıldır kaçışlar olmakta yurt dışına herkes inançlarından bu şekilde vazgeçmiyor ki vazgeçmek zorunda da değil. Bir çoğu Almanya’ya vs ye gidiyor ama orada da artık baskı yiyorlar… Bu insanlar bu ülkede istedikleri şekilde eğitim almalılar!!!Yoksa Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı ne işe yarayacak!!! Bu eğitimi alamıyorlarsa sorarım.. Son 15-20 yıldır nedir laikliğin bu insanlara ettiği… Laiklik ilkesi güzel ve mantıklı;çağdaş da neden uygulamasını Atatürkçe,çağdaşça yapmıyorlar da koltuk hevesine Atatürk’ü kullanıyorlar… Neden? demekten kendimi alamıyorum..Saygılarımla…
Kesinlikle haklısınız.Sadece geleceğe küskün, çaresiz ve ümitlerini, güvenini yitirmiş koca bir insan nesli yetişiyor.Ben çocuklarıma, bakın yaşadığınız ülke bu, devletinize, adalete güvenin, ülkenizi, milletinizi çok sevin derken, onlar yetişkin birer birey olduklarında, yalan söyleyip, toz pembe bulutlar serpiştirdiğim için önlerine, düşman olacaklar bana.Bir çoğumuzun evlatları gibi.
Web sitemizde size en iyi deneyimi sunabilmemiz için çerezleri kullanıyoruz. Bu siteyi kullanmaya devam ederseniz, bunu kabul ettiğinizi varsayarız.Tamam
yorumlar
Sonuna kadar katılıyorum.Yobazlığın sadece dinle alakalı olduğunu düşünmüyorum.Saplantılı, ayrımcı ve sabit fikirli, at gözlüklü kimselerin, sorgulama ve düşünme becerileri olmayanların gerçek yobazlar sınıfına daha net birer örnek temsil ettiklerini görüyoruz.Bu kimseler, kendi yaşantılarının zaaflarının dışındakini asla kabullenemez, bilmedikleri denizlerde karaya vurduklarında dahi, yüzdüklerini sanırlar.Ama insan hakları ve kişisel hak ve özgürlükler konusunda ahkam kesmeyi de çok iyi becerirler.
aaa olur mu hiiiiiiiçYobaz mı biz mi a aa!!Bu ülkede hala başı kapalılara “beyni örtülü” muamelesi yapıp kendi yobazlıklarını aşikar eden çok muhterem insanlar nefes alıyor ve peydah olmaya devam edecekler.Böyle bir meseleyi bile saptırıp şimşekleri hep aynı husumete çekebilen insanlar varken diğer konularda hayli hayli yobazlık yaparlar..
“Vatan toprağı kutsaldır, uğruna can feda”diyen de, evladının şehit oluşuyla o gururu yaşayan da hep Anadolumuzun o türbanlı, başı kapalı diye aşağıladıklarının doğurduğu evlatlar.O şehit cenazelerine bakıyorum da, içim kan ağlıyor.Paşa çocuğunu sınırda askerlik yaparken gören var mı?Bu ülkede şekilcilikleriyle ön plana çıkıp, askerliğini kısa dönem yapanlarsa, Atatürk’ün ve nice şehitin emanet ettiği bugünün Türk Genci.
Gel de anlat işte pharmacid..
@dejavu88 ve @pharmacid;haklısınız arkadaşlar. gerçekten yobazlık veya her türlü gericilik, insanın hangi dinden veya milletten olduğuyla ilgili değil, hangi düşünce tarzını benimsediğiyle ilgili galiba…
Görünen köyden ziyade; beyin içeren kafalar, rehber istemez.Hala şekilci hala insanların inanç özgürlüklerinin, hak olanın tartışıldığı bir ülkede, demokrasi var demek bana ilkel geliyor.Çağ atlamayı bırak, bizi geriye götüren yegane şeyin, atgözlüklerimiz olduğunu düşünüyorum.
severim yobazları accayip inatçıdırlar, nuh der peygamber demezler. afferimm onlara öyle devam etsinler.Her mesleğin, her ideolojinin yobazı olur. Mesela fen yobazı, devrim yobazı, evrim yobazı, siyaset yobazı, laiklik yobazı gibi çeşitli yobazlar vardır.1- Cahil yobaz: Din ve dünya bilgilerinden mahrum olanlardır. Bunlar, bölücülük yaptıkları gibi, din düşmanlarına çabuk aldanıp, zararlı yollara kolayca sürüklenebilir. Osmanlı tarihini kana boyayan Patrona Halil, Kabakçı Mustafa, mehdiyim diyen Celâli gibi kimseler bu yobazlardandır.2- Fen yobazı: Gençlerin imanlarını bozmak, bunları dinden, İslamiyet’ten ayırmak için, uydurdukları şeyleri fen bilgisi, tıb bilgisi, ilericilik olarak anlatıp, “Din kitapları bu bilgilere uymadığı için yanlıştır, bunların gösterdiği yolda yaşamak gericiliktir” derler.3- Devrim yobazı: Devrim deyimi, Batı dillerindeki revolution deyiminin çift anlamını taşımakta ve hem dönüşme, hem de zorla değiştirme, [ihtilâl] anlamlarındadır. Diyalektik maddeciliğe göre, evrim ve devrim birbirine kökten bağlıdır. Devrim, evrimin zorunlu sonucudur. Devrimci yobazlara göre, bütün dünya, dinden uzaklaşarak mutlaka komünist olacaktır.4- Evrim yobazı: Kimi ilk insanın bir hücreden, kimi maymundan, son olarak da ayıdan geldiğini ileri sürenler çıktı. Bilimsel olarak, bunların yanlışlığı ispat edildiği halde, kabul etmez, kendi yanlış görüşünde körü körüne inat edip, maymun soyu olduğunda ısrar eder.5- Siyaset yobazı: Kendisi iktidarda olmadığı müddetçe, diğer partilerin hepsi demokrasi düşmanıdır, ülke ise baştanbaşa sefalet ve karanlık içindedir. Muhalifleri iyi bir şey yapsa da desteklemez. Onun vazifesi iyiye köstek olmaktır. Seçimi kaybetse de, zafer yine onundur.6- Laiklik yobazı: Önce laiklik nedir? Laikliğin ne olduğunu yetkili bir ağızdan, Anayasa hukuku profesörü Ali Fuat Başgil’den öğrenelim:Ord.Prof. Başgil diyor ki(Laiklik, Batı hukukunda, din ile devletin ayrılması, devletin din, dinin de devlet işlerine karışmaması, dinin manevi hayatın nizamı olarak hüküm sürmesidir. Laikliğe bağlı olarak üç türlü devlet sistemi vardır:1- Laik olan devlet sisteminde: Din ve devlet birbirinden ayrılır ve biri diğerine karşı muhtar (autonome) bir vaziyet alır. Devlet din bezirgânlığı yapmadığı gibi, din düşmanı da kesilmez. Böylece laiklik en iyi bir itidâl ve muvazene sistemidir. Din hürriyeti, ancak laik bir devlette gün görüp yaşayabilir.2- Dine bağlı devlet sisteminde: Bu sistemde, bir zamanlar Batı’da olduğu gibi, din görevlileri memurlaşır, birtakım hurafe ve taassuba kapılabilir.3- Devlete bağlı din sisteminde: Diyanet siyasete kurban edilir. İktidar, din adamlarına hakim olur. Dini kurumları onlar kurup, onlar kapatır. Maaşını, mükafat ve cezasını onlar verir. Din adamları memurlaştırılarak emir kulu haline sokulur. Hiçbir muhtariyet ve salahiyeti kalmaz. Dinsizlik, din ve din adamları ile alay etmek moda haline gelir.)Laiklik birinci maddede bildirildiği gibidir. Fakat laiklik yobazları, üçüncü maddedeki sistemi uygulamaya çalışırlar. laiklik yobazları laikliğe düşmanlık etmektedir.
Türkiye de bütün tatışmaların mecrasını belirleyen, bu ve benzeri tüm kelime oyunlarını toplumun tüm katmanlarına yayan psikolojik harp olayının tüm gerekliliklerini yerine getiren Türk’e ve İslam’a karşı bir güruh var… Bu fitneci güruh hâlâ ayakta, fakat son demlerini yaşıyor inşa..
Bundan daha net, daha güzel açıklanamazdı.Teşekkürler arkadaşım.Anlayana…
Askerin yemin törenine alınmıyor hala o evladı doğuran.Sırf başı türbanlı diye.Solun bir asaleti olurdu eskiden.Şimdi sadece ülkeyle beraber mideleri de bulandırıyor.
çanakkale de kardeşimin yemin töreni vardı; annemin söylediğine göre başı kapalılar da varmış. keyfi bir uygulama olsa gerek.
Yorumlarınız için teşekkürler arkadaşlar, insan üzülüyor yobazlığı sadece din ekseninden bakılmasına… Oysa ki yobazlık, dar olan düşüncede vardır…
bu kuark.org ta enteresan bir yermiş.
Doğru olabilir.Ama nice arkadaşım sırf türbanlı diye bileğinin hakkıyla girdiği, onca sene ana babasının dişinden tırnağından arttırdığıyla, meslek edinip vatanlarına hizmet etme hayaline tutunmuşken, okudukları okuldan uzaklaştırıldılar.Kimi doktor olup hayat kurtaracaktı, kimi Türkiye adını ulusal platformlara anlımızda gururumuz olarak taşıyacaktı belki de.Ben türbanlı değilim.İslami tarzda bir hayatım da yok.Ama ben de olsam çıkarmazdım türbanımı.İnandığı değerlere saygı duymayan, onlara beyinsiz hatta vatan haini muamelesi yapan bir ülkede meslek edindiklerinde verdikleri hizmetin kıymetini bilecek adam yoksa, kendi vatanları, devleti onları bağrına basamıyorsa, ne yapsın, nereye vatan desin bu insanlar?
Evet haklısınız… Son 20 yıldır kaçışlar olmakta yurt dışına herkes inançlarından bu şekilde vazgeçmiyor ki vazgeçmek zorunda da değil. Bir çoğu Almanya’ya vs ye gidiyor ama orada da artık baskı yiyorlar… Bu insanlar bu ülkede istedikleri şekilde eğitim almalılar!!!Yoksa Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı ne işe yarayacak!!! Bu eğitimi alamıyorlarsa sorarım.. Son 15-20 yıldır nedir laikliğin bu insanlara ettiği… Laiklik ilkesi güzel ve mantıklı;çağdaş da neden uygulamasını Atatürkçe,çağdaşça yapmıyorlar da koltuk hevesine Atatürk’ü kullanıyorlar… Neden? demekten kendimi alamıyorum..Saygılarımla…
Kesinlikle haklısınız.Sadece geleceğe küskün, çaresiz ve ümitlerini, güvenini yitirmiş koca bir insan nesli yetişiyor.Ben çocuklarıma, bakın yaşadığınız ülke bu, devletinize, adalete güvenin, ülkenizi, milletinizi çok sevin derken, onlar yetişkin birer birey olduklarında, yalan söyleyip, toz pembe bulutlar serpiştirdiğim için önlerine, düşman olacaklar bana.Bir çoğumuzun evlatları gibi.