Yapi Kredi Kultur ve Sanat Yayincilik AS’nin yonetim kurulunda yapilan tepeden inme degisiklik Enis Batur ve Selcuk Altun’un Yonetim Kurulu’ndan atilarak islerine son verilmesi seklinde gerceklestigi halde gazetelerde okudugumuz haberler bu olayi hep bir istifa olarak okura sundu.İlk cikan gazete haberlerinin uyandirdigi izlenim Enis Batur ve Selcuk Altun’un Yonetim Kurulu’ndan atilmayi gururlarina yediremeyip istifa ettikleri yonundeydi.Neyse ki artik bu cirkin darbenin nasil gerceklestigini YKY’nin icinden birinin kaleminden okuma sansimiz var. Bu kisi de hem yazar hem de yayinci olarak tanidigimiz Cem Akas. Cem Akas da Enis Batur ve Selcuk Altun’un isten atilmasindan sonra YKY’den istifa etmesiyle (Ayfer Tunc ile birlikte) gundeme gelmisti. http://www.cemakas.com/‘İsterseniz “Uzun Surmus Bir Hatanin Tashihi”nde Akas’in yazdiklarini siz okuyun. Guncel kultur tarihimizde parlak bir donem yaratan Enis Batur ve calisma arkadaslarinin basina gelenleri ve bunun olasi nedenlerini dusunun!
yorumlar
mimleyip geçseydin haber önemli ama..
Daha bi saat önce bu yazı moderasyondaydı ilk oyu ben -1 olarak verdim. Nasıl oldu da 1 saat içinde çıktı ordan. Ben açık oylama talep ediyorum.
YKY’ nin korsan yayınları desteklediğini ve Nazım Hikmet, Sabahattin Ali, Yaşar Kemal gibi klasikleşmiş yazarların eserlerini artık basmama gibi bir öneri getirdiklerini zaten biliyorduk. Enis Batur YKY’ nin can damarıydı. Ben bile onsuz YKY düşünemiyorum. Yönetim kurulu değiştikten sonra (bu olayda kimin parmağı var acaba !!?) Adalet Ağaoğlu da yazarlar arası bariz ayırımcılık ve dağıtımdaki aksaklıklar sebebiyle YKY’den ayrılabileceğini açıkladı. Enis Batur ve Selçuk Altun’dan “bireysel özlemlerini doyurmayı önde tutanlar ve onların ekürileri” diye söz etmesi de fena halde şaşırttı beni.
YKY’ye yapilan darbeyi Enis Batur ve/veya Selcuk Altun’a yapilan kisisel bir hakaret degil; Turkiye’de insanlarin emeklerinin nasil bir anda yok sayilabildiginin bir yansimasi olarak goren bir “okur-yazar” olarak, ulkemizdeki okuma-yazma kulturunu son 12 yildir taze kanla canlandiran bir kurumun basindaki bir kisinin nasil isten atildigini gozler onune sermekti amacim. Daha politik bir metin yazilabilirdi bu olay uzerine. Olaylarin icyuzunu icerden birisinin yazdigini ogrenince, dikkati buna cekmek istedim.Bu konu uzerine soylenebilecek bir suru sey var, ancak sis perdesinin kalkmasi icin birazcik beklemek gerekli. Ama okur-yazar bir Turk olarak tepkimi ortaya koyma icgudumu bastiramadim. Kulturel tarihimizde belki de bir kirilma noktasi olusturan bu olayi merkeze koymayacagiz da neyi koyacagiz?
uslubun yanlşılığna amenna dedikten sonra, hadi hep birlikte düşünelim şahsın adı enis batur olmasa da yayıncılık hususunda aynı ölçüde işler yapmış başka bir şahıs olsa bu denli derinlemesine inceleme ihtiyacı hissedecek miydik bu konuyu diye, bu noktayı bitirince bir de görevi başındayken enis batur’un süzgecine takılanlar (ahmet san ? hayır !) kimler ve neler vardı acaba diye düşünelim bu dönem içinde yapı kredi’den yayınlanamadan dönmüş neler vardı acaba diyerek..dipnot olarak da enis bey konusuna hakim olanlar anımsayacaktır “siz bize girmeyin biz size gireriz hocam” mevzuunu..ek: valla kavga gürültü olsun polemik çıksın diye söylemiyorum; pek sevimli buldum, yerim senin “Ama okur-yazar bir Turk olarak tepkimi ortaya koyma icgudu”nü..
Bir kere darbe diyince kafadan “çirkin” olmuyor mu? ikincisi “neden çirkin darbe olsun?”. YKY babamızın malı değil, Enis Batur’un ve şürekâsının malı da değil. Tamam güzeldir Ulises’i 3000 yıl sonra türkçeden okumak falan ama olmuyor işte.”Bunun olacagi belliyidi zaten de” denilebilir, gemi batmadan ufak ufak gitmek gerekir de denebilir, %40 ortağı yabanci olan bir şirketin yayınevinin başında olmak insanı iyi yazar yapar mi denilebilir falan felan..
enis batur gibi bir dallamanın hakkını aramak kadar salakça ikinci bir iş göremiyorum şu dünyada. adam yazdığı (ve çevresinin yazdığı) boktan kitapları çatır çatır, babasının bankasıymış -pardon kitap eviymiş- gibi bastırırken kimsenin bu konuda söyleyecek bir sözü yoktu.
neyse, sonuç olarak aferin yky, bundan sonra yapacağın diğer güzellik acilen kendini lağvetmen olur.
Link zor bulunuyor, burada şimdi.
Şöyle desek çok mu haksızlık olur: Truva atının işi bitti: İçindekilerle birlikte, şutladılar!..
Şu anda Türkçe Edebiyatın ve düşün dünyasının bütün önemli eserlerinin telif hakları bir bankada ve bunun sorumlusu da koltuğu kaybedince cırlamayı akıl eden “ekip”…
Linktekileri yazan da bunlara dahil.
Varolan ilişkileri “sınıf ve iktidar dışı” olarak kutsayıp, sermayeden bahsedilmesini snop solculuk, yoksulluktan bahsedilmesini fukara edebiyatı olarak damgalamanın karşılığı aldıklarını, arada yaptıklarının karşılığı olarak aldıklarıymış gibi “hissettikleri” süreci, uzun sürmüş hataların ifşası olarak noktalamak belki abilere birşey öğretebilir…
Gerçi sanmıyorum ben… Ama olsun…
Bence etek boyları kısa olsun…