Otobüse bindim ve daha akbili basar basmaz onu gördüm: Bu Selimdi.
Derhal omzuna dokundum ve onu oturduğu yerden kaldırdım.
-Selim, arkaya gelsene biraz, dedim.
İtirazsız ama bir o kadar da isteksiz bir hali vardı. Geldi ve arkada yola ters olan iki şeye oturduk. Hani yol uzunsa epey midenizi bulandıran o koltuklar.
-Naber nasılsın uzun zaman oldu?
Selim konuşurken yüzüme bakmıyordu. Zaten ortaokul yıllarında da öyleydi. Çok saf bir çocuktu ama salak mahiyetinde sarfedilmiş bir saflıktan bahsetmiyorum. Hakkaten iyi niyetli biriydi. Beni çok severdi ve bana olağanüstü iyi davranırdı. Orta sonda ise sınıfta bir olay çıkardılar. Hocalar sorumluların kim olduğunun kağıda yazılmasını istendi. Ben yapmadığını bildiğim ama o ara kavgalı olduğum en iyi arkadaşımı o kağıda yazdım. Halbuki o gün o gelmemişti bile yapması imkansızdı. Herneyse Selim’in adı da kağıtların çoğunda geçmişti ve müdürden bir güzel dayak yemişti. Geri dönüp onu kimin yazdığını sorduklarında ben sınıfı temsilen pek çok kişi ben de dahil demiştim. Benden ölesiye nefret etti o zamandan beri.
-Sanırım kavgalı ayrılmıştık Selim. Halbuki sen benim en saygı duyduğum arkadaşlarımdan biriydin.
– Evet… neden kavga etmiştik? Kız meselesi mi?(no comment pls)
– Hayır Selim,yukarıdaki olay … okumayı hiç sevmedin zaten yukarıyı okusana
– Okuyamadım zaten, işten geliyorum şimdi. Sen okuyor musun?
– Evet bla bla…
Komik ya… aradan 6-7 sene geçmiş. O pek değişmemiş bana göre. Yüz hatları aynı, sadece biraz sakallı. Bende değişmemişmişim. Ortaokul zamanlarında çok şımarıkmışmışım. Belki de hala öyleyim. O ise hala fazla kasvetli. Benim inmemden önce dramatik bir konuşmayla bitirdik olayı
– Seni gördüğüme sevindim Selim. Senle görüşmek isterdim ama bunu senin isteyeceğini pek sanmıyorum.
– Ben de isterdim ama.. çalışıyorum.
-Boşver, iyi olmanı isterim. Kendine iyi bak.
-Sen de
Aklım karıştı biraz. Onunla samimiydik ama en yakın arkadaşlarımdan biri değildi. O nasıl, bu nasıl, görüşüyor musun,… mu musun muhabetleri insanı geçmişe saplıyor… en azından içimde kalan bir gerçeği su yüzüne çıkarmış oldum.
yorumlar
çıkan gerçeğe iyi bak belki kendinden kaçmamayı da öğrenirsin… belki kendi gerçeğini kendi yüzünde görebilirsin..
gunaydın.
içimizde kalan şeyleri açığa çıkarmak iyi mi?
ben bi genelleme yaparsam keni adıma değil derim.
orada kalmaları gerektiği için gitmediler mi ya da gömülmediler mi en dibe?
ben de ilkokulda tüm arkadaşlarımla dargın ayrılmıştım. henüz biriyle bile karşılaşmadım. yıl sonundaki tiyatroda beni sadece sunucu yapmışlardı, o gün ben yoktum. kızgınım hala.
… bir yazı olmuş. John Fante’yi hatırlattın bana.