Dünya’da yenilenen bir anlayışın ürünü olan kullandığımız kaynaklarımıza sahip çıkmalıyız olgusu şimdilerde çevreciler tarafından daha da açıkça desteklenmektedir.Yeryüzünde kullandığımız doğal ve temiz olan kaynaklarımız vardır. İnsanlık bunları gelişen teknoloji ile birleştirip yine insanlığın hizmetine sunmaktadır. Yalnız İnsanlar bununla yetinmemişler ve bu kaynakların bir gün gelipte biteceğini,kullanılmaz hale gelmeden yerine koyulacak kaynakları tespit etmeye ve geliştirmeye karar vermiş , o yönde kaynakları birer birer bulup zamanının teknolojisi ile birleştirip sorunu kısmen daha çıkmadan halletmiş görülüyor.Peki bu kaynaklar denilince aklımıza gelen yeni kaynaklar nelerdir acaba?Güneş enerjisi; Ülkelerin güneşlenme süresince yararlanmalarına imkan veriyor.Nükleer enerji; Yeryüzünde bulunan madenlerin işlenmesi ve yüksek enerjiye çeviren bir sistemdi.Rüzgar enerjisi; Doğada bulunan rüzgarın kaynak olarak kullanımına dayalı enerji sistemidir.Ve son olarak da Jeotermal enerji sistemi kiaçalım biraz konuyu burada;Ülkemiz Jeotermal enerji olarak dünya’da 7. sırada bulunmaktadır(1). Fakat bu özelliğini maalesef elektrik üretiminde %5 kadar kullanmaktadır. ısınma ihtiyacımızın %30 kapasitesini karşılayacak potansiyele sahiptir. Ortalama ülkemizin toplam enerji ihtiyacının %14 oranını bu enerji sistemiyle karşılama potansiyeline sahiptir.