Biliyorum tabii ve çünkü herkes yazılabilecek herşeyi yazmış, enformasyon bilgi değildir demiş,
ben chuck palahniuk’ın tüm romanlarını -Choke- hariç, okumuş ve kıskanmışım… ama bu tembelliğimle ilgili en ufak bi değişime neden olamamış.. o zaman ben de ne yapmışım yüksek teknoloji destekli yalnızlığımda kendi korkularımı saklayabilmek için karda yürümüş, izimi de belli etmemişim… ankara bugün yağan kar eşliğinde daha da suratını astı haberiniz olsyun.. ankara.. her dem periyod ( ne kötü oldu bu) geçiren menopoz öncesi bi kadın… bulaşmayın…
yorumlar
sewmem ben ankarayı.
herkes yazılabilecek herşeyi yazabilir ama kimse seni yazamaz değil mi?
palahniuk denen kişiyi hiç duymadım. hintli mi? ama hep kıskanılan yazarlar var; bunu ben yazmalıydım dedirten…
poe, blake, borges, tolkien, auster, burroughs, brauitgan, rimbaud, kafka, berk, süreya bi de perec okurken hissediyorum ben de aynı şeyleri.
Ankara; patronların şehri. Ankara ağır bir şehir yaa.. ankara çok farklı bi yer. Karlı günlerde Çankaya’da turlamak, Ayrancı’da yürümek, Kızılay’da sabahlamak? Offf offf… tutmayın beni.