Yerimden kalkmadan çalışıyorum. Uslu bir çocuk gibi bir yanım masum…Su almaya gidecek halim yok. Kafam çatlıyor ağrıdan yine, boğazım da ağrıyor. Üstelik başım da dönüyor ki, sana söylemedim, çünkü sebebini bilmiyorum.Neyse bir iki güne hepsi geçer… Sen bana en zor zamanlarımda usanmadan sevgiyle baktın. Bunlar unutulmaz birtanem.Oysa ilk tanıştığımız sıralar, yanıma yaklaştırmamak için ne çok uğraştım seni. Ne boş bir uğraşmış, kendime kötülük yapmışım seni yaklaştırmamakla. Nasıl mutlu olacağımı bilmiyormuşum ki…Aslında ben dağınık bir insanım, seninle derli topluyum. Aslında ben çok hayata tutunmayı beceremem, seninle tutunuyorum. Aslında mana aramakla ömür geçermiş, mana bazen sevgilinin tadındaymış.Şimdi hepsini anlıyorum onun için hiç tasa etmiyorum, başımın ağrısı elbette dinecek. Aynen hayatımızı kurup, oluşturduğumuz gibi ilişkimizi de narin ve sakin örüyoruz, farkında mısın?Ah, ben ne diyorum, gidip antibiyotik arayacağım, başım da ciddi anlamda dönüyor, iki şişe şarap içmiş gibiyim…Ve bu halde direnerek çalışan ben, sen varsın ya; her şey kolay geliyor bebeğim, daha kolay ve daha çekilir. Ve sen varsan korkmuyorum, ayaklarım yere daha sağlam basıyor.Sanki o hep kayıp gidecekmiş gibi olan zemin kaymayacak ve sabit duracak ve ben kök salmayı da, seninle çok daha iyi öğreneceğim.Elbet benim de senden öğreneceklerim var sevdiceğim, hem de epey fazla. Hayata, hayatın içindeki enerjiyle tutunmak mesela. Sen bunu en iyi yapanlardansın.Sabah seninle kahvaltı yapmazsak, gün aynı geçmiyor. Bugün bunu fark ettim. Sonra sana her gün bir parça daha aşık oluyorum, bunu söylemiş miydim?Duvarlar dönüyor, hem de nasıl hızlı; aşktan mı dersin?