Yalnız olamamanın şu büyük mutsuzluğu… La BruyéreBirtakım sırlar söylenmeye gelmez.İnsanların her gece yataklarında çırpınarak hortlaksı günah çıkartıcıların ellerine sarılıp gözlerine acıma dilenerek bakmaları kalp kırıklığından boğaz düğümlenmesinden ölmeleri,açığa vurulamayan sırların korkunçluğu yüzündendir.Ne yazık ki ara sıra kişioğlunun bilinci ağır bir ürkü yükü altında kalırki artık onu ancak mezara taşıyabilir.Böylelikle cürümün özü aydınlığa asla çıkmaz.İnsanların içinde olan bedenim ve algılarla ortaya çıkan bedenim arasında gidip gelmek sadece benim yanılsamam.Bu çıkarımdan ileri gelen düşüncelerle uykuyla ile uyanma arasında kendimde farkına vardığım fakat bu farkındalığımın sadece çektiğim ve süre gelen acıların aynaya baktığım yüzümü reddetmekten bi farkının olamıyacağını anladım.Ve insanlarla yaşamanın sosyal bi varlık olmanın Edgar Allan Poe’nin de dediği gibi ”hayır bir ara uyuyordum ama artık ölüyüm” düşüncesiyle kendi bedenimi ipnotize edip topluma uyarlanma süremi daha da kısa sayılabilecek bir ana sığdırdım.Herşey ne de garip artık sürekli kafamın güzel olma haliyle insanların kafasının güzel olduğunu düşünme halim…
yorumlar
kafanin güzel olma durumlari eger dumansal tüttürgeclen ilgiliyse bu yasama dair her sey sana aci verecektir ….ve bu faz gercekten tehlike li bir fazdir…insan öylece durmak ve yok olmak ister …seninde dedigin gibi kaybolmak …..
Yalnız olamama duygusunun kemirdiği kalabalık masalarda oturmanın acısı, gece yarıları uyumak isteyip de uyuyamamanın jiletlediği gözlerden çıkıyor aslında, temelde defolun artık diyememenin, buna cesaret edememenin bedeli… Güzel kafa ise, sadece yük olur be arkadaşım böyle durumlarda…
Aristo, Hypanis ırmağının suları üstünde bir tek gün yaşayan küçük hayvanlar bulunduğunu söyler. Bu hayvanlardan, sabahın saat sekizinde ölen genç, akşamın beşinde ölen yaşlı ölmüş sayılır…