Yalan sanatın alt dallarından biridir. Konuşma sanatının süslenmiş haline ‘yalan söylemek’ denir. Hani bayanlar makyaj yapıp süsleniyor, güzellik podyumlarında cirit atıyorsa ve bu durum olmazsa olmazların arasındaysa süsleme sanatına yalan da dâhil edilebilir.Makyaj erkekleri kandırma sanatıdır ve her kadın mükemmel bir sanatçıdır. İşte bu yüzden erkek ressamlar kadın portrelerine aşıktır. Neden boya fabrikalarında en çok erkeklerin çalıştığını şimdi daha iyi anlıyorum. Kendine aşk üretmek güzel duygu olsa gerek…Konuşma sanatının vazgeçilmez öğesi ve en etkili faktörü yalan söylemek bilgi gerektirir. Bunu kocasını ninni söyleyerek uyutmaya çalışan kadına söylüyorum. “Masal iki tür insanı uyutabilir. Ya çocuk olacaksın ya da umursamaz. 13. Yaşından sonra insan masal ile uyumaz”. Hatta okumak için hep gece saatleri seçilir. Bu kendini yalanlama çeşididir.Yalan sadece dilin yaptığı işlevlerden ibaret değildir. Yalan bilinen anlamıyla olumsuz bir tabirdir. Kötü bilinir. Ölse arkasından beddua edilir. Hâlbuki ölülerin arkasından beddua değil dua edilir ve bunu herkes bilir. Bile bile yalan söyleniyorsa demek ki yalan önemli ve gereklidir.Yaşadığımız çağda yalansız yaşamak yoğurtsuz ayran yapmaktan farksızdır. Evine ekmek götüremediği için açlık grevi yapan adamdan daha yalancı birini tanımam. Tok olmak için aç kalır mı insan? Evlatlarını kaybeden bir kadın dallarımı kestiler kuracağım diye feryat ediyor. Bu kadın resmen yalan söylüyor. Ağaç büyüsün, gelişsin, eskisinden daha güçlü olsun diye budanmaz mı? Dalı yaprağı neyi varsa kesilmez mi? Bu kadına gidip böyle söylesem kazma kürek kovalar beni. Neyine lazım dayak yemek. Mis gibi yalanların var önünde serili. Boş ver bacım o ağacın yerine buğday ekecekler deyip kurtarsana kendini. Ey gözünü sevdiğimin doğrusuz memleketi, yalanlarınla seviyorum seni.
yorumlar
Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlarmış. Herkes hayatının bir yerinde mutlaka, beyaz da olsa yalan söylemiştir. Bunu daha çok, olduğumuz durumdan kendimizi kurtarmak için yapıyoruz. Herkese bol yalansız günler…
Ben dokuzuncu köydeyim. Yok yeter artık sürgün hayatı yaşamaktan bıktım. Burda, dokuzuncu köyde kalmaya kararlıyım 🙂
Tüm insanları birleştiren ortak özelliklerin başında <strong>yalan</strong> geliyormuş<a href=”http://down-house.ru/blog/Novosti/36031-chto-obedinyaet-vseh-lyudey-nashey-planety.html”><strong>…</strong></a><div class=”imajorta”><img src=”/imaj/turritopsis/39899-1.jpg” alt=”” border=”0″ /><br /></div>
Zaten sonu yok…Yalancılık meslek olmuşsa bir yerlerde, gün sayıyordur çıkmak için zirveye…
Bence yalan söylemek, karşıdakini aptal yerine koymaktır. Küçültücü bir durum. İnsanlar suçlarını itiraf edebilecek ve cezasını çekmeye razı olabilecek cesarette ve olgunlukta olabilselerdi, sorumluluklarını bilebilselerdi, yalan söylemeleri mümkün olmazdı. Yalancının mumu yatsıya kadar yanarmış. Yalan söylemek yerine insan bu soruyu cevaplamak istemiyorum diyebilir. Ayrıca yalan yalanı doğurur. Ve insan kendini sevmekten uzaklaşır. Etrafındaki insanlara bakarsın ve doğruyu bilselerdi yine de beni severler miydi diye düşünürsün. Oysa dürüst olmak insana büyük bir özgürlük ve öz güven verir. Ben böyleyim dersin. Samimi bir şekilde hatalarınla doğrularınla kendini ortaya koyarsın. Kendine güvendiğini herkes görür. Saklayacak birşeyin olmadığını ve korkmadığını gören insanlar arkandan konuşamazlar. Açığını kollamaya çalışamazlar. Dürüst olduğunda kendine ve başkalarına saygı duymaya devam edebilirsin. Dürüst olmak cesaret gerektirse ve bazen hiç kolay olmasa da her zaman dürüst olmaktan yanayım. İnsanın üzereinden büyük bir yük kalkar. Ancak dürüst olmak, yerli yersiz,patavatsızca insanların kalbini kırmak,onları incitmek ve aşağılamak değildir. Dobrayım diye gezinen patavatsız insanlardan hiç hoşlanmam. Her şeyi söylemenin bir yeri ve adabı vardır. Dürüst, dobra olacağım diye bir arkadaşının hatasını herkesin içerisinde yüzüne vuramazsın. Bu kabalık, patavatsızlık ve iyi niyetten uzak bir yaklaşım olur. İksi arasındaki ayrımın iyi yapılması gerektiğini düşünüyorum.Birde evlatlarını kaybetmiş bir annenin üzülmesini yalan söylemek ile bağdaştırmanı anlayamıyor ve katılmıyorum. Bu bir insanın dünyada yaşayabileceği en büyük acı sanırım. Ve bu durumda üzülmek, feryad etmek son derece doğal. Allah kimseye böyle bir acı yaşatmasın.
yalancının mumu yatsıya kadar yanar sözünü hatırlatmışsınız 🙂 çok da iyi etmişssiniz. Lakin ben nihansage de doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar demiş. O da çok doğru bir hatırlatma yapmış… ben dokuzuncu köyde yatsıya kadar yaşamaya karar verdim 🙂
<a href=”http://www.youtube.com/watch?v=VErWKsWfZSY&feature=related”>kısacası..</a>
hmm…