Elinize aldığınız tükenmez kalemlere iyi bakınız. Bugün bütün dünyanın tanıdığı küçük Yahudi kızı Anna Frank, 2. Dünya savaşı sırasında kamp anılarını, yaşadığı acı dolu günleri -kampta- yazmıştı. Fakat sonradan laboratuar tetkiklerinde farkedilir ki, anılarının en önemli, bütün dünyayı gözyaşına boğan bölümleri tükenmez kalem ile yazılmıştır. Bunları bu küçük kızın yazmasına imkan yoktur. Çünkü tükenmez kalem, 2. Dünya savaşından yıllar sonra keşfedilmiştir. Bu, İsraillilerin ne ilk ne de son günahıdır

“Üniversiteden mezun olmamıza bir yıl kala İsrail Büyükelçiliğinden bir iş bile aldık. (…) İsrailliler bize o kadar iyi para vermeye başladılar ki derslere bile girmeye başladık, çünkü büyükelçilik bize üniversitede propaganda yapma işini de vermişti. Edebiyat dersinde İsrailli yazarlardan, ekonomi dersinde Siyonistlerin başarılı iktisat politikasından, kimya seminerinde Nobel alan Yahudilerden bahsederek görevimizi yerine getiriyorduk. Yaptığımız propagandaya karşı çıkan hocalar hakkında da ırkçı olduklarına ilişkin şayialar çıkarıyor; imtihan soruları karşılığında öğrencileriyle sevişiyor, esrar partilerine katılıyor falan diye dedikodular çıkarıyorduk. (…) Başka işler de aldık. Örneğin Washington’un çeşitli üniversitelerinde okuyan Arap kızlarının namusunu korumaya düşkün Kuveyt Elçiliği de bizi onları kollamakla görevlendirdi. (…) Araplarla temaslardan sorumlu Jerry bu işten kârlı çıktı. Kızlara sarkanları kovalaya kovalaya kızların gözüne, kızlar da Jerry’nin yatağına girdi.”



devamını merak edenlere?