Maskeler sizi heyecanlandırmış mıdır? Ya Venedik Karnavalı’ndakiler?Yüzyıllardan beri Avrupa’nın en renkli ve çekici festivallerinden biri olan Venedik Karnavalı, kökleri tarihten gelen ancak sonsuz bir hayal gücünün ürünü olan olağanüstü giysilerinin yanısıra, birbirinden ilginç maskeler takmış insanların kendilerini teşhir etmeleriyle ün kazanmıştır. Şimdi her ne kadar gösteri amaçlı olsa da tabii bir zamanlar öyle değilmiş. Hem kadın hem de erkekler için bir özgürlük aracı, geçici de olsa sosyal statüyü, cinsiyeti, kimlik kavramını ortadan kaldıran sihirli bir değnekmiş…
Venedik Karnavalı
kumludeniz | 03 June 2007 18:11
“….Maske takma geleneği aslında Venedik’te 13.y.y.’dan beri varolmuştur. Düklerin ve yargıçların, halkın arasına karışarak, olaylar hakkında onlardan direkt bilgi toplamalarına olanak sağlayan bu gelenek, ilki 1683 yılında açılan ve 1767’de kadınlara kapılarını kapayan kafelere girmek isteyen kadınlar tarafından da çok benimsenmişti.Çünkü, uzun siyah cübbeler ve maskeler, insanların cinsiyetlerini ve tümden kimliklerini gizleyebiliyordu.16.y.y.’da tüm İtalya’yı saran Commedia dell’Arte (doğaçlama halk tiyatrosu) maskelerin daha bir renklenmesine, daha bir çeşitlenmesine, farklı tipler yaratılmasına neden olmuştu. Her bölge farklı bir tiple temsil ediliyordu….”
“…18.y.y.’a kadar, her yıl eylül başından, şubat sonuna kadar altı ay süren karnaval, Fransız ve Avusturya işgallerinin yaşandığı, ardından Venedik Dükalığı’nın resmen sona erdirildiği (1797) ve Venedik’in 1861’de kurulmuş olan İtalyan Birliği’ne katılmak zorunda kaldığı (1866) dönemlerde Venedik milliyetçiliğinin sembolü sayılarak yasadışı ilan edilmişti.O dönemlerde Venedikliler tarafından güçlükle yaşatılmaya çalışılan bu gelenek, 1980 yılında, bütün şehrin kutlama alanı kabul edilmesi, seyirci-oyuncu ayrımından vazgeçilmesi ve herkesin kostümler ve maskelerle doyasıya yaşayabileceği on günlük kutlama kararı alınması ile günümüze kadar kesintisiz olarak geldi.”
kaynakKanalları, (170 kanal ve 400 köprü) gondolları ile bir masal şehri olan Venedik’te kendimi Audrey Hepburn’un hayat verdiği Prenses Ann gibi kaybolmuş bulmak ve yakışıklı gazeteciyi oynayan Gregory Peck’le tanışmak isterdim.Bir Shakespeare hayranı olarak Shakespeare’in harika oyunu “Venedik Taciri”ni de unutmamak lazım Venedik’in o devirlerde en gelişmiş ticaret merkezi olması belki bu oyuna ilham vermiş olabilir… Ama benim bir gün evleneceğim zaman kesinlikle balayı şehrim olacaktır…Ha bu arada Venedikli ressam Bellini’in Fatih Sultan Mehmet’in resmini yapmak için Türkiye’ye geldiğini de hatırlatayım dedim.Rialto Köprüsü üzerinde bulunan dükkanlardan alışveriş yapabilir, maskelerde alabilirsiniz.
yorumlar
Eyes Wide Shut’ın yazarı (ya da yönetmeni) buradan ilham almıştır belki. Nedense bana korkunç geliyorlar.
Muhtemelen, filmi izlediğimde benimde aklıma o gelmişti.Hatta hazırlıkta bir kızlar grubu olarak okulun Learning Center’ın da izlemiştik. O cüretkar sahneleri görünce dumur olmuştum:)))kim olduğun ne olduğun cinsiyetin vs. çok önemli değil maske taktığında. maske üzerinden bir özgürlüğe ulaşıyorsun, x kişisi iken belki yapamayacağın şeylere böylelikle ulaşabiliyorsun yargılanmadan, eleştirilmeden…Beni en çok etkileyen kostümlerdeki ve maskelerdeki yaratıcılık, güzellik, renklerin uyumu… yaşadığın dünyanın kurallarından, tabularından kısa bir müddette olsa kaçmakta etkileyici.Külkedisi gibisin aslında, kısa süreliğine bir prenses oluyorsun örneğin, saatler gece 12’yi vurduğunda ise araban balkabağına dönüşürken sen de rüyadan uyanıp kendi gerçeğine dönüyorsun….
Cinderalla prensese dönüşüyor
Bu masallar, filmlerde hep beynimizi yıkayıp bize yalancı umutlar vermemiş midir? Kendi gerçekliğinin belki bir gün bir sihirli değnekle, ya da beyaz atlı prensle değişebileceğine dair. Mutluluk, hep parada pulda, altında, şan da şöhrette aranmamış mıdır?O yüzden değil midir kadınların zengin koca istemeye şartlandırılması:)))
Bilmiyorum ama şahsen benim hoşuma gidiyor…
Karnavalın 6 ay sürdüğünü bilmiyordum. Ama benim böyle maskeli balolara karşı hep bir ilgim olmuştur. MSÜ’de okuyup; meşhur maskeli balosuna gitmeyen tek kişi de üstelik benimdir. Şimdi çok pişmanım, çokkk :))
Hoşuna giden karnaval mı yoksa zengin koca arayışı mı:)))
Son pişmanlık fayda etmez ama nevdalist maskeli balolar yada yapılıyor dur. En azından bunlardan faydalanabilirsin. nE demişler pişmanım, keşke yerine bir daha ki sefere demeyi alışkanlık haline getirelim. O olmaz ise başkası olur. sevgiler
@nevdalist, karnaval 80’lerden beri 10 gün sürüyormuş…
aferin kız! güzel araştırma şeyetmişsin. şöyle bir ekleme yapayım; venedik karnavalı artık tabii ki geleneksel bir olay haline gelmiş ve farklı bir anlam kazanmıştır. ancak mask kültürü biraz daha derine iner. eski romada aktörler, oyunlarını sergilerken masklar kullanırlardı. asktörler diyorum, çünkü kadınların sahneye çıkmaması bize özgü bir şey değildir. bir sebepten ötürü kadınlar 18. yy başına kadar avrupada, 19. yy sonlarına kadar da türkiyede sahneye çıkmadılar. Tabii ki istinai örnekleri vardır, ancak (her nedense) kendini teşhir eden kadınlara hiçbir yerde pek sıcak gözle bakılmamış, bu yüzden de kadın rollerini üstlenmek zorunda kalan erkekler değişik maskeler ile açıklarını kapatmaya çalışmışlar.İlk olarak, iki kızkardeş arasında geçen replikler üzerine kurulu ‘Antigone’ oyununda bu ihtiyacın ayyuka çıktığı, ve maskların bundan sonra önem kazandığı söylenir; ne derece doğrudur bilinmez.Bunun dışında zaten pek az olan aktr sayısı, değişik masklar kullanarak farklı rolleri aynı erkeğin oynayabilmesine olanak sağlamıştır.Maske kültürü her ne hikmetse günümüzde sadece birbirinden onca uzak uzakdoğu (japonya) ve afrikada önemli yerini halen korumaktadır. insanların olduklarından farklı göründükleri çok önceden aşikar olmuş olsa gerek ki; Lilith (ilk iblis) ve Loki (norse mitinde şeytana tekabül eden tanrı) anlatılarında bile maskelerden bahsedilir.Her ne şekilde kullanılırsa kullanılsın, maskeler neredeyse hep evil (kötü mizaçlı) karakterleri sembolize ederler, ya da kötülüğe gönderme yaparlar.özetle diyebiliriz, ve hatta italyanlar kendileri de kabul ederler ki Venedik Karnaval’ı, insanların içlerindeki kötülüğü senede 1 kere olsun rahatça dışarıya vurmaları ve geri kalan zamanda normal takılabilmeleri içindir.saygılar, sevgiler kumul, venedikte görüşürüz 😉
Yazı güzel ama yazan kişiyi tanıyamadım…Zat-ı şahaneleri ne zaman Venedik’e gidecekse bana önceden haber versin ben o zaman gitmeyeyim…..
🙂 olum gel işte deşarj oluruz (:ağustosta italyada olacağım inşallah, ama hem karnaval zamanı değil, hem de venediğe gidebilir miyim bilemiyorum. sen dolaşma frenze taraflarında ağustosta 🙂
Dünyanin en romantik……en güzel icki icilen…en güzel..gün batimlarinin …ve dolunay manzaralarinin …ayrica cok tatli butik otellerinin bulundugu..sehri…venedige ister carnaval zanani isterseniz ..yazin gidin..sevgilinizle gidinnnnnnnnnnnnnnnyada..orda sevgili edinin ..cünki o romantiligin hazzini kacirmayin derim…;-)))))))) ha nonstop romantizim aralarindada esspressssooo öneririm. hahaha..serefe..-)))limoncelloda deneyin efem.
Kirpik Hanım, millet sevgilisini Praglara, Atinalara, Parislere götürüyor ama bizimki napıyor İstanbul’un muhtelif yerlerinde gezdiriyor. Ha İstanbul kötü mü tabii ki hayır ama her gün de baklava börek yenmiyor ki canım:)))Nil’in tek taşını kendisi alması gibi, valla kızları toparlayıp Venedik’e kendim gideceğim, erkekler baş ağrısından başka ne işe yarıyorlar ki????
guzel bir yazi kumludeniz. ozendirdin beni de Venedik seyahatine, ki aslinda onceligim Paris su anda, nedenini bilmiyorum. tek bildigim bu yil sonbaharin basinda muhtesem bir sevgiliyle pariste 3 gun gecirecegim:) sadece sezgi, ama sezgilere guvenmek gerek.
hoşgeldin çilek, İstanbul’dasın sanırım… Filmlerde, romanlarda Paris aşk şehri olan bilinçaltımıza kazındığı için belki orayı istiyorsundur. evet güzel şeyler düşünelim güzel şeyler olsun, sana Paris, bana Venedik:)))) hoş bir sevgiliyle tabii ki….
hosbulduk kumlu:)izmirdeyim su anda. tavsiye ederim, burasi da ask sehridir bak! isil isil kordon, hava mis, herkes guzel burda ya!parise takintimin sebebini inan bilmiyorum, belki de filmlerden hakli olabilirsin.secret ise yarayacak, inan bak.yolcuyuz bu yazzzzzzzzzzzzzzz:))))))))))
evet İzmir’de güzeldir, Foça’ya gelmiştik arkadaşlarımla yıllardır unutmam, bi de Kapadokya’ya aşığımdır:)))en kötü günün öyle olsun ne diyelim biz de ameliyat yapıyoruz şu anda 5 dk.lığına kaçtım:(((şaka bir yana geçen yazdan sonra ben her şeyin boş olduğunu anladım, insan sağlıklı, huzurlu olsun da inan gerisi boşmuş… nereye gidersen git, ne yersen ye, iç hepsi boş gelirmiş… ne kötüyüm hayallerini bozdum istemeden. umarım Allah gönlüne göre verir:)
yaw paris paris millet agzinda bi cerez gidiyorr; birisi bana desein ki paris e verdigim para bunun icin deydi, 1 yasima daha girdim diyeceginiz gecerli nedenleri olan varsa solesin plsss bana (: paris e verilen para ile emin olun ne gorulesi baska yerler var su yerkure uzerinde..3 gn romantizim yapacm diye paraniz a yazik olur, haberiniz ola (:
hayallerimi yiktin illerin:(ben gormedim parisi ve sanirim hakliysan bile ´bir gun bile olsa gormeli bu sehri.ucuz bilete denk getirmeye calisicam, pardon sevgilim ve ben, calisacagizzz:))))))))
yok çilekcim paran çar çur olmasın o na istınaden, yoksa git ;eniste ile romantizm ın doruklarında harika bı üç gün geçirirecegız dıosan bilemem bunu (: .. ucuz bılet için yardım cı olabilirim, bi çok ınternet adresi mevcut
aah! ah! deşme yaramı büyücü. ada almak şöyle dursun, geçen sene bir güneye bile inemedim. neredeyse 2 senedir şirket için yaptığım seyahatler dışında kendi gönlümün istediği yere gidip bir 5-6 gün kalabilmişliğim yok. artık tek umudumuz kopanisti. şu tekne olayına girelim, Global Warner’in peşine takılalım, artık gittiği yere kadar. teknede ben bakarım size. Karada biraz hantal olsam da, suda bir fok kadar zarif hareket ederim, iyi avlanırım. ben yanınızdayken suda size ölüm yok 😀
huhuhahhaha eğitimi de mi var onun? ben alaylıyım o zaman, ama değme profesyoneli şeyim… pardon cebimden çıkartırım :))
her şeyin bir ilki vardır. KANI AKIYORSA ÖLDÜREBİLİRİM büyücü 🙂
Le kızım ben sensiz zaten bi yere gitmem bunu aklından çıkarma oldu mu????
Şimdi bu Venedik enteresan bir yerdir, öyle ki pek çok filmde de dekor olmuştur, son James Bond filminde de görürüz Venedik kanallarını. Kuzu kılığında bir kurt olan SWAN teknesiyle bay Bond sevgilisi ile bu kanallarda romantizmin dibine vurur. Tekne buraya kara yoluyla getirilip kanallarda gezmesi için monte edilmiştir
ve tarihinde kanala giren tek yabancı teknedir aynı zamanda.Dostumuz Bond aşkı için herşeyi yaparken bu filmde, hiçbir maske arkasına da gizlenmez, neyse odur, tıpkı teknesi gibi bir kurt gibi saldırır, vuru kırar döker, kıraliçenin hizmetinde dünyayı kurtarır ama seven bir erkektir de aynı zamanda ve sevgilisi kollarında ölürken kuzu kuzu gözyaşlarını akıtır hiçbir maskenin ardına gizlenmeden.
oooo kopanisti bey şiir tadında kumluya gelmiş, çok güzeldi, harikasın:))) alkışlar burda adresi ver çicekleri eve yollayacağım:)))
sen varken çiçeğe ne gerek var, rica ederim