bilirsiniz bebekleri uyuturken ninniler söylenir… bunlardan biri aklıma takıldı az önce.. aklıma da nerden geldi bilmiyorum acıkcası…söyle bir seydi sanırım..:Dandini dandini dasdanaDanalar girmis bostanaKov bostanci danayiYemesin lahanayiLahnayi yemez kokunu yerBenim oglum lokum sekeri yerUyusun da buyusun ninniTipis tipis yurusun ninnieminim bu ninni yi söyleyerek uyutulan cocuklar göreniniz vardır aranızda…simdi böyle bir dörtlük nasıl oluyorda cocugun uyumasına yardımcı oluyor…dandini kelimesinin tek manalı acıklaması asagıda gördüğünüz 2 nolu acıklama..(benim bulabildiğim)dandiniünl. (da’ndini)1. Bebekleri uyuturken, oyalarken söylenen tekerlemelerde geçer: “Dandini yavrum hoppala…”2. Düzensiz, karışık, darmadağınık: “Ortalık dandini.”kısaca anlamına “dağınık” desek.. bir ninni neden “dağınık dağınık dastana” diye başlar..acaba bu sözler eski bir şarkıya mı aitti de sonradan ağız alışkanlığı olarak cocukları uyuturken okunmaya başlandı…tabi daha anlamlı sözler de içeriyor…….uyusunda büyüsün ninniiiitıpış tıpış yürüsün ninni..ama cocuklar anlamsız ninnilerle de uyuyabiliyorsa demekki sözlerin fazla bi önemi yok.. zaten bi kaç aylık çocuk ta anlayabilecek değil…demekki cocukların uyumasında baslıca etken uyurken yapılan SALLANMA hareketi… hep şaşırmışımdır.. bir insan o sallantıda nasıl olurda uyur… niye uyumak için sallanmaya ihtiyaç duyulur.. bu sorum için de ilginç cevaplar buldum..:Bebeklerin sallanarak uyutulmalarına, bilim adamları ‘vestibular uyan’ adını veriyorlar. Gerçi anneler binlerce yıldır bebeklerini sallıyorlar ama konu araştırmacıların daha yeni ilgisini çekiyor. Anneler sallamanın bebeği sakinleştirdiğinden ve uyuttuğundan eminler ancak uzmanlar bunun ayrıca bebeğin gelişimine de çok faydalı olduğu hususunda dikkati çekiyorlar.İç kulak, işitme ve denge organlarını içeren iki bölümden oluşur, işitmede hiçbir rol oynamayan ikinci bölüm yalnızca dengeyle ilgilidir. İçi sıvı dolu yarım daire biçiminde üç kanaldan oluşan bu bölüme ‘vestibular labirent’ denilir.Buradaki hücreler, başın en küçük hareketi ile çalkalanan iç-kulak sıvısının çırpıntılarıyla uyarılarak başın açısal hareketini anında beyne iletirler. Görme duyusunun da yardımıyla dengenin sağlanmasına yardımcı olurlar. Çok hızla dönüp aniden durduğumuz zaman, iç kulak kanallarındaki sıvı hala dönmekte olduğundan baş dönmesi denilen durum meydana gelir.Vücut sallanırken gözler sabit bir noktaya baktığında onlardan beyine hareket olmadığı sinyali gider. Bu iki sinyal arasındaki fark, araba tutmasında olduğu gibi bir çeşit baş dönmesi yaratır ve uyku getirir. Uykunun gelmesi vücut ihtiyacı olarak değil tamamen beyinde oluşur. Devamlı hareket halinde olan, başka şeyle meşgul olan bebeğin sallanarak uyutulması zordur.Araştırmalar içkulak vestibular sistemi düzenli olarak uyarılan bebeklerin daha hızlı geliştiklerini, daha erken oturup, ayakta durabildiklerini gösterdiler. Salıncakta, kucakta veya ayakta sallanan bebeklerdeki reflekslerin uyarı almayan bebeklerden daha hızlı gelişmeleri araştırmacıları bir başka yöne, önemli bir çocuk sorununa yöneltti.Hiperaktif denilen aşırı hareketli, sürekli hayal gören ve yeteneklerini geliştiremeyen çocukların vestibular sistemlerinde bazı bozukluklara rastlandı. Yapılan çalışmalar, mongoloid olan veya beyin felci geçirmiş olan çocukların vestibular uyarı ile daha iyi gelişebildiklerini gösterdiler.Araştırmacıların daha yeni farkına vardıkları bebekleri sallayarak büyütmenin faydalarını anneler insanlığın ilk günlerinden itibaren annelik içgüdüleri ile hissetmişlerdi. Tabii burada bebeğin annesinin kucağında sallanırken, onun sesi ve kokusu ile duyduğu mutluluğun etkisini de unutmamak gerekir.Araştırmacıların daha yeni farkına vardıkları bebekleri sallayarak büyütmenin faydalarını anneler insanlığın ilk günlerinden itibaren annelik içgüdüleri ile hissetmişlerdi.
bu yazıdan bir kez daha su sonuca varıyoruzki bebeklerin uyumasında ninnilerin içeriği değil, sallanım hareketi ve tabi annenin ses ve kokusunun bebege verdiği huzur önemli…demekki cocukları uyuturken tamamen sacmalayabilir veya o gün basımıza gelenleri anlatabilir veya bebegimizle konusabiliriz… klasik müzik te olabilir tabi..ninni ögrenmeye gerek yokmus…
yorumlar
rock your baby with pink floyd.
dasdana/dastana için şunu söylemek mümkün.Farsça; hikaye, masal, destan anlamındadır “dastan” ya da”dasitan”.bebeklerin ritmik salınımların hipnotize edici anne sesiylemışıl mışıl uykuya dalmalarında ne söylendiğinin pek deönemi yoktur. biteviye bir ses tonu ve ritim bebelereyeter de artar bile!ben babamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken dedem deannesinin sepetinde uyuyuverirmiş…:)
gözden kaçmıştır muhtemelen… ukalalık olarak algılanmaması dileğiyle…”Uyusun da büyüsün”… Sonra da, -da’ları ayrı yazmayıöğrensin 🙂
ben bu ninninin ilk kim tarafından,nasil dile getirildiğini merak ederim hep..ve birşey daha, nasıl olurda böylesine saçma birkaç dize bu kadar tutulmuş olabilir?..çocuklara bir iyilik yapalim da bir ninni yazalim yahu..tüm hafif üyelerinden duyarlı davranmalarını bekliyorum:)…yoksa sahiden pinkfloyd’ a mı biraksak bu işi?
gözden kaçar ama Naylon dan kaçmaz diyosun…. yazım kurallarına pek dikkat ettiğim söylenemez… önemsediğim de… alınma olarak algılanmaması dileğiyle..
Ne sacmaydi ya, hep bostana giren danalar filan hayal etmekten gözüme uyku girmezdi, lahanayi yiyecekler derdiyle. Cocugu abandone etme, bir cesit transa sokma yoluyla uyutma yöntemi miydi neydi…
evet ninni öğrenmeye yani sözlerini öğrenmeye gerek yok zaten o yüzden ninniler bahsettiğin gibi düşünüldüğünde anlamsız geliyor 🙂 tabi bebeğe huzur veren bir tondan rahatlatıcı melodik sesler cikartarak ;üst katta sabahlara kadar çok yüksek sesle müzik yayını yapan komşunuzu, nasıl bir bıçakla dilimlemek istediğinizi bile anlatabilirsiniz. o size kalmış. 3-4 aylık bir bebeğin sallanırken: -off anne yine aynı şeyler, hep aynı şeylerden bahsediyorsun daha şimdiden baydın valla!! gibi bir tepki vermesi mümkün diildir.
Kaç nesil böyle sallana sallana dandini dandini uyutup büyütüldü bu topraklarda…. O yüzden de başına daha neler geleceğini bilemeden, düşünemeden, kafalar böyle hafif bulanık, hafif sallantılı, hafif salaklaşmış bi şekilde yaşayıp gidiyor işte yurdum insanı 🙂