…biliyor musun ne var, ben dün, hayır dünden önceki gece, intihar… yo aslında değil, bu çok başka bişeydi… yaklaşık 5-6 kilo kan kaybettim, sabaha kadar… kollarımı vücudumu kestim, bittiğim, tam anlamıyla uçtuğum an’dı… an’dı… ‘An’dı… Bu şekilde yavaş yavaş bitsin istedim bu…! Görmek istedim her an’ımı, durgunlaşmamı, ellerimin-ayaklarımın-yüzümün çekilmesini… beynimin uyuşmasını… bi ara nerdeyse oluyordu! , çocuklar uyandırdılar, izin vermediler, ben de onlara izin vermedim ama yanımda oldukları 9 saat boyunca kanı durdurmalarına…! Anlatılacak bişey olmadığını, ne kadar anlatsam da anlamını yitireceğini farkettim şimdi, yanından bile geçemeyeceğini…(-mi)
Nasıl büyük aptallık-tı sonrası, hastane, salak insanlar, sorular, dert anlatma çabaları! Bir kez daha boğuldum, daha çok orada!- 40 dikiş mi dediniz, bütün yaralarımı bu dikişler mi örtecek yani(? ? ?) ! ! ! !- (?)- Bu aptallık! ! ! Aptallık bu! ! !- Bunu kendiniz mi yaptınız, yoksa…(?) !- Size ne? !- Şey, zabıt….- Susun, tamam! Kendim…, evet ben, evet EVET EVEETTT! ! ! !…Athena’nın son şarkısı: ‘AN’ : Oradaki klarnet solo… Bugünlerde, o namedeyim. Dinle, anla benim için olur mu(?) Daha fazla yazamıyorum, üstelik yaralarım acıyor, tansiyonum.., bi insan kaybettiği kanı kaç günde toplar(?) ! Ya diğer şeyleri… İmkânlı değil.., olanaksız! … Daha fazla yazamıyorum, gitmeliyim, gitmeliyim… Ağlamalıyım! …
yorumlar
hiçbir ‘an’ , hayatın ta kendisi kadar değerli değildir..
bu bi çin atasözü mü(???)!!!
neden kendindene karşı bu kadar acımasızsın ki yanan sadece senin canın vücudundan akan senin kanın gidenler senden gidiyor başka kimsenin umrunda değilsin haaa amacım kendimi harcamak diyorsan bunu fazla uzatmadan yapta kimseler sana yetişmesin
o ha diyorum. 9 saat kan kaybediyosun bu arada bilincin yerinde bi de arkadaşlarına izin vermiyosun kanı durdurmalarına ayin tadında devam ederken hastane aklınıza geliyo, gidiliyor ve ayaküstü pansuman filan elini kolunu sallıya sallıya çıkıyosunuz ha hastaneden ? susun tamam be deyince bırakıyolar ha bu durumda ,hayatın halüsinasyon olmuş senin
bunların birer hikaye olduklarını da aynı zamanda unutmamak lazım arkadaşlar… yaklaşımlarınızı itici buluyorum….
aslında hepsi aynı değil mi zaten, ha bir an olmuş ha hayat olmuş, iniş-çıkş hepsi aynı.Dereceleri de aynı ama nedense bu anlattıkların başımıza gelmediği için şaşırıyoruz.Kimse birbirini anlamaya çalışmasın işte, sonuçta herkes anlamak istediğini anlamaz mı zaten.
Önce müsadenizle Husuu’ya bi soru sorayım, “biz derken kastettiğin sen ve 3-5 arkadaşın, bi de aile büyükleriniz değil mi? Birinci tekil şahıs kullansaydın ya da “biz”i daha da açsaydın iyi olurdu. Mesela buradaki “biz”, tüm hafif.org üyeleri anlamına da gelebilir. Uzattım, kestim.
Başlığa dönersek, hikayenin kahramanı kan kaybından ölmemiş ama kesinlikle salaklığından ölecek. Bi sürü salak tanıdığım var hiçbiri ölmüyo diyebilirsiniz ancak salaklığın da dereceleri vardır. Hikayede anlatılan kişi (hikayeyi anlatan, yani Inside’ın hikayesi için seçtiği anlatıcı) orada da belirttiği gibi aptal. Kan lekesi zor çıkıyor. En azından ardında kalanlara bir iyilik yapsın, daha temiz bi şekilde ölsün………