Bir bilim adamı konuyla ilgili çalışırken
Bir bilim adamı konuyla ilgili çalışırken

Bu günlerde hepimizi etkileyen ve sohbetlerimizin ilk konusu haline gelen sıcaklar deyince ilk akla gelen daha doğrusu hemen başımıza gelen bir olay, terleme..Terleme istemimiz dışında gelişen, gerekli ve doğal bir olay olup, bedenimizi normal sıcaklığı olan 37ºC de sabitlemeyi sağlar, kanda biriken toksinlerin atılmasına yardımcı olur ve cildi nemlendirir.. Ki bu nemin buharlaşmasıdır bu sıcak ortamlarda vücut ısımızı dengeleyen..Sıcaklığın dışında terlemeyi harekete geçiren başka nedenler de vardır:Spor, dans gibi fiziksel aktiviteler, heyecan, korku gibi duygusal durumlar ve regl, menopoz gibi hormonal değişiklikler, soğukta bile bizleri terleten başlıca olgulardır..Vücudumuzda sayıları üç milyon kadar olabilen ter bezlerimiz sayesinde terler; üre, ürik asit, tuz ve diğer zararlı maddeleri bu yolla dışarı atarız.. ter bezlerinin adeta birer böbrek gibi çalışarak kanın temizlenmesine -kendi çaplarında- yardımcı olduklarını söyleyebiliriz..Bu arada dudağımızda ter bezi olmadığını biliyor muydunuz?. Ne işinize yarayacaksa, işte bunu da öğrendiniz..Biz şimdi asıl mevzumuza gelelim; ter kokar mı, kokmaz mı?.Bildiğiniz üzre bilimsel açıklamalar terin vücuttan çıktığı anda kokusuz olduğunu, ancak cilt yüzeyindeki bakterilerin -özellikle koltuk altındaki- faaliyetleri sonucu ter kokusunu ortaya çıkardığını söylerler..Şimdi ben tam burada şahan gökbakar’ın doçent sinan’ı misali “yau bırahın yau!. ter dediğin gokar..” deyu ortaya atılıyorum ve diyorum ki bu sıcak yaz günlerinde şöyle bol çemenli bi güzel pastırma yiyin de görün bakalım n’oluyor.. Hemen akabinde teriniz kokuyor mu, kokmuyor mu?.. Kokuyor!. Öyleyse bu da mı bakteriden?.. “yau ilerleyin yau”..Neyse, bu işin şakası idi ama gerçek olan bir şey var ki o da terin aslında kokmadığını bilmenin pratikte kimseye bir faydası olmadığıdır.. Yani bakterilerin olmaması gibi bir durum asla olamayacağına göre; ter dediğin kokar kardeşim..