bugun saat 11 de harem den kalkan nilüfer turizmin otobüsüyle sevgili dostum tamilgerillasını ailesi ile birlikte ankaraya doğru vatani görevini yapmak üzere yolcu ettik…redstar ile konuşamamıştı onun sıkıntısı vardı içinde inşallah orda bulurlar birbirlerini.kısa dönem piyade er olarak yapacak sewgli arkadaşımız. rahat olur umarım.merak edenleri bilgilendiriim dedim 🙂 kim ediosa 🙂
yorumlar
zor bence.
su gibi gidip geline…
en büyük asker bizim asker diye bağıramadık, havaya atıp tutamadık, otobüslerini sallayamadık, halay çekemedik, arabalarla konvoy halinde gezemedik yahu… izinlerine geldiklerinde bu dostlarımızı törelerimize göre uğurlayalım en iyisi.
otobüs tam hareket etmişken de durdurup istiklal marşı okuruz. 🙂
hepsine katlandım da şu istiklal marşı olayı… yalnız komiktir benim için, bursadan hataya kadar bir otobüs dolusu askerle yolculuk yaptım, hiç biri benim de asker olduğumu anlamamıştı.
Herkesin ne olup bittiğini bildiği ve/fakat kimselerin söylemediği bir gizemdir askerlik. Diğer ülkeri bilmiyorum ama Türkiye’de ki askerlik anlayışı artık ‘insanlık suçu’ na dönüşmüştür! Zamana, hayata ve bütün değerlerin belli bir süreliğine ‘gasp’ ediştir askerlik… Sadece gidenlerin bildiği bir tür psikolojik labirent!.. Neresinden tutsan çelişki, hüzün, çöküş ve bir o kadar hasret.Söyleyeceğim o kadar çok şey var ki bu konuda… Henüz bir ay oldu geleli askerden. Kısa dönem olarak gittim üstelik öylesine rahattım ki… İddia edebilirim; şuanda en torpilli asker bile benim kadar rahat askerlik yapmıyordur. Şunu gördüm ki, askerde herkes askerlikle ilgili bi yığın şikayetlerini dillendirirken (kendi aralarında tabi) neden sivilde bunları söylemezler? Neden sivilde sadece askerlik anıları anlatılır? Neden bu düzenin, sürenin ve artık komutan saltanatının bitrmesi gerekliği konusunda bir şey yapmaz/söylemezler?Hele o askere uğurlanışları yok mu ve bunu bir gelenek(!) olduğunu düşünenler!… Herkesin onu ne gibi büyük bir dert beklediğini bildiği halde, ‘göbek atarak’ göndermek yerine; niye onu uyarıp gerçekleri söylemezler? ‘En büyük asker bizim asker’ nidalarıylarıyla uğurlarken bilmezler mi ki birliğe katıldığında; bundan sonra hiçbir değeri olmadığını ve aslında en büyük asker komutanlar olduğunu? O güne kadar öğrendiği bütün bilgileri yok sayıp, adab-ı muaşereti unutup, ‘askerim ama önce insanım’ gibi saçmalıkların(!) orada yeri olmadığını idrak ettikten sonra ne gibi büyük bir sıkıntı ve yalnızlıkla karşı karşıya olduğunu…Oooof söyleyecek çok şey var. Buraya kadar anlattığım olay sadece kişinin çektiği sıkıntılar bir de ‘komutanlar’ boyutu vardır ki o çok daha kapsamlı ve insanı dehşete düşürebilecek bir konu. Neyse… Bundan sonra yazacaklarımı bu konuyla ilgili yazdığım kitaba saklayayım. Yani kısacası dışardan gözüktüğü gibi değil olaylar. Şimdilik bu kadar…