sabahın 5’inde henüz kimsenin basmadığı bembeyaz cadde ve sokaklarda düşmemek için kasıla kasıla kar üstünde yürümek çok hoş…

bir de yaşam bu kabusa uyanışlardan tamamıyle kopup yaşanılsa…

insanların yüzleri ya çok korkunç ya da çok yumuşak. uzanıp dokunulacağını sandığım nesneler neden yer değiştiriyorlar ya da neden bir saniye önce durdukları yerde değiller?

“kapanmaz yağmurun açtığı yaralar çocuklarda” sözü dökülüyor içime sürekli. sürekli…

içilen ot sonrası değiştirilen moddan dışarı çıkamamak gibi bişi belki de olay… sürekli olarak kafanın güzel olması. uyumak, uykudan uyanmak. hiçbişey bu hali değiştiremiyor…

“TANRIM DOKUN BANA! PARAMPARÇA OLAYIM!”