Kill Bill 2’yi seyredenler Tarantino’nun filmin göbeğine denk getirdiği sahnelerden biri olan Bill’in Superman üzerine konuşmasını belki hatırlarlar. Bu yorumlamalar doğru bakılınca film için çok önemli bir sahne olmasa da, hayatsal faaliyetlerimizin sosyal sağlığı açısından önemlidir. Bill’in Kiddo’yu eleştirmek için Superman üzerinden yola çıkışını bu yüzden iyi değerlendirmek ve anlamak gerekli. Belki bu Superman aşırtması egomuzdan, yönetim sistemimize kadar farklı pek çok sosyal çelişkiye ışık tutabilir.Bill, kendisinden kaçıp orta halli bir hayat kurmak isteyen seri katili Beatrix Kiddo’yu gerçek serumu yüklü olan bir dart ile vurmuştur. Fakat gerçek serumunun etkisini göstermesi ve Kiddo’yu sorgulaması için 2-3 dakikaya ihtiyacı vardır. Ve Kiddo’ya tam olarak Bill’i terkederken aslında ne yapmaya çalıştığını ne yaptığını anlatmak için Superman üzerinden hikayesini anlatmaya başlar.Bill : Bildiğin gibi, çizgi romanları çok severim. Özellikle de süper kahramanlar hakkında olanları. Süper kahramanları sarmalayan mitolojinin büyüleyici olduğunu düşünüyorum. En sevdiğim süper kahramanı ele alalım: Superman. Harika bir çizgi roman değil. Çok iyi çizildiği de söylenemez. Ama mitolojisi harika olmakla kalmıyor, aynı zamanda benzersiz de.Süper kahraman mitolojisinin yapı taşlarından biri bir tarafta süper kahramanın, diğer tarafta günlük hayattaki kişilğinin olmasıdır. Batman aslında Bruce Wayne, Spider Man de Peter Parker’dır. O karakter sabah uyandığında Peter Parker’dır. Örümcek Adam olabilmek içinbir kostüm giymesi gerekir.Ve bu noktada Superman’in benzeri yoktur. Superman, sonradan Superman haline gelmedi. Superman olarak doğdu. Superman sabah kalktığında Superman’dir. Diğer karakteri Clark Kent. Büyük kırmızı S’li kıyafeti Kent’ler onu bulduklarında sarılı olduğu battaniye. Bunlar onun kıyafetleri.Clark Kent’in giydikleri gözlüğü, takım elbisesi esas kostüm bu. Bu Superman’in aramıza karışmak için giydiği kostüm. Clark Kent bizim Superman’in gözünüzdeki yansımamız. Peki, Clark Kent’in karakter özellikleri nelerdir? Güçsüzdür, kendine güveni yoktur. Korkağın tekidir. Clark Kent Superman’in tüm insan ırkı hakkındaki eleştirisidir.Biraz Beatrix Kiddo ve Bayan Plympton gibi.Kiddo : Şimdi anlaşıldı.Konu belli oldu.Bill : Arleen Plympton kostümünü giyecektin ama sen Beatrix Kiddo olarak doğdun. Ve her sabah Beatrix Kiddo olarak uyanacaktın. Artık iğneyi çıkarabilirsin. “Aslında burada Tarantino’nun Superman konusunda Bill’in ağzından öne sürdüğü teorisinde pek çok farklı noktadan yanıldığını söyleyebiliriz. Çünkü Superman kriptonda süper güçleri olmayan bir çocuk olarak dünyaya gelmişti. Onu güçlü yapan dünyaydı. Superman bu yüzden patlayan gezegeninin temel taşı olan kriptondan etkileniyor ve güçsüzleşiyordu. Yani doğduğunda süper falan değildi. Hatta bu güçlerini keşfedişi çizgi romanda yer alır. Aynı zamanda kahraman yerine milletin başına bela olma ihtimali de yüksekti. Onun kahraman kimliğini kazanmasını sağlayan insani özellikleri aslında onu bulan Kent’lerce ona kazandırılmıştı.Burada Tarantino, insanları Clark karakterinden eleştirdiğini düşünerek belki film için iyi bir gönderme yapmıştır. Ama bence tam olarak haklı değildir. Çünkü Kent’ler onu yetiştirirken ilim değilse de irfan sahibi yapmış, bir kahraman yetiştirmişti. Okutup adam etmiş, gazeteci yapmıştı. Yani Kent ailesi iyi insanlarken insanlar neden kötü olsundu ? Kent’leri yetiştiren aile Superman’ide yetiştirmemiş miydi ? İkinci yanılgı ise dünyaya hakim olabilecek iken, gizli bir kimlik altında kendini sevdiğine sevdirmeye çalışmasıdır. Superman olduğu için değil Kent olduğu için sevilmek istemektedir.Tam bu noktada belki sevilmek isteği eleştirisi evlenip çocuk sahibi olmayı isteyen Kiddo için, Superman sevilme isteği ile üzerinden yapılsa bile, Tarantino sevilmek isteme zayıflığı ile haklı çıkamayacaktır. Zira kendi kazdığı kuyuya düşecek, Superman Superman iken böyle bir zayıflığa sahip ise, Kiddo’nun bir insan olarak bunu isteyip Tommy ile muradını ermeye çalışması eleştirilemez bile.Aslında farklı açılardan da Tarantino haksızdır. İnsanlık eleştirisini Spiderman üzerinden yapmayı, Spiderman sonradan kahraman olduğu için Peter Parker ile yapmaması gerektiğini düşünmüştür. Oysa Parker babaannesinin yanında büyürken, Superman’in kazandigi irfani bilgileri kazanmis ve bu yüzden ağlarını kötülere karşı örmüştür. Aksi takdirde Newyork’un hatunlarını ağına düşürmekten çekinmesi için zaten abuk sabuk bir abazan karakteride çizdiğinden sebeb yoktur. Öte yandan Parker o güne kadar ki sosyal kimliğinide kaybetmeyi göze alamadığından, babaannesine kötülerin zarar vereceğinden kortuğundan, Mary Jayne’in kendisine değil Spiderman’e aşık olacağını düşündüğünden ve bundan çekindiğinden maske takmaktadır. Hatta öyle ki en yakın arkadaşının babası Yeşil Cin’i kötülük ederken öldürdüğü için arkadaşından arşın arşın kaçmaktadır.Batman ise Bruce kimliği ile hali vakti yerinde, erdemli bir zengin şahıs karakteri çizmektedir. Etrafında bir sevdiği bir kadın olmakla birlikte, pekte insan yoktur. Uşağını ve Robin’i saymazsak tabi. Bence burada Robin hesaba katılmayabilir. Zira Robin tıpkı Xena – Gabrial ilişkisinde olduğu gibi hikayeye renk katmak, belki birkaç dergi daha çıkarmak, yaşadığı çelişkilerle okuyucuya yan kahramandan bedava insanlık dersleri vermek için mevcuttur. Ayrıca yarı Batman’dir ve korunmaya çok ihtiyacı yoktur. Bu yüzden uşağınıda listeden çıkarırsak Bruce yalnızdır. Sevdiği kişi pek fazla değildir. Ailesinin mirası ile İbiza yada mitolojisinin tatil yöresi hangisi ise orada bir ömür ver yansın yaşayabilecektir. Ama Gotham ne zaman riske girse ve Joker abuk sabuk şakalarına başlasa Batman ordadır. Batman’in Bruce olarak bu keratalarla savaşmaması ise kanundışı çalışmasıdır. Orayı burayı patlatması, bazen kanun gücünü kullanan hınzırları durdurması gereklidir. Zaten bu yüzden Batman karanlık bir kahramandır ve süper, doğa üstü gücü olmasada bu yüzden kahramandır.Bunlar ışığında bakarsak Superman zayıflığı olan sevilme dürtüsü bütün süper kahramanlarımızda az çok mevcuttur. Peki onlara bu özelliği kazandıran nedir ? Tabi ki çizerleridir. Çizgiroman çizerleri süper kahraman yaratırken pek çok kez yayıncı kapılarından kovulur. Bunun nedeni satacağını kestiremediği çizgi romanı yayıncıların yayınlamak istememesidir. Yani durum maddidir. Tüketici ise kültürü çerçevesinde; kendinde görmek istediği özellikleri, yapmak isteyip yapmadıklarını, bütün özellikleri ile ayrışmış iyi ve kötüyü çizgi romanda bulmak ister. Zaten ortak özelliklere sahip çizgi romanların, benzer mitoloji kurgularının satması bu yüzdendir. Örneğin American Splander isimli günlük hayatı anlatan çizgi romanın filmini izlemiştim. Penguen’deki Ersin’in Sandık İçi köşesi gibi bir şey. Ama daha çok local analizler yerine tam bir hayat vakkaasını örneklendirir. Çok satmasına rağmen Amerikan Splander çocuklar ve somut düşünceden sıyrılamamış amerikan halkının orta sınıfı için net bir iyi kötü ayrımı yapmadığından asla efsaneleşemez. Çünkü Amerikan Splander günlük hayatı anlatır. Kendimizde olmayıp da olmasını bilinç altında istediklerimizi değil.Düşününce, pekte nerde olduğumuzu bilmeden peyderpey yaşarken, toplum kültürünün ve yönetim sisteminin çizgi romanlarla bilinçli bilinçsiz nasıl etkileştiğini ve egolarımızın bize söylemediği rotasında nasıl ilerlediğimizi görürüz. O kadar ki çizgi romanlar ve sinema, anlayarak sevenleri için hayattan çok hayat olmuştur. Tıpkı tiyatrocuların dediği gibi, hayat tiyatro, tiyatro hayattır gerçerliliği bu alana yansımıştır. Tek fark; tiyatroda bilinçli bir tek metin hazırlanırken çizgi roman ve tiyatronun bu ders vericilik dışına çıkarak satış kaygısı ve güncel bir kontrolsüzlük gerçeği taşıması olabilir.Kendimize bütün bunlar hakkında neden bu kadar bilgili ve donanımlı olmak zorunda olduğumuz sorusuna soralım. Yani Batman’in Robin’inin hakkında zaman zaman cinsel tamamlayıcısı olduğunu, Superman’in kriptondan etkilenmesinin bilinçaltı sendromları örneklediğini, kırmızı başlıklı kızın kurdun karnından babaannesini değil, egomuzdan özümüzü çıkardığını bilmek ne işimize yarar ? Belki bu masallar gerçeği karşılamazlar ama nesne tabanlı programlamada olduğu gibi doğru yerde doğru nesneyi kullanarak yeni analizlerle bulanık sentezlere çıkmamızı, sosyolojik arayışlarda zaman kaybına uğramamızı engellerler. Öte yandan süper kahramanların özelliklerini, dominant toplum sistemi ile değerlendirilince, çoğunluğun aslında olmak istediği bir düşe sahip olması bize çoğunluğun pekte halinden mutlu olmadığını gösterir. Tıpkı porno sitesinde ki %1000 lik artışlar gibi. Ama daha kompleks ve verimli olarak…Sistem bu tip çizgi roman ve sinema çıktılarını veriyorsa, toplumun geneli tarafından bu hero mitolojisi sevilip benimseniyorsa, birileri kurtarmak yada kurtarılmak hissi taşıyorsa bir sorun olmadığını kim söylebilir ki ? İnsanlık medeniyetinde sosyolojik açıdan, ekonomik açıdan, ahlaki açıdan,psikolojik açıdan bozukluklar eksiklikler yok mudur ? Belki bu yüzden hiç olamayacağımız süper kahraman idollerini bir kenara itmeliyiz. Belki bu yüzden sahip olduğumuz sosyal süper gücün farkına varmalıyız. O zaman insanlık birlikten kuvvet doğduğunu gerçekten anlayacaktır. O zaman herkesin kendini kurtarmaya çalıştığı için, super kahraman özelliklerine ihtiyaç duyduğunu, kendini kahramanı olmaya çalıştığını görürüz. Sistemde, kapitalin emrettiği bu kendini kurtarma yarışı içindeyiz. Kent’lerin Superman’e, babaannesinin Spiderman’a kazandırdığı irfan özellikleri zaman zaman karşımıza çıktığında durup, ne ile yarışıyorum ben ? Bunlar ben miyim ? gibi sorulardan vazgeçer, peyderpey gözü kapalı yaşamayı o zaman bırakırız. Hepimiz, hep birlikte olduğumuz için süper oluruz. Kim bilir belki bu yüzden en gerçek süper kahraman bunu yapabilecek kadar egosunu yenen, bunları fark etmekle kalmayıp yapmaya çalışandır.
yorumlar
Ufak bir kesimi cikartirsak aslinda cizgi romanlar genc kesim icin yaziliyorlar. Genclere yonelik iki arzuyu da iceriyor cizgi romanlar. Birincisi toplumdan kopmamak, herkesin yaptigini yapmak. Bu super kahramanlarin halkin icine karismasi ile ornekleniyor, ve super oluslari da genclerin populerlik arzularini tatmin ediyor. Ben acikcasi 25-30 yasinda birisinin bu hikayelerle paklanacagini sanmiyorum. Hollywood’un da her filmde sevgililere firsat vermek icin koydugu opusme sahnelerinin tum cizgi roman uyarlamalarinda bulunmasi da benimle hemfikir olduklarini gosteriyor sanirim.Bir de Batman’da Bruce’un kotulere karsi gelme sebebi ailesini suclularin oldurmus olmasidir. O acidan bir erdem degil intikam duygusu var Batman’de, zaten aralarinda en pust takilanda Batman’dir aslinda.
anlamak için kendinizi yormanıza gerek yok. Nasıl isterseniz öyle anlayabilirsiniz. Misal ben Bill’in konuşmasından şunu anladım:”Superman anadan doğma, Spiderman sonradan olma kahramandır”.Ayrıca ben filmin finalinde Beatrix’in kime niçin teşekkür ettiğini anlayamadım. Tarantuladır yapar deyip geçtim.Fakat şunu anladığımı sanıyorum, ben böyle müthiş bir aşk hikayesi filmi izlememiştim.
Manyah işte 😀
değerlendirme yapmak kesinlikle benim haddim olan birşey değil, ama yazının çok hoş olduğunu ve kaçırdığım yerler olabilir diye iki kere okuduğumu belirtmek isterim.verdiğin örneklerden daha sansasyonel olduğunu düşündüğüm için başka bir örnek ekleyeceğim yazına.iki kardeşin yaptığı ve dünyada gişe rekorları kıran birkaç [sayısını bilmiyorum] oscar ödülü alan, bazılarına aday gösterilen bir filmden bahsediyorum sizlere : matrix. bu filmi ister bütün olarak alın, ister seri olarak. ama incelediğimizde yukarıdaki blogda okuduğumuz altı çizili noktaları teker teker görebiliriz. bir uyanıştır “neo” denen kişinin matrix’ten morpheus ve gemisindeki arkadaşları tarafından kurtarılması. ve devamında görürüz ki sahip olduğu güçler sayesinde insanlığı kurtaracaktır.seçim doğru, uygulama başarılı olmuş ve insanlık kurtulmuştur. fakat altı çizilmesi gereken şudur: bu işin başarılı olması yine ekip çalışmasına dayanmakta..
hala uyuyamadığıma göre, yazmaya devam.yeni bir blog yaratmak yeni hazırda işlenmiş süper kahraman konusunun altında bundan bahsetmeye karar verdim.aşk,[hakkında sayfalarca yazılır, ben bahsetmeden geçiyorum] süper kahraman olmanın verdiği güçlerin götürdüğü birşeydir.klark kent yıllardır kendini süpermanle aldatır, spider-man asla mj ile beraber olamaz [allahtan 2. bölümde peter’a bir güzellik düşündüler, o da yarım kaldı] batman, nam-ı diğer bruce wayne ise gotham’ı kurtarmadan savcı kız arkadaşı ile beraber olamayacaktır. süper kahraman olarak nitelendirilen bu zevat’a verilen gücün yanısıra bir de aşk acısı reva görülmüştür. [hem dünyayı, şehri vs vs kurtar bir de çile çek. reva mı be!]diğer taraftan sıradan özelliklere sahip kahramanlar, yani doğa üstü gücü olmayanlar nedense aşk konusunda daha bir şanslı olmuşlardır. bond serilerinin kahramanı james bond, her film sonunda her biri birer içim su olan ablalarla izdivaç yaşamaktadır. [toplayınca o birer yudum suları, bond bir damacana su içmiş kadar olur].elbette gözden kaçan örnekler vardır, ama süper güçler başa beladır, allahın süper kahramana aşk acısını da musallat etmesi durumuna allah dağına göre kar verir demekten başka seçenek yoktur.