-hadi kahvaltıyaaa!kafama çektiğim yorganın annemin sesine hiç bir etkisi yok. ben, o sesle ve aynı zamanda yorganın içinde nefes almak için cebelleşen küçük miniminnacık bi kızken-ki ozamanlar yorganın altında uzun süre nefes alabilme konusunda tam bir ustaydım ,kampta bi çadırdayım hayalleriyle-beni yatağımdan çıkaran o güsel yanık kokusu olurdu…ekmekler tam ayarlanmış bir kıtırlıkta üzerine süreceğim tereyağıyla birlikte beni bekliyor olurdu.sonra kalorifer geldi evimize.sevindim, artık kışın her odada evcilik oynayabilecektim:) özellikle de annemin büyük bir itinayla koruduğu misafir odası denilen ama aslında hiç bi işe yaramayan aptal isimli odada:)üzüldüm, artık yorganın altında daha çok nefessiz kalabilmeyi öğrenmeliydim… ordan çıkmamı sağlayacak koku kaybolmuştu artık ama kaybolmayan bi şey vardı hala:-hadi kahvaltıyaaa!o sesle ve yorganla cebelleşen küçük minnacık kızın şimdi tek farkı büyüyüp eşşek kadar olması, arta kalan herşey aynı:)yarım yamalak hatırlanan çocukluk yıllarım.. ama en çok da, o yılları hatırlatmak için direnen, keskin kokusunu burnumdan hiç uzaklaştıramadığım “soba üzeri ekmekleri(m)” 🙂 “soba üzeri kestaneleri(m)”, “soba üzeri ayvaları(m)”… çocukluğumun bana bıraktığı 3 güsel tat ve 3 güsel koku.bu arada ayva’yı bilen pek çıkmaz,eğer hala biyerlerde bi sobanın nefes alabildiği,soluduğu evler biliyorsanız denemeniz tavsiye edilir,hııım harika:)afiyet olsun e’fem:)
yorumlar
buralarda biryerlerde bulmuştum diğer yarımı..ne garip, yine buralarda biryelerde kayboldum, bu sefer bütünüyle..oysa hiç de kötü gitmiyordu hayat..küçük,ufacık bir kıvılcım, bir yangına sebep oldu..keşke sobadan sızan dumandan zehirlenme haberlerine konu olsaydım, sobadan sıçrayan bir alev yüzünden yanmak yerine..“yarım kaldı, sende kalsın, kalsın yarım..”birgün sobadan sızan dumanla tanışmak için yaşıyorum artık..ekmekler yandı..