geberene kadar içmek ve ertesi sabah hayatta olduğum için çok mutlu olmak istiyorum. mutluluğum nereye gitti bilmiyorum. daha doğrusu “neşe” olsa gerek. gerçekten MUTLU olduğum zamanları çıkaramıyorum. ama neşeli olduğum zamanlar vardı. o aptal sırıtmayı istiyorum yüzümde.

gözlerimi zorlayarak açıp, uyandığım yeri hatırlamaya çalışmak. sonra yavaş yavaş önceki günün olaylarını yerine oturtmak… ve sonra olabildiğince erkenden dışarı çıkmak ve yapacak hiçbirşeyinin olmaması… sonra güneşin yüzüne vurması… ve kendimi ılık sütün içindeymiş gibi hissediyorum. tarif etmek çok zor. ama ılık sütün içinde biraz da ananas ve muz esansı olursa çok daha makbule geçer…

depresyon denemez bu halime, çünkü işlerliğimi sürdürüyorum. sıkıldığımı da söyleyemem, sürekli birşeylerle meşgulüm. ama eksik olan birşey var. sırıtmak… gerçekten içten bir kahkaha atıp da o ruh halini bir süre için taşıdığım en son zaman hangisiydi hatırlamıyorum. gülümsememi engelleyemediğim zamanlar olmuştu ama artık değil. ve en kötüsü de geri geleceği ümidiyle yaşamak. belki de ne zaman gelecekler diye beklerken bişeyler kaçırıyorum.

belki de en kötü hastalığa yakalandım. hayatımın uyanmayı beklediğim bir kabus olduğunu sandığım bir karamsarlık…

ölene kadar içmek istiyorum, ertesi sabah yeniden doğmak için…