Sahne:1Uzun zaman geçmişti…Aynamın buğusunda yüzümü yıkamayalı…Belki de unutmuştum…Aynaya bakmayalı uzun zaman olmuştu…Her şey O sabahla başlamıştı…Simamda ki eski yüzü temizlemek istememle…Küçükte olsa bir heyecan vardı ama biraz da hüzün,eskilerden kurtulmak yenilere alışmak…Ve uyandım karanlığıma…Sahne:2Her şey bıraktığımdan daha eski kirlere bürünmüştü,ben ovaladıkça sadece biraz daha dağılıyordu kirli düşlerim…En son ellerime de bulaştı…Yüzümün şeklini unutmakla hata mı yapmıştım yoksa benim yüzüm hiç olmamış mıydı…Karşımda ki karanlık o kadar çok bilinmezlikler içeriyordu ki unuttuğum yüzümü bile unutmuştum…Sahne:3Artık dönüşü olmayan bilinmezliğimi soluyordum.Kaçacak karanlıkta yoktu ve beni kurtaracak aydınlıkta,sadece ilerlemeliydim…Başka bir ihmali düşünecek zamanım,kayıp olacaktı sadece..Gerçek ÖyküUyanış sadece kalan zamanın gidişat çizgisinde ki algılama zorunluluklarımı kabullenmekte ki zorluklara karşı direnişim…Kendi boşluğumu kendimle doldurmayı beceremeyeceğimi anladıktan sonra arayış için kendimi sorgusuz düşler kurmaya ikna ettim.Kimliksiz yansımamı bulmalıydım önce sonrada bana benzemeyen yanlarını , düş’lerle mutlak orgazm aramak değildi benimkisi sadece kurulan düş’leri anlamak ve neden düş kurulduğunu …SONSeni(m+n)le karşılaşınca kendimin farkına vardım…