Evet, bazı özel tarihleri olan özel günler vardır. Ama bu özel günler genellikle amacının dışına taşarak, ticari kaygıların rol aldığı bir ortama dönüşüverirler. Ama hakkını vermek lazım ki milletimizin bu dönüştürmede eline kimse su dökemez. Yazının devamını okuyun ve bir ‘özel’ gün anısı dinleyin.

Bahsettiğimiz bu özel gün hepinizin tahmin edebileceği gibi ’14 Şubat Sevgililer Günü’. Herhalde bu gün sevgililer birbirlerini hatırlasın diye konulmuş, ama diğer günler ne olacak orası da ayrı bir konu tabi. Neyse konumuz bu değil şimdi.

Bu özel günde 4 kişilik bir aile, ki, anne ve 3 çocuktan oluşmaktadır, dışarıya çıkıp eğlenmek isterler. Tabi sevgililer günü olduğu için değil, bir bayram akşamı olduğu için. Önce bir yerde müzik dinleyip birşeyler içerler ve daha sonra ‘daha iyi’ bilinen ‘daha kaliteli’ olduğu bilinen veya öyle sanılan bir yere gitmek isterler. Burası bilmecelerde ‘raf’ olarak sorulan bir sorunun karşılığı olan bir yerdir ve Ankarada kaliteli bir yer olarak tanınmaktadır. Neyse ailemiz gidip kendilerine bir masa bulurlar ve otururlar. Ormanı yanmışa benzeyen şef garson da etraflarında dönüp durmaya başlar. İçeceklerini (söylemesi ayıp, 1 şişe şarap) ve bir kaç parça meze söyleyip eğlenmeye başlarlaaaaaar. Bu arada masaya sürekli istenilmeden bir şeyler getirilmekte ve kendileri için yapıldığı söylenmektedir. İstemiyoruz demelerine rağmen bu işlem rutin olarak devam eder. Ne olduğunu anlamazlar, anlam da veremezler ama fazla bir şey de söylemezler.

Sıra hesap işlemine gelir ve rakamla 100.000.000, yazıyla ‘yüzmilyon‘ TL hesap gelir. Yanlışlık yok, YÜZMİLYON. Neden bu kadar çok diye sorarlar haliyle. Aldıkları cevap ilginçtir, meğer o gün Sevgililer Günü’ya, o günün fix menüsü adam başı 25 milyon TL imiş. Ama onlara işin başında kimse öyle söylememiştir. Masaya sürekli gelen o şeyler de meğerse fix menünün içinde değil miymiş. Fix menü istemedikleri için hesabın düzeltilmesini isterler, ama görevine çok bağlı olan bu restoran çalışanları adisyona işlendiği için yapacak bir şeyleri olmadığını söylerler. Gözleriniz yaşardı değil mi. Ama çok çok özür dilerler, bir yanlışlık olduğunu söylerler, o kadarını yaparlar artık. Ama neden 4 kişilik bir aileye sevgili muamelesi yapıp kendiliklerinden fix menü uyguladıklarını açıklamazlar. O da bir şirket politikasıdır herhalde, ne diyelim. Ailemiz ne mi yapar, bir şövalye gibi davranır ve hesabı öder, ama gidilen o yer hakkında ödenen hesabın dışında bir anısı kalmaz onlar için. Hatta bu anıyı yaygınlaştırmaya ve tanıdıklarıyla, eşleri dostlarıyla da paylaşıyorlar.

Biraz tüketiciyi koruma köşesi gibi oldu ama, bazı şeylere toplum olarak tepki vermek gerekir diye düşünüyorum. Kimse kimseyi özel bir günde sağılacak inek gibi görmemeli ve o özel güne atfen kandırılacak, nasılsa bir şey denmez diyerek aklına eseni yapacak kadar cesaretli görmemelidir. Sizde aklınızda kalırsa bu anekdotu arkadaşlarınızla paylaşın, sağılmayın, hakkınızı arayın.

Not: Raf = Sergen.