takanik’in yanından geçip iskeleye ulaşıyosun.gizli iskele.oysa iskeleler boğaza açılan kapılardır;algının serinliğe açılan kapıları..böyle semtin tam ortasında olması.bozuyo sanki.futbol şık bi olay olabiliyo.işte messi demek,kaka’dan bahsetmek..yok milan yok real madrid..ama böyle pijamadan bozma kıyafetlerle,estetikten yoksun bedenlerin,yine estetikten yoksun oyunları ne derece şık olabilir..o epey uzakta.tam yeniköy çıkışındaki parka ulaşmadan.biliyosun iki parkı var.biri göbeğinde.pahalıdır zaten.kimbilir bi dilimine ne kadar isterler.büyük marketlerde bile o kadar pahalı ki.alt tarafı hamur,peynir;gerçi özel bi peynir kullanıyolar galiba,üstüne de reçel gibi mi desem,jöle desem daha doğru olur..bizim kültürdeki karşılığı künefe mi olur.söylerken gülümseme şekli alıyo ağız zorunlu olarak.say cheese.cheesecake..bunlar da tek tek satış yapıyolar mı.marketlerde kasada o aletten geçirince tak diye yazıyo fiyatı.manav nasıl hesaplasın tek muzun fiyatını..bi de o mekan var.pastane diil;büfe gibi bi yer.ne satıyo,ne üzerine,adı ne hiç bilmiyorum..tek bildiğim yeniköyün en sempatik esnafı tarafından işletildiği.sırf görünüşünden.konuşsam belki de buz gibi bi adamdır.şimdiye kadar edindiğim izlenirim arkasında kalanları araştırmama kararı alıyorum.zaten şu ana kadar hayatımda yeralma oranı benim için yeterli.senin için diil mi.o zaman yeniköye gel.küçük bi dükkan.kaldırımda bi ağaç önünde.ağacın yanına atılmış tek masa bi kaç sandalye..bu arada sana sahil denir mi yeniköy.caddende dolaşırken bir an bile duymayız denizi…