bilgisayardan hiç anlamam.86 yılında liseyi bitirdiğimde, yaygın değildi bu işler.ama ayıptır itiraf etmesi;nişantaşı’nda bil-merk bilgisayar kursu vardı.pek popüler bir yerdi.buna rağmen sınava tabi tutularak,üstüne de bi ton para vererek,o kursa gidenlerden biriyim.cumhuriyet gazetesi’nde görmüştüm ilanlarını.koşarak babama gittiğimi ona gösterdiğimi hatırlıyorum.babama” bir şey öğreneceğim” de yeter.onun mantığına göre okuyacak çocuğu okutacaksın.sınav olduğunu duyunca daha bir sevindi ”gir bakalım,kaçıncı olabileceksin” babında bir şeyler söyledi.gittim,girdim sınava,kazandım.zaten sabah giriyorsun sınava,öğleden sonra açıklıyorlar.hemen aradım babamı,adam uçuyor sevincinden,diyeceğim ki ”baba yapma allahaşkına,parayı bastıran herkesi alacaklar neticede”,diyemiyorum,nedense benimle ilgili her güzel şeye çok sevinirdi.uzatmayalım,8 aylık bir kurs,bitirince bilgisayar programcısı oluyorsun.yaaa..alem okusun bilmem kaç sene.pascal,fortran,basic,cobal dillerini öğretiyorlar falan.işin içine girince, bu işten hiç hoşlanmadığımı anladım.ne çare babama söyleyemiyorum,üzülmesin diye.çok sürmedi zaten,kursun bitimine birkaç ay kala babam ilk kalp krizine yenildi.babamın ölümüyle ilgili bir tek buna sevinmişimdir herhalde,kursu o dakika bıraktım.o yıllardan beridir,gerekmedikçe kullanmadım,gerekmesi de yazı yazmak dışında hemen hiç bir şey için .6-7 yıldır da interneti dönem dönem kullanıyorum.kah bilgi almak,eksik tamamlamak,kah gezinti amaçlı.ancak gördüğüm o ki,sohbet ve forumlarda türkçe bir rumuza rastlamak neredeyse imkansız gibi,kim ne derse desin bana özentiden öte gelmiyor.nedir bu insanın kendine bu kadar yabancılaşması,bilemiyorum,anlam veriyorum ama vermek istemiyorum falan.denebilir ki senin rumuzun ne’ce evet doğrudur, arapça kökenli bir kelime.ama bildirgeç’e ilk girdiğimde hadi üye olayım,pek de içten bir yere benziyor dedim.kullanıcı adı sorunca nedense bildirgeç ve vahiy getiren melek anlamına gelen cebrail ismi çakıştı kafamda.ama şimdi cebrail deyince ne dediğim anlaşılıyor herhalde,içselleştirebiliyorum,zor olmuyor,ben islamiyeti de içselleştirebilmiş biri olarak bundan gocunmuyorum.meleklerin cinsiyeti olmadığına göre buna bir de cinsiyet atfetmem gerekirdi ki,doğal olarak nuri-nuriye örneğindeki gibi cebrailiye oldu.tamamen o anda olan bir seçimdi.bundan önceki rumuzlarımda,bundan farklı değildi.benim anlayamadığım neden özellikle yabancı isimler alındığı.mesela bir fransız ismi edinince,paris’te yaşadığını falan mı hisseder kişi,ya da ne bileyim ”hah,bunu hayatta telaffuz edemezler” gibi bir yaklaşımla mı alınıyor bu isimler,hangi duygularla olduğunu gerçekten çok merak ediyorum.bu konuya devam etmeyi düşünüyorum,yarın itibarıyle…