Sayın cemaat, bu haftasonu kendimden özveride bulunarak soğuk havada galavivaşamdan takılmadım. Rock’n’Coke, Cock’n’Joke, Daş ve Kokain, rakı ve kok kömürü, Ayayyekokocambo; artık ne derseniz işte, ona gittim.

ORTAM-ZEMİN ETÜDÜ

Ortam güzel olmuş. Yağmur yağması iyi olmuş toz toprak yere çökmüş. Astım olmadık. Sahne bugüne kadar yapılmış en büyük sahneydi diyebiliriz. Alan yetersiz kullanılmıştı. Şehir merkezine uzaklık çok fazlaydı bence.
Bu festival bu alan durumuyla Yeşilköy CNR‘da bile yapılırdı. Kur sahneyi arka otoparka. DJ Arena’yı yeme içme standlarını kur Fuarın 3 numaralı salonuna, olurdu bu iş. Hem oraya direk Hafif Metro var. Ulaşım sağlama masrafından da yırtılırdı. Artı daha kalabalık olurdu. Ne de olsa bu festivalin amacı kâr değil. Amaç reklam artı prestij.
Coca Cola Türkiye ofisi, artık Doğu Avrupa, Türki Cumhuriyetler ve Ortadoğu merkez üssü. Yatırım durumları.

TEKNİK
Ses yetersizdi. Allahın unuttuğu yerde sesi niye kısarlar anlamadım. Sahne yanı ekranlar yetersiz değildi ama LCD olsa idi daha iyi olurdu. Maalesef LED ekrandı ve resim seçici arkadaş görüntüye en düşük odaklama ile çektiği için ekran karaltılar halinde idi. Ancak ve ancak Kanal D’den canlı yayına geçildiği anlarda trolley ve jimmy-jib olaya karışıp şahane atraksiyonlar yapıyordu.

ANA SAHNE
Açıkçası diğer grupları pek seyretmedim. Cumartesi öğleden sonra Dreadzone vardı TV’de. Electro-reggae mi desem Electro-Calypso mu desem. Fena değildi doğrusu.
The Cardigans için diyecek şeyler belli. Çizgisi çok değişmiş. Rock’tan ziyade Country oluvermiş sanki. Hatun da güzel, bir ara sandık Shania Twain dinliyoruz. Genel bağlamda kötü değildi ama. Keşke My Favourite Game ekrana Gran Turismo A-Spec görüntüleri çaksalardı.
Pet Shop Boys için hiç bir şey diyemem. İlk defa Türkiye’de idi. Zaten hepi topu 1500 kişi varken Cardigans’da, Pet Shop Boys’da bir anda alana 4000 kişi doldu. Rakamlara aldırmayın kalabalık yoğunluk oranlarından çıkardım. Evet, Pek Çok Boz grubu beni 80’lere rüzgârına gark eyledi. Program içerisinde eskiler olduğu kadar 90’lar ve 2000’ler de mevcut idi. Kâh Domino Dancing eşliğinde electric boogie’ler attık, kâh Go West eşliğinde Old Trafford edalarıyla koro yaptık. Arada “Can’t Take my Eyes off You” potpurisi yaşadık. Pullu payetli elbiseleriyle bizi pek bahtiyâr ettiler.Konseri kapatırken henüz It’s a Sin söylenmemişti. Tam biz “It’s a Sin” diye tezahürata başlamışken kalabalığın öbür ucundan aynı nidalar yükseldi. Kalp kalbe karşı. “It’s a Sin, isteriz” dedik durduk. Bu arada kalabalıkta bir kısım mal(!) konseri bırakmış HokaMola balonlarıyla oynuyordu. İnsanoğlu maymun misali… Şişme ve uçan şeylere dayanamıyor heyhat! Hele hele rüzgarı hesaba katmadan havaya atıp sonra beynine inince “déja vu” yaşayan bir zat vardı anlatmayayım hiç. Belki “malım ben” diye kendi anlatır radyo programında.Netice itibariyle bu durum zaten planlıydı. Çıktı Pek Çok Boz ve kapanışı It’s a Sin ile yaptı. Güzeldi canım… Sağolsunlar, varolsunlar…

DJ Arena
Yazık, çok yazık. Bu organizasyonun adı belli zaten Rock’n’Coke; gerçi Pet Shop Boys da alakasız ama hadi neyse. İlk olaya daldığımda Phil Hartnoll çalıyormuş. Programdan bi haber olduğum için mal mal baktım. Sonrada fenerli gözlükleri takınca düştü jeton, Orbital olarak yani. İlk baktığımda Satisfaction çalıyordu. Neyse efendim Phil’in yanında Mabbas olmasından kıllandım, veeeee direk Drum’n’Bass’e daldı. Böylelikle Drum’n’Coke olduk. Fazla durmadım tabi. VIP’de DJ eşliğinde perküsyon grubu latino çalıyordu artı mama vardı. Kavalyem de koltuk değneğiyle gezdiğinden yoruldu haliyle. Kusura bakma Phil. Geri döndüğümde turntablist akımlardan esintiler çalınıyordu ama kendi çalmıyordu. Teessüf ettim.
Bettie PagePet Shop Boys’u müteakip olaraktan Lisa Pin-Up incelendi. Modelmiş çirkindi be. İlk girdiğimde Shakedown-At Night cheesy trance versiyonu çalıyordu. Daha sonra German Techno’ya daldı. Hard House diyenler de çıkabilir belki ama o ritimler o robo-synth’ler olsa olsa Deutsche Tekno. Aslında fena da değildi. Bir ara pantalonu falan çıkarıp bir kamyona tırmanıp “don dansı” yapasım gelmedi de değil. Lisa çalarken ekranlarda bir kaç kez animasyonlarda hap gözükmesi meşum bir hataydı bence. Diğer taraftan tek bir kare yakaladım (ki pek anlaşılmamıştır o) Bettie Page, Queen of Pin-up’s. Bilinçli miydi bilemeyeceğim.

Küçük Notlar
Konserden evvel Sony Müzik Türkiye Direktörü ile karşılaştım. Hoş5 edip langırt oynadık. Acı yendim, hatta ezdim. Ödül olarak Sertab’ın klibindeki macar yavruyu ayarlayacak bana. Yahoo!

Saygılarımla,
WeaponX, TR-ance Haber Ajansı
Uplifting Birimi, Dutch & German Techno-Trance Senkronizasyon Çalışma Grubu