pop psikoloji patladı 11.02.2004son zamanlarda popüler psikoloji (popsikoloji) alanında, “kendi kendine yardım” adı verilen yayınlara ilgide bir artış var. yine aynı cinsten, nlp(neuro linguistik programlama), eft (emotional freedom techniques – duygusal özgürleştirme teknikleri) gibi zırıltılarla ortaya çıkan pek çok şirket bu işten iyi para kazanıyorlar ve bu yüzden mantar gibi her yerde bitmekteler. örneğin bir şirket, her biri 60-90 dk süren, ortalama 2-3 seansta sizi programlıyor ve seans başına 95.000.000 TL + KDV alıyormuş. her sene, muhtelif güzide üniversitelerimizin ilgili bölümlerinden, memlekete on sene yetecek miktarda piyasaya sürülen “psikolog” kardeşlerimiz. ne duruyorsunuz, işte size bir iş imkanı. hadi bakalım.şimdi efendim, örneğin bir nlp’yi ele alacak olursak, her şeyden önce isminde meymenet yok. şöyle ki: insan zihnini programlamaktan sözediyor. insan bir makina mıdır ki programlansın? modernist düşünce tarzı descartes’ten bu yana insanın vücudunu bir makina olarak gördü. ama hiç değilse “ruhumuza” ve zihnimize biraz ayrıcalık tanınmıştı. (bkz ghost in the machine) şimdi ise amerikalı mühendislik manyağı şarlatanlar, insan zihnini mekanik bir şey gibi programlamaya kalkıyor. (bu insana dair her şeyi ya bir mühendislik ya da bir işletmecilik konusu olarak ele alma densizliği çok vahim ve ayrı bir yazının konusu) bu programlamayı da insanın kendi kendini “gaza getirmesi” yoluyla yapıyorlar. “isteyin yapabilirsiniz, yeter ki başarılı olacağınıza kendinizi inandırın” şeklinde özetlenebilecek bu gazlama teknikleri sayesinde bir şey kazandığını zannedenler olabilir ama daha çok kazananlar bu herzeleri pazarlayıp satan uyanıklar oluyor.popsikolojide çok sözü geçen bir kavram var ki, o da “pozitif düşünce”. pollyanna romanı meşhurdur, gerçeklerden kaçan, her şeyin iyi tarafını görme adına uğradığı haksızlıklara ses çıkarmayan, hatta bu haksız davranışlardan mutlu olduğunu söyleyen mazoşist ve aptal bir genç kızı konu eden bir romandır. (ki polyanna bu özelliği yüzünden bazı münasebetsiz fıkralara da konu olmuştur – pollyanna’ya tecavüz etmişler demiş gibi) pozitif düşünme adı altında önerilen bu. “negatif düşünce” adı altında da eleştirel düşünce dışlanıyor ve yakınma, mızmızlanma ile bir tutuluyor. oysa pollyannacılık da bir tür mızmızlık, mıymıntılık ve kendini bilmezliktir. başına ne gelirse, “kaderdir kaçınılmaz, bari mutlu olayım” deyip razı olmak ve topu gelişine göre vurmaktır. yahu ben nerede yaşıyorum, bir tanıyayım, ne istiyorum, imkanlarım nedir, diyebilmeyi, sorumluluk almayı, eleştirmeyi, en önemlisi seçmeyi ve seçtiği şey uğrunda canını dişine takmayı öğrenememiş, son 30 yılda iç savaş, ekonomik kriz, deprem, doğal afet gibi olayları üst üste yaşamasına rağmen neye uğradığını anlayamamış, hayatını hep memur formatında geçirmiş, şaşkın ve umutsuz insanlara, sen aslansın, sen kaplansın demek, sen yaparsın, (hey meen you can do it) iste ve başar, (win win) demek ve bu yolla malı götürmek ise tam amerikalı “gelenekten yetişme” şarlatanlara göre bir şey. (abd’de şarlatanlıkgelenekseldir ve şimdilerde de kurumsallaşmıştır. dikkat ederseniz nlp satanlar hep abd’de eğitim görmüşler, nlp’nin mucidi de bir amerikalı zaten.)