Onlardan dinlediğim ilk şarkı “Last Kiss” olduğu için mi yoksa ben gerçekten grunge dinlemeyi seviyorum da haberim yok tarzı bir durum mu bilemiyorum ancak Pearl Jam’i ilk dinlemeye başladığım günden beri içimde güller açarak dinlediğim kesin.
Kendi kurallarından başka kural tanımayışları da çekti sanırım beni. Öyle ki, bilet satış firmasına dava açmaları ve bu işi artık para kazanmaktan çok hayan kitlesini göz önünde tutarak onlara konser izletmek için yapıyor olmaları, sadece yapıyor olmaları bile yetti, zaten davayı da kazanamadılar. Bunun yanısıra Eddie Vedder, mezun olmadığı okuldan öğrenmesi gerekenleri kendi çabasıyla öğrenmeye çalışıyor ve böylece kültür ve bilgisini belli düzeyde tutarak belki de hayranlarına örnek olabilecek bir davranışta bulunuyor. En bilindik şarkıları, Jeremy, Oceans, Alive. Ancak benim en sevdiğim şarkılarının başında Daughter bulunuyor, sonrasında bir Betterman şarkısı vardır ki, başladığı yavaş halinden sonra birden hızlanışının kulaklarımda ayrı bir yeri bulunduğu kesin. Red Mosquito, Black, Who Are You, Off He Goes, Animal, Not For You, Porch, Hail Hail, Ederly Woman Behind the Counter in a Small Town, Aye Davanita ilk anda aklıma gelen şarkıları. Eğer dinlememişseniz henüz çok şey kaybetmediniz. Grup hala ayakta ve 19 Kasımda (yani benim doğum günümde) yeni albümle çıkacak karşımıza. İnsanı heyecanlandırıyor..
yorumlar
Türkiye’ye gelmişti. Hani şu dünya ticaret merkezi denen yere. yanımda minik boylu bir kız arkadaşım vardı. esas o hayrandı gruba. neyse “öne gidelim” dedi. gittik ama bir daha mı…asla…
ölüyordum be. kendi arkadaşıma sahip çıkmaya çalışırken başka bir kız bir ara bana baktı anlamsız bir şekilde ve küt diye bayıldı. yere düşmedi. düşmesi mümkün değildi… hemen tutup yukarı kaldırayım dedim. fakat yukarı çıkartmak bile epey zor oldu.
dediğim gibi. pearl jam benim için orda kaldı malesef 🙂
eskiden hiç sevmez, ekseriyetlende dinlemezdim. üstüne üstlük dinleyenlerlede dalga geçerdim. şimdi yaşlılıktan mıdır nedir pörülcem ve türevlerini azda olsa sevmeye başladım. en azından muhabbet esnasında fon müziği olarak iyi gidiyo.
bilet sati$ firmasi dediginiz ticketmaster‘dir. gercekten cok haksizlik yapan ve ne dinleyiciyi, ne de gruplari du$unen bir firma ama butun buyuk konserlerin biletlerini onlar satar. yani biletix’in gelmek istedigi nokta..
eddie vedder’da eskiden benzincide pompaciymi$. kendisi nasil boyle olmu$ en cok merak ettigim noktadir.
konserlerde atlar ziplar, borulara, davula tirmanir. unplugged’da porch calarken taburenin ustunde supermen tribi yapmi$tir, davula tirmanip zillere vurmu$tur. saturday night live’da da kenardaki havalandirmaya tirmanmi$tir. even flow’un klibinde sahnenin 5 metre ustundeki borulara tirmanip ordan insanlarin ustune atlar ve tam zamaninda sahneye geri cikip $arkisina devam eder. koluna konserlerde yazilar yazar… kisacasi hayvandir.
ten’den sonra vs. gibi vasat bi album cikardilar, sonra da vitology ile degi$ik bi tada vardilar. sanirim en begendigim albumleri no code’un tunesinde turkiye’ye de ugradilar. konserin cok efsanesini dinledim ama o zamanlar fazla bilmedigim icin gitmedim. zaten 15 ya$inda falandim sanirim…
cogu genc, sadece ten albumunu begenir, kalan albumleri sevmezler.. bazilari no code’u en kotu album bilirler.. bazilari vitology sonrasini begenmez. sonra yield cikti. gercek bir yol albumu. arabada durur devamli pek sever dinleriz. gaza getirir, sakinle$tirir.. oyle degi$ik bi$ey.. son binaural’i pek dinlemedim. merak etmedim aslinda.. sonra 25 tane konser albumu cikarttilar. sony gruba nasil guveniyor gorun. milan ve paris en iyileri kanimca.. paris konserinde bis icin cagirilip arka arkaya 7 $arki calmi$lar hayvanlar..
bu arada neil young’u da pek severler. last kiss’de bi neil young cover’i. ilk gunlerinde yellow ledbetter, state of love and trust gibi bilimum neil young $arkisini coverlami$lardir.
ben de amerikadan yurutme bir 1992 kayidi var. daha unlu bile degiller.. chris cornell’in tavsiyesi ile gittikleri bi barda verdikleri kucuk bir konser. sanirim en iyi gunleri o gunler.. sonra degi$ik bi ruhhali barindirir oldular..
andrew wood isimli bir seattle genci intihar eder 1993 yilinda sanirim. chris cornell ve eddie vedder’in yakin arkada$idir. onu anmak icin bir araya gelirler soundgarden ve pearl jam. karma bi grup olu$turup kendilerine temple of the dog derler ve hunger strike isimli deli bir single cikartirlar. sonra bir de self titled album cikartirlar.. zamanin en iyi albumlerinden. turkiyede 2 kopyasini gordum. bi ara ezberlemi$tim..
grubun beyinlerinden mike mccready yanina screaming trees’in bass ve davulcusunu alarak alice in chains [aah ah..] vokalisti [rahmetli] layne staley’i alirlar ve mad season isimli bir grup kurarlar. takilirlarken super i$ler ciktigini gorup, bikac konser verirler ve bir album cikartirlar. adina above derler. bu da artik rare statusundedir. turkiyedeki kopyalari sanirim tukendi, ben de yanli$likla buldum desem yeridir.
i$te pearl jam hakkinda gereksiz birsuru bilgi..
“this is the longest title in the whole pearl jam discography, elderly woman behind the counter in a small town.. i seem to recognize your face..”
on two legs’den.
“if you see anyone else throwing coins at the stage, you have my personal permission to beat the fuck out of him… fucker!”
bir konserde kendisine bozuk para atan bir ki$iye sinirlenince…
biliyorum, bir gün bir yıldız olacaksın …
ama başka birinin gökyüzünde …
🙁
kaçırmış blokchu…
pearl jam üstündür…
sessiz, seni çoook iyi anlıyorum…
last kiss bildigim kadarıyla neil young degil w. cohen(belki de yanlıs hatırlıyorum) isimli bir amcanın 1960’lardan kalma bir sarkisidir, vedder bu sarkinin 45liğini bir antikacıda(ya da herneyse) bulduktan sonra coverlamışlardır. basta sadece grubun resmi fan club’ı olan TEN CLUB uylerine gonderilen single radyolar tarafından kesfedilince une kavusmustur.
Pearl Jam soyağacı
Seni Edi kadar seviyorum, kocaman 🙂