bu ayki national geographic’te gıda sağlığı,genetik vs. konusunda kapsamlı bir makale vardı,okudum.yalnız bir miktar yan etkisi oldu,oluyor ve sanırım olacak…
cart bakterisinden tuttun curt virüslerine kadar her türlü iştah kapatıcı mevzuya değiniyordu.
şimdi ben bunları öğrenmiş iken nasıl gönül rahatlığıyla büfeden sosisimi,eminönünden balık ekmeğimi,kokoreçimi,dürümlerimi yiyeceğim! son bir kaç gündür ağzıma attığım herşeyden evvel aklıma bu geliyor…pek kült bi laf olan “atın ölümü arpadan olsun.” diyeyim.
bu arada ng’yi 3 aylık beleşe getirdim anketi sayesinde,pek bir mesudum…
yorumlar
koka kola için söylenen bin bir tane olumsuz habere kulak asmıyorum. (pislik, fareler, bilmemne…)
Başka yolu yok galiba.
Bi de biz türkiye’de yaşıyoruz.
yani mutfaklar, aşçının elinin değdiği yerler, bulaşıkların ne kadar yıkandığı sorularını gözardı etmiş milletiz biz. Hangi mikrop koyar bize…
Hiçbir mutfak kendi mutfağımızdan temiz olamayacağına göre …
yapılmış olursa olsun her türlü yiyeceğin üzerinde bakteri ve mikrop daima bulunacaktır, onu bırakın vücudumuzun dışında ve iç organlarımızda bile milyarlarcası(emin değilim trlyon veya daha fazlada olabilir :)9 )var.