Beyoğlu’nun kalabalığı, Tünel’in yakıcı etkisi, Cihangir’in hayatı, Adalar’ın eğlencesi, Bursa’nın delirtici yolları, Ortaköy’ün köpekleri, Ulus’un TRT’si, Mecidiköy otobüs duraklarının dar yolları, stresli Milliyet, karlı – buzlu Hürriyet günleri, ”penye” ve ”t-shirt” arasındaki fark,’k’ofret, soslu hamburger, anketör sevecenliği, uğursuz Nisan, radikal iki, pembenin mide bulandırıcılığı, mavinin tiksinti verici kokusu, fotoğraf çekimleri, sonra quark / photoshop, tiyatro oyunları, sanat yönetmenliği, siyah / mor, ama niye Unkapanı Köprüsü ?DENİZLER değil, DENİZ. Deliliğin sınırında.İclal Aydın ve ekürisi olan kadın, Cezmiciğimiz, eğlenceli Tuna serisi çocuk kitaplarımız, ve sonunda buluşmak Yüksek Topukların orta yerinde ve yine terk etmek KIZILA BOYALI SAÇLAR’ın Luis kahramanlığında, kelimeler, “aşkım özel hayatımıza başkalarının girmesine dayanamıyorum”, “Cezmiersözcülük yapma lan bana”, kahkaha, geceler, gündüzler, saatler, dakikalar, küfürün bile yaratıcısı olsun; ne giyersen giy boynun kapalı olsun.Eskihisar / Topçular. “ölüyorum”lara “cerrahpaşa” tedavileri, kistler… ekonomiyi çökertecek kadar makarna tükettik , ama en çok da “kırıntı”sından (gıdısından).Oyun yazar beğenmez, yönetmenliğin 1500lük kitabını yazar. Siyah perde arar. Bulur. Bantlar. Çiviler. Böcekler yapışır zamanın birinde ama böceği öldürmeden aşağı indirme planları yapılır aynı anda. “Boşver” yabancı, ara / bul.AKSANAT sergileri, UÇMAK İSTİYORUM (İlker Canikligil) ‘ un bitmeyen etkisi, Tarık Zafer TUNAYA sinema günleri, nikelajsız TEMMUZ’DA, mtlda’sız DUVARA KARŞI. Ama hep Fatih Akın. ”Keşke” yok, ara / bul.Sevgililer. Hep araya girer. Bir cumartesi, bir pazar, bir cuma çıkışı derken; bir bakarsın 20 gündür ayak basılmamış Cihangir sokaklarına…Hani ”güneşli”, hani ”timsah”, hani deniz kazaları ?Terk et sevgiliyi hemen, gir koluma gidelim Mihrimah Sultan’a. Literatür’e de uğrar mıyız, ne dersin ? Gider miyiz numara 407 ‘ ye?