Bugün arkadaşımın nikahına gittim. Düğün – nikah klişeleri vardır. Nikah öncesi (diğer arkadaşlarımla)
tahminlerde bulunuyoruz.
1. Gelin kırmızı kurdela takıcak(takmamıştı)
2. Nikah şekeri şekerden olucak, esansı bol olan kokulardan diil (hoş kokulu otların tüle sarılı nikah ŞEKERİ idi. Tek eksiği şekerdi.)
3. Gelin, ayakkabısının altına en az 5 isim yazıcaktı (bunu tutturduk 6 yazmış).Aralarında isimlerini (çabuk silinsin diye) göz kalemiyle yazıp; kaderi 🙂 aldatmaya çalışanlar hayliceneydi…
4. Buketi … Yo Yo yo buket atma – yakalama muhabbetine Türkiye de ki hiç bir nikah düğün vs. de yaşamadık bu şıkkı eledik.
5. Ayağa kim önce basıcak? Bu madde iğrenç geldi bize sonucuna hiçbirimiz bakmadık biz ayağa fırlayıp ‘heyoooooo nihayet bir memur sizi kıydı’ diye alkışladık.
Veeeee en dayanılmaz faaliyet takı merasimi başladı. Zannımca nikahın düğüne avantajlarından biride bu anın , daha kısa sürmesidir( daha az para toplanabilir ama napalım)
Takıdaki kurallardan biride arkadaşlar aileden sonra takar. Hatta önce ebeveynler sonra 2. derece akrabalar falan filan diye sıra takip edilir. Sıraya girmemiş, milletin suretine bakaraktan
tahmin yapmaya çalışıken( bu kayınpeder bu görümce olsa gerek diye); Ohaaaaa nidalarıyla konsantrasyonumu bozdum.
-Noldu?
-Geline bak dediler.(ki biz gelin tarafıyız. Öle tarafsız gidemezsiniz)
Şahsın teki ne takmış? Araba anahtarı!! Kim taktı göremedik. Ne yalan söyliyim daha öncede görmemiştim. Hadi klasiktir set falan filan takılır ama … Araba anahtarı:)
Madem takı merasimini(bir nebzede olsa) sıradışı yapan bir hamle yapılmış,devamını getirmekte pek bi hevs yaptım. Saçma sapan Walt Disney karakteri anahtarlığım vardır .
Sıraya girdim. Gelinin yanında duran hatun ısrarla iğne uzatıyor.
-Saolun kullanmıyorum dedim.
Ve bende anahtara anahtarlığımı taktım:)
-Yuvanızdaki çorbalara tuz niyetine kabul edersen….Arkadaşlar aramızda toplayıp aldık diye :))
O anahtarlık benim için totem sayılır(abarttım).geri aldım ve asıl takıcağımızı taktık :))
Ama yakasında anahtarlıkla resim çektirmediğimize üzüldük tabi 🙂
Gelin hiç üzülmedi ayrı :).
Ha birde diğer bi olay bugün nikah yarında şehirdışında düğün yapılıcak . Akabinde
1.Bu gelinlik yarına kadar çıkmıcak mı?:)
2.Bu akşam nerde kalıcaklar?
soruları dile geldi ama … yanıtı bulamadık 🙂
yorumlar
ve söz veriyorum kaçmıycam … ve şimdiden site ahalisine duyuruyorum ki ben gelinliğimin üstüne iki anahtar istiyorum boğazda bir yalının ve kırmızı bir mini couper ın…
ya ben de bu aralar amma çok nikaha gittim be. bi o kuzenimin, bi bu kuzenimin derken boyna bilezik, altın, cumhuryet, oh iyi be.
bu arada anahtarlık latifen koparmış.
İstemek elde etmenin yarısıdır derler (o zaman bi mini nin vardır:P) . nick in ne derece isteğini yansıtıyor bilemicem :)) Nerden bulduğunu da sormıcam :P.
evleniyorum.. bi anahtar da bana takarlarsa hepinizi gezdirmek boynumun borcu olsun 🙂
…kuzenimin düğününe gitmiştim. Neredeyse İzmir’deki her çiftin nikahının yapıldığı yer olan, Fuar Evlendirme Dairesi’nde olmuştu. Birinci dereceden hısım akraba (ne demekse) olduğumuzdan, oradan oraya koşturuyorduk. Özene bözene aldığım kıyafetim, yaz sıcağının da etkisiyle renk değiştirmişti. Sırtımda kara delik vardı sanki. Nikâh şekeri dağıtmıştım ayrıca. Başında durmuştum gül şeklindeki hiç sevmediğim nikâh şekerlerinin ve insanların, özellikle de çocuk olanlarının iki tane almaması için. Ama sinirlenmiştim, çünkü her gelen “ben gelinin annesiyim” diyordu. Kimileri de damadın annesi olduğunu iddia ediyordu ki damadın annesi, tam karşımda hep dururdu.