drive your way…………
Erkek sıkılır…bu konuda “don’t mary her fuck me” şarkısını boşuna yazmamıştır beautiful south…arabayı yıkaman lazım, çocukları parka götüreceksin, temizlikçi gelecek temizlik var vs. cümleleri hem o şarkıdan hem hayatımızdan alıntılar…günlük koşturma ve annesine doğru yönelme anadolu kadınını bir ev canavarına dönüştürür…ve şarkıdaki gibi bir sevgilinin ağzından yazılır sözler “evlenme onunla beni .ik”… ve kendini göstermek ister, vücudunun coğrafyalarını bir saten yatakta kazanılmış tatlı zaferin sakin sorumsuz dokunuşlarına teslim etmek ister…ve bundan gerçek yaşamı için güç damıtır…bu olmazsa bir sinirli erkek, bir hiddetli adam ortaya çıkar…kendini maça verir, halı sahaya verir, daha entellektüelse siyasi-kültürel tartışmaların buhranına verir kendini….evet çıkış yolu bulamazsa kendini sokacak bir karanlık arar, kavga eder, arabayı hızlı sürer, tatile hızlı gider, tatilden hızlı döner…trafikte hemen sinirlenir….bir dolu ağır kargaşaya sürüklenir….erkeğin bir başka kadına serin bir suda kulaç atmadan yüzer gibi kendini sürüklemesi bir oksijenlenme, bir yeniden doğuş ayinidir….bu ayine karışan adrenalin ise bir bakıma yeniden aşılanma, yeniden bağışıklanma gibidir….bu aşılar, bu serumlar olmadan uzun erimli bir evlilik, çocuklarla gidilen tatiller, migrosta alış-verişler, kredi kartı ekstrelerine katlanmalar, vızıltılar, çızırtılar dayanılmaz olur…bir düşünün 3.20 BMW okul servisi olmuş, eşya kayıtsızdır nazlanmaz biliyorum ama kendinizi 3.20 BMW nin yerine koyun ve hergün tın tın okula eve gidiyorsunuz, oysa kadran 280 gösteriyor, direksiyon koltuğu hız için dizayn edilmiş….azıcık otobana çıkmak, camları açmak, müziği sona dayamak ne hoş olur dimi…sonra Pazartesi çocukları okula ne güzel de taşırsınız, tüm kurallara uyarsınız….
yorumlar
katılmıyorum.
adamın teki bi sarışın görmüş barda, kulağında walkman var. gitmiş tanışmış, konuşmuşlar, kadının kulağında hep walkman. “Dans eder misin?” demiş, kadın kabul etmiş, ama hala kulağında walkman. adam eve gitmeyi teklif etmiş, o da kabul edilmiş. yatağa girmişler, hala kulağında walkman. “Bari yatakta çıkar şunu” demiş; “Onu çıkartırsam ölürüm” demiş sarışın”. Sevişmişler, kadın uyumuş, kulağında hala duruyor walkman. adam çok merak etmiş dayanamamış ve kulağından çekmiş walkmani “ne dinliyor bakalım” diyerek. kulaklık çıkar çıkmaz sarışın öğürerek ölmüş. Adam iyice dumur, walkmani kulağına götürmüş. şöyle diyormuş banttaki ses:-“Nefes al………………. Şimdi ver. ……….. Nefes al………………. Şimdi ver. ………..Nefes al………………. Şimdi ver. ………………………”
sarışınmıymış kadın ?
değilmiş. orijinalde kızıl olan saçlarını sarıya boyatacak kadar salakmış sahinden.
bence haklısınız yazıda…hep iyi bi araba iyi birkaç yer planlıyoruz elde ediyoruz ama o materyalle yapılacaklar bir türlü yapılamıyor:)Mesela bebek olduğu için belli bir sene geçinceye kadar arka koltukta gidiyorum her yere, çok mühim değil, hatta zevkli arkada ağaca kuşa bebeğimle bakmak. Ama uzun bir müddet oldu ki trafikteki bir densize eşimle birlikte aynı anda bir söylenemedik. Ben arkada tam göremiyorum çünkü:)Yani bu çok basit bir örnek.O yüzden arada sırada çocuğu müsaitse anneanne babaannelere bırakın, hoş yemekler hazırlayın, yada yemeğe çıkın…Yani belkide yalnız yemeğe çıkın, yalnız sinemaya gidin ama bir şekilde o gün rutin listesindeki kişilerden uzak olun tabii mümkünse.Bu yazıda bir tek şunu eklerim:sadece erkek değil yani nefek alması gereken…Kendisine hoş, yapıcı bir gün planlayan o günü ister yalnız ister arkadaşları ile geçiren bir annede ertesi gün çocuğuna daha bir pozitif yaklaşıyor, eşine de öyle:)