adını bilmiyorum… herkes ona meraklı dede diyor…eşi ölmüş meraklı dedenin yıllar önce… yalnız yaşıyormuş… çocukları başka şehirlerde yaşıyormuş, pek arayıp sormazlarmış… apartman görevlimizin de ondan kalır yanı yok hani… oda bize bilgi veriyor…kuzum hiç mi tuvalete gitmezsin? hiç mi karnın acıkmaz? ne bileyim o camın önünde bütün gün nasıl oturursun?Sabah işe giderken akşam eve dönerken o hep camda… Arada baş selamı verir olduk birbirimize son bir yıldır…Ona nasıl alıştığımı bu sabah anladım… yoktu camın önünde… az önce evdekilerle telefonlaştık… meraklı dede öldü dediler… sesim çıkmadı… bir şey söyleyemedim… karşı taraf alo alo deyince yutkunup yaaaa…. dediğimi farkettim… Eve gitmek istemiyorum… Merhuma Allah’tan Rahmet diliyorum… Mahallemizin eski tadı olmayacak…
yorumlar
Başın sağolsun lorien…
üzüldüm lorienn… acını paylaşıyorum
bizim yazliga eski osmanli macuncularaina benzer bir yasli amca her yaz gelirdi..bu yaz gelmedi..sordum.bekcilere nerde macuncu amca???cocuklar delirtiyor beni macun diye !!!!yaz basi öldü dediler…cocuklara söyleyemedim…onun sitenin girisindeki durdugu yeri ve cocuklarin onun basina üsüsmesini hic unutmayacagim…adini bile bilmedigim macuncu amca nur icinde yat.merakli dede dende.lorien yahu daha damardan seyler yazsana ..surda golden sattt yapam breaaa.:-(
eşini merak etmiş.
üzüldüm lorienn…başınız sağolsun tüm mahallenin…
Mahalle genişçe bir fotoğraftır. Delisine alışırsın, imamına, esnafına, postacısına, orospusuna, kedisine-köpeğine, ağacına, binalarına, ayyaşına ve narasına, bebelere ve ağlamalarına… abisi, amcası, teyzesi olursun komşu çocuklarının. Birgün esnaf dükkanı kapar, mektup yollayanın olmaz olur, orospu tövbe eder memleketine göçer, kedi ölür fareler leşini yer, köpeği araba götürür, ağaç kurur, bina kundaklanır, bebeler büyür ayyaş olur, ayyaşlar ölür, imam cenazeyi yıkar, deli seyreder, imamın gün gelir namazı kılınır, deli seyreder, bir de yaşıyorsan sen seyredersin zamanın yıpratıcılığını. O geniş fotoğraf önce renksizleşir, sonra yıpranır ve sonra içindeki figürler bir bir silinir. Kalbin atar ama ruhun ölür, çok geçmez beden ölür.
zabun tasvir ettiğin fotoğrafı şu an bende gördüm sayende… doğru… ama bence yıpranan ve silikleşen bir fotoğrafın yerine sürekli yenileri geliyor…ilgilenen canım arkadaşlarım teşekkürler… çok iyisiniz… hayat işte… bizden de bu kadarcık olsun birileri olur mu acba? neyse…hepinize iyi haftalar diliyorum… sağlıkla mutlulukla…
Başın sağolsun Lori…
Her sabah servis beklediğim apartmanın yanındaki küçük çay ocağında oğluyla beraber çalışırdı. Önceleri sadece selamlaştık yaşlı amcayla, sonra arada bir yanıma gelip hatır sormaya başladı, daha çok kendi hayatını anlattı. Eşi 15 yıl önce ölmüş, bir daha kimseyle evlenememiş, yalnızım kızım derdi, çok yalnızım.Çocuklarının vefasızlığından yakınırdı. Sonra hastalandığını duydum, geldi birkaç kez daha, çok zayıflamıştı. Nerelerdesiniz dedim, özledim sabah sohbetlerinizi (oysa ben geç afyonu patlayanlardanımdır ama bu amcanın sohbetini seviyordum) çok hastayım kızım dedi, çokk.. Sonra uzun süre göremedim, oğluna sordum sonra kaybettik dedi, sanki bir yakınımı kaybetmişcesine üzüldüm..linet:(( (hala sabahları günaydın diyen, hatrımı soran bu amcayı özlüyorum)
koza sağol arkadaşım, bu hüzün verici bir durum ama baksanıza onu uzaktan da olsa tanımış olmam ve bir bağ kurmam onu sahiplenmiş olduğumu gösteriyor… sizlerin yaklaşımı içimi daha da bir burktu. kim bilir yakından tanısaydım neler neler vardı dünyasında… o akşam eve gittiğimde onunla ilgili herşey hallolmuş. ikindi namazında defnetmişler bile… koskoca bir yaşam… sonu çok kısa… defterin dürülüveriyor… cenaze işlemleri tıkır tıkır halloluyor. yaşarken hiç bir yerde bu kadar kolay iş halledilmiyor…linet hepimizin buna benzer hikayeleri var. nur içinde yatsın o bey de… büyüklerimize sahip çıkalım hanımlar beyler… sonra üzülmek fayda etmiyor. aile büyüklerimizi böyle yalnız bırakmayalım…