kahramanımız bir sabah kıçında bir yanma hissiyle uyanır. bu yanma hissi bir hafta boyunca geçmeyince doktora gitmeye karar verip yola koyulur.

doktora vardığında kıçındaki yanma hissinden bahseder, bunun üzerine doktor bi bakması gerektiğini söyler. kahramanımızdan soğuk terler boşalmaktadır. doktor “merak etme parmaklamıycam, sadece bi göz gezdiricem hıhohaaa!” diyince kahramanımız biraz rahatlar. biraz sonra doktor, “hımm saat 12 yönünde bir hemeroidimiz var” diyip sahiplenmeye çalışır. kahramanımız şiddetle hayır o benim hemeroidim der ve doktorda buna boyun eğer. krem ve hap verir kahramanımıza kullansın diye, kullanır o da. lakin iki haftadır kullanmasına rağmen geçmeyince doktora gider tekrar. doktor bu sefer kullanması için fitil verir. fitili alan kahramanımız eve gider ve kutuyu açar açmaz küçük dilini yutar. fitiller aynı rokete benzemektedir ve boyutu pek de küçümsenecek kadar değildir. kahramanımız korkar ve kullanmamaya karar verir. fakat bir süre sonra memeler başkaldırınca kullanmaya karar verir. ilk denemesinde, öyle zorlar, böyle zorlar olmaz bi türlü. soğuk terler bir kez daha boşalmıştır kahramanımızdan. kunek bir arkadaşının vibratörünü gösterdiği an gözünün önünde canlanır. o arkadaşı olsa ne gülerdi şu haline. kahramanımızda gülümseyip tekrar dener ama olmaz. gider yatar bunun üzerine. yatakta yarın bu işi bitirmesi gerektiğini düşünür. ama yarın yine beceremez, ertesi günde. kahramanımız artık bu duruma alışmaktadır, pek umursamaz.

hikayede kullanılan materyaller:

10 adet kahramanımız(bi de bu eder 11),

06 adet doktor,

03 fincan çay (onu burda kullandım)