Katkısı olanların hepsine saygı ve şükranlarımızı sunuyoruz.Nefret ettirdikleri için!Matematikten, fizikten ve felsefeden…Katkısı olanların hepsine saygı ve şükranlarımızı sunuyoruz.Uzaklaştırdıkları için!Düşünmekten, sorgulamaktan, araştırmakan…Ailelerimizden okullarımıza, tv programlarından gazetelere,hayatımız boyunca etkileşim içerisinde olduğumuz herşeybizi etkiliyor.Kimi zaman katkı sağlarken kimi zaman bir şeyler alıp götürüyor.Verdikleri ve aldıkları,kimisi yararlı, kimisi boş.Bir elimizde tv kumandası, binlerce kanal arasında gezinip duruyoruz.Beynmizin ve ruhumuzun kumandası ise TV’nin elinde.Hazırdan tüketiyoruz hazır duyguları,mizahı,eğlenceyi…Tüketiyoruz,tükeniyoruz.Düşünmeden yaşıyoruz, soru sormadan.Herkese teşekkür ediyoruz,bizi sığırlaştırdıkları için.
Felsefe dediğin nedir?Okulda ezberletilenden hemen hiçbir şeykalmamış aklımda.Hiç de merak edip araştırmadım.hoşlanmadığım bir şeyle neden ilgileneyim?İşte, tam burada “Matrix ve Felsefe”kitabından bahsetmek istiyorum.İnternetten başka kitaplar indirirkenbununla da tanışma fırsatı buldum.Sizin de tanışmanızı tavsiye ederek,giriş bölümünden biralıntı demetiyle bitiriyorum.Seçim size kalmış.
“…İnsanlar popüler kültürü seviyor.Çağımızın ortak dili bu……Bu kitaba katkıda bulunan yazarların amacı,okuyucuyu pop kültüründen alıp felsefeye getirmek…”
“Matrix ve Felsefe, filmdeki felsefi temaların neler olduğunubelirleyişi ve ele alışıyla, felsefi zenginlik açısındanfilmden daha üstün.Sizce akılcılar, deneyciler, gerçeküstücüler, maddeciler,bütüncüler, varoluşçular, ve yapıbozumcularımatrix hakında ne düşünür?İşte bu sorunun cevabı Matrix ve Felsefe kitabında.”Lou Marinoff, Felsefeci-yazar.
Kitabın yazarı olan William Irwin, Pennsilvania King’s Üniversitesi’nde profesördür. Birçok felsefi esere editör olarakimza atmıştır.
yorumlar
İşte kitabı indirebileceğimiz bir adres:http://rapidshare.com/files/29957802/Matrix_ve_Felsefe.rar
geçenlerde rahmetli olan fransız filozof jean baudrillard, postmodernizmde ünlü isimlerden biriydi. bu adam ile matrix filmi arasında ilginç bir bağlantı var. wachowski kardeşler filmi yaparken onun fikirlerindende esinlendiklerini söylüyorlar, hatta filmde neo nun bir sahnede elinde tuttugu kitap baudrillard ın “Simulation and Simulacra” adli kitabı. fakat baudrillard ın kendisi, matrix filmin onun felsefesine uygun olmadığını bir röportajda açıklamış. burada doğru cevap hangisi? hepsi. ve biraz daha fazlası.
Jean Baudrillard’in “Simulation and Simulacra” adli kitabi
wachowski kardeşler bir Simulation ve Simulacra filmi yapmaya uğrasşmış olabilirler fakat yolda film kaçınılmaz olarak amerikanlaştı ve üçüncü dalgaya dönüştü. bu yüzden film gerçekten olan devrimsel bir çekişmeyi farkında olmadan “doğru” şekilde yakaladı, ilgi gördü (sonra ikinci dalganın kıl sanayicileri duruma el attı).örnek mi? mesela postmodernizmin insan sevmez, hatta doğayı insana tercih eden “ekoterörist” bir tarafı vardır, ajan smith in morpheus u sorguladığı sahnedeki monologunda bariz şekilde görülüyor. ama film, o ana kadar “sistemi” neo ya zamaninda işe gelmediği için fırça atan, insanları köleleştirmiş (sanayici) bir oluş olarak o kadar net kurgulamıştır ki ondan sonra ajan smith in insanlara “siz bu dünya üzerinde bir mikropsunuz” ithamı, en faşist yeşilciler tarafından bile alkış alamayacaktır. kısmen haklı bulunsa da artık seyircinin zihninde köle haline gelmiş olan insanoğludur, filmin sonunda zincirlerini kırmasi beklenen kahramanlar onlar olacaktır.
Ulan!İnsan sanki sadece günümüzde popüler kültür hengamesine düşmüş gibi konuşuyorsunuz… Halbu ki zihnin çalışma prensibinde gündem diye bir kavram vardır bilinç altı ile etkileşimde bulunan. Bu karekter dediğimiz duruma göre şekillenen maskeler silsilesi artık ne der iseniz. Örneğin kel oğlanın sürekli prensese kayan (sultan) gönlünün ne denli kapitalist oılduğu! Yahut güzel kavramı, ne denli estetik algıya sahip olduğumuz…Örneklem adına tavus kuşunun kur tüylerinden bizimde etkilenmemiz olabilir. Al buradan yak, psikoloji ve temel beğeni güdülerin renklerle bağlaşımının ne denli evrensel de olabileceğine dair. Oysa bizce spor otomobiller de estetiktir. Hangi gündem, hangi popülerlik. sanki yeni icad olunmuş gibi davranmayın…
matrikste felsefik olarak hoşuma giden kısım. hoş, felsefikliğin de ne olduğunu pek bilmem ya. sanırım neo’nun kahin’le görüştüğü o kurabiye bahsinde kırılan vazo olayının diyaloglarıdır.K- önemli değilN- ne önemli değil(arkasını döner ve vazo kırılır)N- bunu biliyormuydun?K- ben demesem kıracak mıydın?buna yakın bir diyalogdu. sanki bir paradoks gibi. yani aklıma şey geliyor. şimdilerde takıldığım Prison Break filmindeki lincoln karakteri. hapisten kaçıyor ve kaçtıktan sonra aslında masum olduğu ortaya çıkıyor. ama şimdi de bence hapisten kaçmakla suçlu değilmi? peki hapiste de suçsuz yere yatmıyor muydu?ammmmmaaaan! “şurdan bir ateş düşsede cigaramı yaksam.”
OguzKagan35, katkı için teşekürler.wassago2000,Uyuşturucu, alkol ve sigara gibi,popüler kültür de insanı süründürür.Onun için her fırsatta popüler kültüredeğiniriz.Kalıcı ve güçlü etki için devamlılık.Reklamların amacı da bu zaten.huaryu, teşekkürler.Kitabın da yararlı olacağını umuyorum.
kibir en sevdiğim günahtır. tüketelim.
by Al Pacino:)
Günah için sevabı katletmeli hayvan…