merhaba marketing türkiye,marketing turkiye dergisini uzun zamandır takip eden bir tasarımcıyım. faydalı bulduğum bir dergidir ve teşekkür ediyorum emeğinize. ancak bazı ciddi eleştirilerim var, oturdum yazdım sonunda :1- ülkemizdeki üretim kalitesi malumunuz, düşüktür. tepeden tırnağa. ancak bu değişiyor, bunu hissedebiliyoruz. Biliyoruz ki bu, ancak radikal ve samimi ve idealist tavırlarla, iş ve tasarım ahlakının bozulamaz kurallarına uyularak icra edilebilirse gerçekleşebilecektir. ben interaktif tasarım mecrasında üretim vermek için kıvranan birisi olarak bu ayki türkcell kampanyasındaki ayıp ve suç sayılması için bilirkişi olmamıza gerek olmayan bir husustaki sessiz kalma çabasını, çabanızı anlayamıyorum.
kampanya başrol oyuncusu sevgili tavuktanbahsetmekteyim. merak etmekteyim, bu ülkedeki değerli illustratorler ve 3d modeler/animator lerin nesli tükendi de mi, bu karakter, tavuklar firarda filminden araklandı!? ben, halen boş gezmekte olan, sektörde ekmek yiyemeyerek, ağır çalışma koşullarına isyan ederek işsiz kalmayı yeğleyerek bir yerde çalışmaya töbve etmiş bir kaç illustrator ve 3d sanatçı arkadaşımı hatırladıkça ajansların bu tutumunu kınamanın ufacık bir tepki olabileceğini hissediyorum sadece. ben bu değerli derginin SIRF BU NEDENLE bu kampanyanın dergi sayfalarında yer almasının sakıncalı ve haksızlık olacağını bilmesini ve ifade etmesini isterdim. benim gibi, gönlünü sanat ve tasarıma vermiş olup ve bu ülkedeki arsızlık, densizlik, terbiyesizlik ve paraya tapınma eylemlerini dert eden, ve bunları özgün ve başarılı iş üretiminin önündeki engeller olarak gören her bir tasarımcı bu kanatte olacaktır sanıyorum. Bu konuda sizler, haber yapmak istediğinizi ancak bu tavuğun çalınmış bir tavuk olmasından ötürü marketing türkiye sayfalarında yer alamayacağını da malum ajansa bildirmeniz bir vefa borcunuzdu aslında. bu tavuk modeli satın alınmış dahi olsa biliyorsunuz ki yukarıdaki eleştrilerim halen haklı bir konumda kalabileceklerdir.2- marketing türkiye dergisinin grafik tasarım ve dizgi hususunda da oldukça sorunlu olduğunu artık söylemeden edemeyeceğim. özellikle bu derginin tasarım sektöründe okunuyor olduğunu sanırım biliyorsunuz. peki neden ben bir sayfaya baktığımda hala kayboluyorum ve huzursuzluk hissediyorum. şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, sayfa aralarında reklam çalışmaları olmasa, derginin bir pvc sektörü dergisinden farkı yok diyebiliriz rahatlıkla. o kadar disiplinsiz ve dengesiz. ne bir renk, ne bir tipografi(bir nebze mevcut bunu görebiliyorum), ne de bir denge disiplini var. “oturaklı bir karakteri var” dedirtmekten uzak.
sayfa 21deki oya alkan fotoğrafını net çekemeyen bir fotoğrafcınız vrsa o fotoğrafı tekrar çektirin lütfen. olmadıysa yayınlamayın. blur meselesini geçtim, renk düzenlemesi yapabilecek orada bir orta düzey baskı ve photoshop bilgisi olan şahıs neden yok? ( tüm fotoğraflarınız kusurlu. abartmıyorum. tümünde renk sorunu var. bazı şahıs fotoğrafları sanki hasta yataktan çıkmış da fotoğrafı çekilmiş gibi. ki hasta biri olsa dahi o surattaki aşırı kırmızılıklar ya da beyazlıkların giderilmesi gerekir öyle değil mi)
sayfa 35. internetten alınmış ya da kazayla ufak bir ebatte edinilmiş fotorafı büyütüldüğünde çapaklanma ve pixellenme olacağı bilinmiyor mu? lütfen hemen bir pvc sektörü dergisi alın ve benzerliği görün! ben pvc sektöründe olan birisi ya da estetikten yoksun biri değilim. hedef kitlenizde bu cümleyi kurmayacak kaç insan var?
sayfa 68. Erdinç mutlunun gözündeki patlama sadece bana görünen bir sorun sanırım!
sayfa 80. üstelik de kapak konusu. facebook logotype’ını neden çizmediniz bir vektörel yazılımda? çok mu zor bunu yapmak? utanılmıyor mu üstelik bir kapak konusu başlığının bu şekilde scale edilerek bulanık bir halde basılmasından?
yine aynı sayfadaki alexa grafiği. grafik gösteriminde yatay ve dikey verilerin ne olduğu, biriminin ne olduğu gösterilmek zorundadır! yoksa benim gibi salak okuyucularınız şunu düşünür o grafiye girerek 2006 yılında 5 kişi ziyaret etmiş 2007 yılında 50 kişi ..nedir o? on milyon mu? on milyarlar mı yoksa kilogram mı oradaki 1 2 3 4 5?ayrıca GoldenDrumhakkındaki sayfalar tam bir karmaşa. kim ne almış neler gösterilmiş ne kategorilerde hangi iş varmış bu bilgileri anlamak için ben bu dergiyi okuduğum sıkışık zamanlarda abdest alıp “niyet ettim allah rızası için marketing türkiye dergisini okumaya” diyerek! kendimi hayattan soyutlayıp ibadet eder gibi bir konsantrasyonla sayfalarda ne ne anlama geliyor? ne anlatılıyor bunları anlamak zorunda bırakılıyorum.bu dergi sayfalrında su gibi akıcı bir grafiksel algı yapısı kurmak zorunluluğu var ve bu gerçekleştirilmeli.
sayfa 91üst bölümdeki grafik tasarım kepazeliğini ben kabul etmiyorum! bunu bana bu dergide dayatacak adamları da kadronuzda istemiyorum bir okuyucunuz olarak. o kırmızı renkteki benim mahallemdeki pastanenin fontunu kullanarak üstelik kerning’i kokunç bir halde bırakılmış zavallı Arzu Kaprol ifadesinden bahsetmekteyim!
3-Dergi neden selefon kaplı bir kağıt ile basılmakta? dünya elden gidiyor biliyorsunuz. selfonlu kağıt geri dönmez! döndürülmesi içinse servet harcanması gerekir!ve selefonlu kağıt daha ağırdır, derginizin dağıtılmasında bile sorun yaratır, mesela daha fazla benzin harcattırır binlerce dergiği taşıyan bir araca. bu dergi okuyucuları kapağındaki selefona bakmıyorlar! zerre kadar da önemsiz. kapak renginiz ve logotypınız gayet güzel!, kimsenin selefon derdi yok! üstelik neden daha fazla para ödüyorsunuz buna!
4-ve son olarak, neden yazarlar ve editörünüzün mail adresleri dergide ifade edilmiyor da telefon açmak gibi bir gereksizlik hayat bulabiliyor?
şimdilik bu kadar arkadaşlar, oturdum işimi bıraktım ve döktüm içimi. umarım bu mektubum orada biryerde işine aşık birine denk gelir de birşeyler yapılabilr. bu tip durumların devamı durumunda bu dergiden ilelebet ilişkimi keseceğim aşikardır. ben sessiz kalamayanlardanım. biliyorsunuz sessiz kalmak bizde adettir. genel bir durumdur. yani benim durumumda olan adam sayızsı az değildir. lütfen çeki düzen verin! lütfen!Not : Bu e-mektup sektördeki bir kaç önemli tasarımcı ile de paylaşılmıştır. bunun sebebi sizlerin ve bizlerin bu gibi konularda tevazu gösteremez bir iş ve tasarım anlayışına sahip olma zorunluluğumuzun gerekliliğindendir. bu konularda bu tip bir dergi diğer tüm dergilerden çok daha dikkatli olmalıdır ve bu konu sektördeki emek sahiplerince bilinmeli ve takip edilmelidir.
iyi çalışmalar,Burak Ozdelice