leman dergisi Fransa’da “işverene 26 yaşından küçük ücretlileri gerekçe göstermeden işten çıkarma hakkı veren yasa”ya karşı düzenlenen protesto gösterilerine katılan üniversite öğrencilerine neden bizim üniversitelerimizde rastlanılmadığını çok güzel bir şekilde eleştirmiş. çok haklılar bence. karikatürün dergideki yazıyı aynan aktarıyım da sizde benim gibi derginin eleştirilerine hak verin.” Fransa’da işverene 26 yaşından küçük ücretlileri gerekçe göstermeden işten çıkarma hakkı veren yasaya karşı düzenlenen proteto gösterileri 68’i aratmayan dev bir isyana dönüştü. Tam 1.5 milyon üniversite öğrencisi eylemlerde aktif olarak yer aldı. Gelecek perşembeyi “Eylem Günü” olarak seçen Üniversite öğrencilerinin Fransız hükümetine ve Başbakan Deuillepin’e geri adım attırması bekleniyor. Liberation gazetesi haberi “Fransa’da sokaklar hep 20 yaşında kalacak” başlığıyla verdi.. Fransa’da hal böyleyken bizim üniversitelerimize baktığımızda ise durum acıklı görünüyor. Önceki kuşaklardan alınan pırıl pırıl mirasın yerini, 12 Eylül’ün, YÖK’ün ve medya kepazeliğinin yarattığı ruhsuz! Ütopyasız gençlik almış..Onun için bugün üniversitelere konuk olan ve “idamlara imzalarken elim titremedi” diyebilen Netekim paşa Kenan Evren’ler alkışlanabiliyor. Susurluk’u temize çıkarma görevini tertemiz yerine getiren “Kurtlar Vadisi” aktörleri üniversitelerde ağzı açık şakşaklanıyor. Önümüz bahar şenlikleri..Üniversite öğrencilerimiz kampüs kapılarına , her köşeye, ağaç dalına bayrak şama asan sponsorlar gölgesinde magazin şebekleriyle eğlenmeye doyamayacak..Bombok bir eğitim alıyorlarmış, hiçbiri okul bittiğinde iş bulamayacakmış ne gam..Yaşasın magazin, yaşasın elikanlı diktatörler, medya şebekleri, ossurukları, beleş kağıt bardak dağıtan sponsorlar..Yaşasın ruhsuz, ütopyasız öğrenci gençlik…”
yorumlar
12 Eylül sonrası gençlerimize politize olmasınlar diye düşünce üretimden uzak her mekan açılmış, es kaza bir düşünce veya eğilimin filizlenme ihtimalinin olduğu her mekan kapatılmış. Bilemiyorum ama öğrenci iken bir derneğe bile üye olamıyorduk. Yasa daha 6-7 sene önce değişti. Ebeveynlerimizin, “aman evladım sen hiçbir şeye karışma, okuluna git gel” diye nasihatları hala kulaklarımızda çınlıyor.Türkiyemizde hak aramak bir meydan okuma yada isyan olarak değerlendiriliyor. Hele örgütlü hak arama “tam bir çeteleşme” gibi değerlendiriliyor.Fransa’daki olaylar yüzyılların bir uzantısı. Bu sadece günümüz gerçekleri ile izah edilebilecek bir konu değil belki de. Fransa tarihini şöyle bir göz gezdirdiğimizde bu tip eylemler pek yadsınmıyor.10 yılda 15 milyon genç yarattık diye marşlar söylemeye devam. yaratılan gençlik ancak leman’ın konusu olabiliyor. iyiler ise bu kargaşada göze görünmüyor.
halimiz itten beter, keyfimiz beyde yok:)) hoş bi veciz değilmi, hemde cukk!!
<blockquote>Anarsistler</blockquote>Hak alınmaz bu cografyada lütfedilirya bence ondan bu tepkisizlik. Örgüt deyince akllara gelen hep “terörörgütleri”, 100 kisiden kaçına bu kelime “örgütlü toplum” çagrısımı yapar ki. Örgütlülük kötüdür. Seyirciyiz ve hep öyle kalıcaz. Sendikalar, dernekler, sivil toplum örgütleri… Toplumsal duyarlılıklar, bireysel hak arama mücadeleleri. Bunlar bize yabancı seyler.Hazmedemedik biz demokrasiyi. Asagılanmayı, haksızlıgı, azarları ondan bu kadar kolay sineye çekebiliyoruz. Hazmetmekte kolay degıl zaten. Toplumumuzun gelenegine biraz yabancı bir sistem nede olsa.Sosyal güvenlik yasa tasarısı köskten döndü, bir daha ki sefere belki Anayasa Mahkemesinden döner. Dönmesse yasalasır ve bizde 60 yasında emekliligi pasa pasa kabul ederiz. Olmaz böyle sey deyip tepki verecek bir yapıya sahip olamıcaz sanırım yakın gelecekte.Anarsistler deyip geçenler vardır televizyondan Fransadaki olayları seyredenler arasında. Keski onlar kadar anarsist olabilsekde bizi yönetenler biraz daha temkinli davranmak zorunda kalsalar.
<blockquote>Anarsistler</blockquote>Hak alınmaz bu cografyada lütfedilirya bence ondan bu tepkisizlik. Örgüt deyince akllara gelen hep “terörörgütleri”, 100 kisiden kaçına bu kelime “örgütlü toplum” çagrısımı yapar ki. Örgütlülük kötüdür. Seyirciyiz ve hep öyle kalıcaz. Sendikalar, dernekler, sivil toplum örgütleri… Toplumsal duyarlılıklar, bireysel hak arama mücadeleleri. Bunlar bize yabancı seyler.Hazmedemedik biz demokrasiyi. Asagılanmayı, haksızlıgı, azarları ondan bu kadar kolay sineye çekebiliyoruz. Hazmetmekte kolay degıl zaten. Toplumumuzun gelenegine biraz yabancı bir sistem nede olsa.Sosyal güvenlik yasa tasarısı köskten döndü, bir daha ki sefere belki Anayasa Mahkemesinden döner. Dönmesse yasalasır ve bizde 60 yasında emekliligi pasa pasa kabul ederiz. Olmaz böyle sey deyip tepki verecek bir yapıya sahip olamıcaz sanırım yakın gelecekte.Anarsistler deyip geçenler vardır televizyondan Fransadaki olayları seyredenler arasında. Keski onlar kadar anarsist olabilsekde bizi yönetenler biraz daha temkinli davranmak zorunda kalsalar.