Kuzey Irak’a Asker çıkarmamız halinde batağa saplanabilirmişiz.Bu açılamayı Milli güvenlik sekreteri yapmiş artık ne kadar doğrudur bilemem.Türk askerinin Kuzey Irak’a girmesini hiç kimse istemiyor.Acaba nedendir,Sınır ötesi harekat denilince her yerde kıyamet kopuyor,sanki daha önceki yıllarda Türkiye Kuzey Irak’a hiç sınır ötesi harekat düzenlememiş.Şuanda bir harekat sonrasında Türkiyenin pkk karşısında ağır insani ve maddi kayıplar vereceği söyleniyor, yani bir terör örgütü karşısında.Bizim ağır kayıplar vermemiz için karşımızda en azından bir devletin olması lazım ve o devletin büyük bir silahlı gücü.Yani anlayacağınız arkadaşlar Koskoca Türkiye Cumhuriyetini, basit bir pkk karşısında ağır kayıplar vereceğini söylüyorlar.Sizce bu mantıklımı?Bence değil.Bugun kuzey Irak’a girmemizi istemeyenler hem ABD’nin hem Kerkükte katliam yapmak için bekleyen kürtlerin, hemde bizi bölmek isteyenlerin ekmeğine yağ sürmüş olurlar.Nitekim olası bir harekatta elbette kayıplar olacaktır,sonuçta bu Memleket kolay kazanılmadı.Ogünlerde hiç birşeyimiz yokken Dünyanın en güçlü devletleriyle savaşmış ve galip gelmiş bu millet bugünde daha iyisini yapacaktır eminim.
yorumlar
Savaş=felaket başka bir düşüncem yok ABD’nin yeni planında Türkiye’de var haberin devamı bunun üstüne ne denir. Oyalama ?
Sayın BiliktuAskeri olarak PKK’yı yenmeden siyasal olarak istikrar bulamayacağımız düşüncesini paylaşsam da daha önce okuduklarım bu durumun zorluklarını göstermişti. Öncelikle Irak topraklarında güçlü bir devlet olmadığı sürece biz her ne kadar PKK’ya askeri operasyon yapsak da, bu operasyonlar sadece vurkaçta kalıyor. Çünkü en ufak tıkırtıda zaten kamplar boşalıyor, militanlar daha güneye kaçıyor. Biz geride kalan çok az sayıda örgüt elemanını bulabiliyoruz; o da günlerce orada kalıp mağaraları arayıp tararsak… 1992-1994 yılları arasında Hakkari Dağ Komando Tugay Konutanlığı yapan Tug.Osman Pamukoğlu’nun kitaplarında detayları ile bulabilirsiniz. O yüzden önce Genelkurmay Başkanının dediği gibi sınırın öteki tarafını koruyacak bir devlet lazım. Ayrıca Kandil kampı olayı var ki; o da ayrı bir konu. Kandil kampı bizim sınırımızdan kuş uçuşu 180, en yakın hava üssümüzden yaklaşık 350 km uzakta. Sadece hava saldırısı ile kurtulamayacağımızı İran’ın Kandil Kampını yıllardır sürekli bombalaması gösterdi. Ancak bu uzak mesafe ve coğrafyanın zorluğu bizi oraya ya çok çok büyük bir piyade birliği göndemeye (bu da uzun süren operasyon, sürekli lojistik destek ve yüksek askeri kayıp riski ile uluslararası tacizler anlamına geliyor) ya da şu an olduğu gibi hiç bir şey yapamamaya zorluyor.Eh bir de Kerkük konusu var ki; o daha karışık. Kerkük sınırımıza o kadar uzak ki, ancak bir kolordu yola çıkartırsak ulaşabiliriz. Üstelik de oldukça uzun sürede. Yaklaşık 350 km. Bir de yaklaşık 1 milyon nüfusu olan bir şehri ele geçirmek. Bunlar bile masal gibi. Üstelik asıl sorun ele geçirdikten sonra başlıyor. Sürekli hem burada hem orada terör saldırıları yüzünden artan iç ve dış kamuoyu baskısı. Sanırım böyle bir askeri harekat için önce başımızdakilerden daha güçlü siyasi liderler lazım.Peki ne yapacağız? Sürekli bu konuyu konuşuyor, düşünüyor, tartışıyoruz. Sanırım ancak uluslararası siyasi baskı yapmaktan ve PKK’ya karşı kendi sınırlarımız içinde savaşmaktan başka çaremiz yok. Bu arada sanırım PKK artık görevini tamamladığı için yerini Barzani Kürt Vatandaşlarımız adına da konuşmaya başladı bile.