Hiç bir kaynağa başvurmadan nacizane küfür birikimimle böyle bir yazı yazmak istedim. Neden böyle bir şey yazma gereği hissettim? Bu yazıyı hazırlayacak gerekli küfür kültürüm var mı? Başka konu mu kalmadı? gibi soruların beynime hücum etmesine izin vermeden uzaklaştırdım. Yazının anlaşılır ve basit bir dili olmasına özen gösterdim ki bunun nedenini de sorgulamadım.Küfür, çoğunlukla sinir kat sayısını 1000 ile çarpıp çarpanlarına ayırdıktan sonra, geriye kalan değeri ne yapacağına karar veremeyen insanların başvurduğu bir yöntemdir. Kimine göre acizliğin kanıtı, kimine göre rahatlama aracı, kimine göre ise araç olamayacak niteliğe sahip bir amaç olmuştur.Genellikle küfür ederek mantık sınırları zorlanır. Örnek verecek olursam, biyolojisi çeşitli eylemleri gerçekleştirebilmesine imkan sağlamayan hanım kızlarımız, bu eylemi gerçekleştirebileceklerini iddia ederler. Lakin bunun için çeşitli araçlara ihtiyaçları vardır ki bu küfüre eklendiği takdir de küfürün yapısı bozulur, küfüre maruz kalan insanın üzerinde istenilen etkiyi bırakmaz.Bunun dışında zeka sınırlarını zorlayan çeşitli küfürler vardır.-Seni çöldeki kutup ayısı ile akraba eder, sizden olacak çocukların taa…-Seni öyle bir …..ki vücudundaki tüm organlar imdat diye bağırır! gibi.Bu tür küfürlere maruz kalan insan;-Ama iç organlarımın bir suçu yok ki. Hem onlar ömrümün geri kalan kısmında bana lazım olacaklar. Ben sana böbrek taşımı versem?ya da-Güzel kardeşim. Çöldeki kutup ayısı alışık olmadığı iklim şartları karşısında gereksiz asabiyet gösterebilir. Dolayısıyla o eylemi gerçekleştirebilmekte zorlanabilirim.gibi bir tepki vermeyi yeğlemeyecek, küfür sahibinin çeşitli organlarına, aile efradına, hatta hiç bir zaman sahip olamadığı, hayal gücünün şaheseri olan adı yeni konmuş organlarına kasteder. Ve zeka sınırlarını zorlamış olan küfür sahibi, bu durum karşısında sırıtıp, yeterince üretici olamayan bu insan evladını küçümseme yolunu seçer.Bir de duyduğu küfürler karşısında küçük dili amuda kalkan türde insanlarımız vardır ki onlar da kendilerini şöyle ifade etmeyi seçmektedirler :-Senin seviyen belli!-Ben seninle muhatap bile olmam!diyerek hassasiyetlerini kanıtlama yolunu seçerler. Böyle insanların ise evde yalnız kaldıklarında küfür ederek, daha önce karşılık veremedikleri birikmiş küfürleri haykırarak rahatladıkları tahmin edilmektedir.Küfür, zaman zaman rahatlamada yardımı olabilen, ancak sınırları zorlama gereği hissedildiğinde,(Sınır nedir bunu söyler misin diyecek arkadaşlara verecek onlarca cevabın arasından doğru olanı seçemedim) bu rahatlama rahatsızlığa dönüşebiliyor.Özellikle “sanal alem” dediğimiz ortamda insanların sanal olduğu göz ardı edilerek, ciddiyetsizlik ciddiye alınabiliyor. Zira gerçek hayatta,-Hey ağzına …tığım bi kola versene!-Şurdan iki kişi uzatsana tek hücreli embesil!-Bunun fiyatı ne kadar? Sana diyorum …k kafa!!gibi diyalogların duyulmasının mümkün olamayacağını idrak eden, etmeyi başaran insanlar,bu küfürleri savuranları, içinde bulundukları ortamın gerektirdiği kadar ciddiye almalarının sağlıklı internet kullanıcıları yetişmesine ve geleceğin hacker’larının gelişim sürecine faydası olacağını düşünmekteyim.Klavye tutan parmaklarınıza, hayal gücünüze kuvvet (!) yeni küfürlerde buluşmak dileğiyle. Esen kalın.