Günlerden dündü, herşey normal başlamış, her zamanki gibi yatağın sağından kalkmıştım. Yalnız karnımın hafif hafif ağrıdığını hissediyordum. Taksim de iki akadaşımla buluşucaktım, geçer herhalde deyip atladım 202′ ye. Ama karnımın ağrısı daha da şiddetlenmeye başlamıştı. Taksime vardım, buluştuk ama ben dayanamaz bi hale gelmiştim artık ve ben eve gidicem dedim. Arkadaşlarımdan biri(Burcu), ben bi hap biliyorum onu alalım , geçmezse eve gidersin dedi. E olur dedim ben de, arkadaşımı mı kırayım. Aldık biz hapı, Burcu dedi ki 3 tane iç bunlar çok küçük. Behire(diğeri) : saçmalama, küçük olması bişey değiştirmez içmesin , bişey olur . dedi. Bunlar başladılar içsin, içmesin, içsin, içmesin. Ben de aldım ellerinden 3 minik hapı mideye indirdim.(30 mg)İçtikten sonra da Burcu, ölürsem sen sorumlusun dedim. Aradan 10 dakika geçti, bu arada Kostarika’ yı yemek için Mac e gitmiştik .Ama Kostarika beni yedi, çünkü ince ince terlemeye ve titremeye başladım, 2 dakika sonra ayakta duramıyordum. Aşağıya güç bela indik, polisleri gördük, sürüne sürüne(diğerlerinin diğil beni taşıycak, kendilerini taşıycak halleri yok) yanlarına gittik. Bizi hastaneye götürür müsünüz dedik, atlayın dediler. Ben bayılmakla bayılmamak arası gidip geliyorum. Taksim malum trafik kaos, polis amca açtı sirenleri, bağırdı çekilin falan diye arabalara. Çok iyi muamele gördük, direk Taksim İlkyardıma.

E haplar fazla gelmiş tabe, sabah da bişey almıştım, bi de Mac deyken bi tane daha iç demişti arkadaşım, asidi kaçmış kolaya atalım dedi. Ben de kola bana gaz yapar,daha da sıkışırım diye reddetmiştim. Neyse bu sefer de hastanede bana vurulacak iğneden yokmuş, iğne arandı bulundu, vuruldu. 1 saat süren bi titreme olayından sonra kendime geldim. Sonra da otobüse binip eve geri geldim. Anneme anlattım , ağzıma zıçtı tabi,hapları içtim diye. Ne macera ama.