Hep konuşulagelen bir konu vardır “Bir romanı-hikayeyi önce okumak mı iyidir yoksa filmini izlemek mi?”. Khaled Hosseini ( Halid Hüseyin ) bu sorunun cevabını “İkisini de aynı anda yapabilirsiniz” diyerek veriyor bize sanki. Zira romanları okurken insanda kareler oluşturmaya yetecek sayfalarla dolu. Romanlarının tohumlarını pek çok yazar gibi doğduğu topraklardan esen rüzgarlarla tozlaştırdığı kesin. Zira romanlarında 1978′ deki Sovyet işgali çok önemli yer tutuyor. Afganistan coğrafyasının savaşlarla nasıl fakirleştirildiği yok edildiğini de açıkça göstermekte. Zaman zaman aşırı dramatik görünen eserleri bana göre dramatikliğini coğrafyanın karmaşıklığından ve o coğrafyada yaşananlardan ve coğrafyanın kültüründen almakta. Eserleri eserleri dedim ama eserlerinin ismini söylemedim. Farkındayım. Uçurtma Avcısı ve Bin Muhteşem Güneş yazarın romanları. Konularına ve mesajlarını girmeyeceğim. Okur görürsünüz. Ancak romanların akıcılığına ve bağlayıcılığına siz de hayran kalacaksınız. Bazılarınızda belki yazı yazma dürtüsü uyanacak tıpkı bana olduğu gibi… Ya da Uçurtma Avcısı’nın halihazırda olan filminden daha iyi bir film çekmek sizin hayalinizde oluşan karelerle…